Otomobil Tamamen farklı bir kişilik!

Tamamen farklı bir kişilik!

29.01.2010 - 17:31 | Son Güncellenme:

SÜRÜŞ İZLENİMİ : Renault Fluence 1.5 dCi

Tamamen farklı bir kişilik

LEVENT KÖPRÜLÜ

Haberin Devamı

Aslında pek çok nedeni var Türk tüketicisinin büyük ölçüde "sedan düşkünü" olmasının. Üstelik bunu ben değil, bizzat bu konuda araştırmalar yaptıran otomotiv şirketleri söylüyor.

Bir kere ailece bir yerlere gitmeyi seviyoruz. Hem de kalabalık olarak. Seyahate çıkacağımızda da otomobilin bagajına pek çok şey yüklemeye bayılıyoruz. Normal zamanlarda da, mümkünse işimize yarayabilecek (şezlong filan gibi çok kullanılan şeyler olması da şart değil!) tüm eşyaların elimizin altında bulunmasını, yani bagajda durmasını istiyoruz. Eşya bölmesinin, kesinlikle yolcu bölümüne dahil olmasını da istemiyoruz. Mesela halı saha maçları için otomobilde duran spor ayakkabılar ya da mangal gibi...

İşte Megane Sedan, bu kitle için gerçekten de biçilmiş kaftandı. Nitekim bunu da piyasada kaldığı altı yıl boyunca satışlar listesinin üst sırasında kalmasıyla kanıtladı. Elbette bu başarıyı tekrarlayacak, sevilen bir modelin devamı olacak otomobilin, onun kadar iyi olması gerekiyordu. Renault mühendisleri ve tasarımcıları, bunun için elinden gelen her şeyi yaptı. Üstüne üstlük, ona yepyeni bir isim de verdi: Fluence.

Haberin Devamı

Tamamen farklı bir kişilik

Adınla yaşayasın emi!

Genelde büyüklerimiz, yeri geldiğinde söylerlerdi "Hay, adınla bin yaşa emi!" diye... Özellikle de isimlerin gerçek anlamını bulduğu zamanlarda...

Tasarımı açısından bakarsanız, adı "akışkan" anlamına gelen Fluence için de benzer bir şeyi söylemek mümkün. Yerini aldığı Megane Sedan'a kıyasla daha yuvarlatılmış hatlara sahip Fluence'ın tasarımını oluşturan çizgiler, önden başlayıp arkaya doğru kesintisiz bir şekilde akıp gidiyor sanki. Megane ailesinden tamamen farklı bir tasarımla şekillenen Fluence'ın ön bölümü hayli kızgın (kim sinirlendirdi bilemiyorum tabii) bakıyor. Bu etkiyi bırakansa, ön tekerleklere kadar uzayan farları ve ince radyatör ızgarası. Bununla birlikte tampondaki geniş havalandırma ızgarası "ham yapmaya hazır" bir görüntü veriyor.

Tamamen farklı bir kişilik

Aracın profiliyse, bana ilginç bir şekilde ilk nesil Megane Sedan'ı hatırlattı. Nitekim geçen yıl Frankfurt Otomobil Fuarı'nda sergilenen elektrikli Fluence konseptinin arka stop lambaları bile en eski Megane Sedan'ınkilerin modern yorumu şeklindeydi. Elbette Fluence, sözünü ettiğim ilk Megane'a göre biraz daha basık duruyor. Ancak bu, kesinlikle iç mekanda oturanlara "daral getirecek" cinsten bir basıklık değil tabii.

Haberin Devamı

Bumerang stili arka stop lambaları, yine mevcut Renault modellerine göre hayli farklı bir görüntü ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu arada söylemeden geçemeyeyim, Fluence kesinlikle sportif bir duruşa sahip ve bazı aksesuvarlarla bu hissi kuvvetlendirebilecek potansiyele de sahip. Nitekim Renault tarafından yapılmış örnekleri mevcut. Zira Fluence'ının görüntüsü biraz daha sportif yapmak isteyenler, gerekli aksesuvarları ek bedelle bayilerden de satın alabiliyor.

Fluence, yan aynaların üzerine yerleştirilmiş sinyal lambalarıyla da modaya uymuş bu arada...

Tamamen farklı bir kişilik

Kesinlikle daha cömert

Eh, artık açalım kapıyı ve binelim içine. Zira hava soğuk (bu espri de öyle oldu galiba!) yeterince.

Fluence gerçekten geniş ve ferah bir iç mekana sahip. Kullandığımız araçtaki sunroof, ferahlık etkisini bir kat daha artırıyor tabii. Eskisine göre daha cömert olan diz mesafesi, özellikle arkada oturanlar için daha fazla rahatlık anlamına geliyor. Bunu da, neredeyse abisi sayılan Laguna'ya yaklaşan ebatları sağlıyor. Arka koltuğun ortasındaki açılabilir kol dayama yerinde aynı zamanda iki tane bardak tutucu da bulunuyor. Bu da, daha çok Fluence'ı makam aracı olarak kullananlara yönelik bir durum olsa gerek.

Haberin Devamı

Gösterge paneli ve orta konsol ise, motor ve yürüyen aksam gibi unsurları saymazsak belki de Megane ailesiyle tek ortak yönü. Tabii bir farkla. O fark da, göstergelerin tamamının analog olması. Megane ailesinin HB ve station üyelerinde hız göstergesi dijital çünkü.

Tamamen farklı bir kişilik

Krom çerçeveli göstergeler hayli rahat okunuyor. Yol bilgisayarının benzin göstergesinin hemen üzerine konumlanması da, pek çok bilginin kolayca görülebilmesini sağlamış. Çift renkli ön konsol, ortadan ahşap benzeri bir kaplamayla ayrılıyor. Bu da "akışkanlık" hissi versin diye dalgalı bir şekilde yapılmış. Orta konsoldaysa sadelik hakim olsa da, müzik sistemi ve klima kumandaları yer almakta. Müzik sisteminin bilgileriyse isteğe bağlı alınabilen ve orta konsolun tam üzerinde, cama yakın duran navigasyon ekranından izlenebiliyor. Merak eden olursa, navigasyon Türkçe konuşuyor ve yol gösterme becerisi de hayli başarılı. Üstelik uzaktan kumandayla ayarlanıyor.

Haberin Devamı

Bagaj ise Runault'nun "bonkör" davrandığı yerlerden. Nitekim 530 litrelik hacmiyle, uçsuz bucaksızmış hissi veriyor. Tabii burası abartı... Ancak gerçekten de bu hacim, yabana atılır cinsten değil. Üstelik yükleme eşiğinin alçak olması da büyük kolaylık.

Dizel ve 6 ileri...

Türkiye'de 1.6 lt 110 HP benzinlinin yanında 1.5 lt'lik (85 ve 105 HP) iki dizel motor seçeneğiyle satılan Fluence'ın 105 HP'lik versiyonuydu kullandığımız.

6 ileri manuel şanzımanla eşleştirilmiş motor, elbette 1.3 tona yaklaşan ağırlık için ideal bir birleşim olmuş. Nitekim motor alt devirlerde bir miktar isteksiz gibi görünse de, hızlanması gayet başarılı. Özellikle de ara hızlanmalarından hiç şikayetçi olmadım. 6 ileri olmasının bir başka yararı da, kuşkusuz aracın yakıt tüketiminde ortaya çıkıyor. 100 km'de ortalama 5.5 litre gibi bir tüketimle karşılaştığımdan, hayli mutlu olduğumu söyleyebilirim. Tabii bunun içinde, bolca dur-kalk durumu da vardı.

Tamamen farklı bir kişilik

Yumuşak sayılabilecek süspansiyona sahip Fluence, bu haliyle yolcularına rahat bir ortam sunarken, virajlarda bir rahatsızlık yaşatmıyor. Tabii kullandığımız araçta bulunan ESP'nin de, insana ayrı bir güven verdiğini eklemek gerek. Bir alkış da, elbette her durumda güvenli bir şekilde aracı durduran fren sistemine. ABS'nin katkısı olmadığı zamanlarda bile.

Kıssadan hisseye gelirsek. Bursa'da üretilen en iyi otomobillerden biri olan Fluence, en yüksek donanım seviyeleri dışında makul sayılabilecek fiyatlardan satılıyor. Elbette donanım unsurları arttıkça, bu da etikete yansıyor. Ancak şunu söylemek gerekir ki, Renault, Fluence ile Megane Sedan'ın yerine onun bir, hatta birkaç adım ötesine geçen bir otomobil yaratmış. Bu kesin...

TEKNİK KARNE

Motor Hacmi : 1461 cc

Maksimum Güç : 105 HP 4000 d/d

Maksimum Tork : 240 Nm 2000 d/d

Maksimum Hız : 186 km/s (fabrika verisi)

0-100 km/s : 11.4 sn (fabrika verisi)

Şanzıman : 6 ileri manuel

Çekiş : Önden

Yakıt Tüketimi : Ort. 4.5 lt (fabrika verisi)

Yakıt Deposu : 64 lt

Bagaj Hacmi : 530 lt

Boş Ağırlık : 1315 kg

NELERİ VAR? - FLUENCE 1.5 dCi PRIVILEGE

ABS+EFU (Acil Fren Desteği), ESP+ASR (ESP/Xenon paketiyle), sürücü+yolcu, perde ve yan hava yastıkları, çift bölgeli otomatik klima, elektrik kumandalı camlar, elektrikli+ısıtmalı yan aynalar, deri direksiyon simidi, direksiyondan kumandalı radyo/CD/MP3 çalar, sis farları, direksiyonla yönlendirmeli Xenon farlar (isteğe bağlı), yol bilgisayarı, uzaktan kumandalı entegre navigasyon (isteğe bağlı), hız sınırlayıcı/sabitleyici, ön konsolda portatif müzik çalar bağlantı yeri, ön kol dayanağı ve eşya gözü, soğutmalı torpido gözü, arka park sensörleri, far ve yağmur sensörü, elektrikli sunroof (isteğe bağlı), Renault Card anahtarsız giriş sistemi, arka cam ve arka kapılarda güneşlik...

SON SÖZLER

* Piyasaya çıkalı birkaç aydan fazla olsa da, halen yanımdan geçerken bakış atanların sayısı bir hayli fazlaydı...

* Otomobilin rengine hayran oldum. Lacivert renk, gerçekten pek bir yakışmış kendisine.

* Deri koltuklar araca farklı bir hava katmış. Ancak bir de ısıtmaları olsaydı... Karda kışta biraz fazla üşüme geldi nitekim.

* "Bu aracın iç mekanında neyin olmasını isterdin?" deseler, "Biraz daha eşya koyma yeri" derdim. Bu arada USB girişi de hiç fena olmazdı.

* "Peki, bu aracın dışında neyin olmasını isterdin?" deseler, o zaman da "Arka cama bir silecek" diyecektim. Hoş, sedan otomobillerde genelde arka cam sileceği denilen şey bulunmaz. Ancak düşük hızlarda ve yağmurda bazen ihtiyaç oluyor işte...

* Fluence, Kore'de Samsung markasıyla da üretiliyor. Ama orada "SM3" olarak biliniyor. Hani genel kültür niyetine...

* Aracın fotoğrafını çekmek için zamanla yarıştım. Zira aldığımın ertesi günü önce yağmur, ardından da kar vardı. Kara kış testi oldu biraz ama neyse ki iç döşemeleri açık renkti, içim kararmadı...

* Ben olsam, ahşap kaplama olayını pek istemezdim. Yani bu benim seçimim tabii...

* Navigasyon hakikaten başarılı. Test ettim ve onayladım. Tabii arada uzaktan kumanda olayından sıkılıp parmağımı ekrana dokunduğum zamanlar olmadı değil. Allahtan yanımda başkaları yoktu da, rezil olmadık.

* Navigasyonun komutlarını erkek sesi veriyor...