Otomobil Zevki acıya dönüştürmeyin!...

Zevki acıya dönüştürmeyin!...

29.06.2006 - 18:06 | Son Güncellenme:

.

Zevki acıya  dönüştürmeyin...

Güvenli Sürüş / Ethem Genim

Zevki acıya  dönüştürmeyin...

Birbirine benzeyen haber başlıklarını görürüz... Çoğu, gece saatlerinde içkilerin bolca tüketildiği bir yemek ya da toplantı sonrası direksiyonun başına geçilmesi sonucu yapılan kazaları anlatır... “Alkollü sürücü, dehşet saçtı!", “Eğlence, acı bitti!"
Bir çok ülkede ölümlerin yüzde 50’si, hatta fazlası trafik kazaları sonucu gerçekleşir. Trafik kazalarının başta gelen nedenlerinden biri de, hiç şüphesiz alkol kullanımıdır. Bu oran, bazı ülkelerde yüzde 30, hatta 40’dır.
Alkol almış sürücünün, sürücülük yeteneğinin olumsuz etkilendiği artık bilimsel olarak ispatlanmıştır. Küçük dozlarda kullanıldığında, insanlar sabırsız ve haddini bilmez hale gelmekte, sonucunda da reflekslerin yavaşlamasıyla zihinsel faaliyetler bozulmaktadır. Alkolün fazlası ise bireye güven verdiğinden, aşırı alkollü kişiler, kusursuz olduklarını sanıp, daha fazla kusur işlemektedir.
Bir duble bira, 60 santimetreküp viski ya da rakı alanlarda yarım saat araba kullanamayacak kadar denge kusuru oluşur. Fazla alkol, gözde kararmaya neden olurken, dikkat, düşünme ve karar verme gücünü azaltır. Alkol miktarı arttıkça kandaki oksijen azalır ve beyin, ihtiyacı olan oksijeni temin edemediğinden işlevlerini yavaş yavaş kaybetmeye başlar. Alkolün etkisiyle kişi saldırganlaşır. Uyku hali ve uyuşukluğun başlamasıyla da kurallara uymaz, fren, vites ve direksiyonu zamanında, gereğince kullanamaz duruma gelir. Hız tahminleri ve hız karşılaştırmaları azalır... Hızın korku veren etkisinden uzaklaşılır, hız yapmak çekici gelmeye başlar, mesafe tahmini ise sıfıra iner...
Bir suç, ama...
Türkiye’de alkollü araç kullanmak aslında suçtur. Ülkemizde de 1 Ocak 1997’den itibaren uygulanmaya başlanan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na eklenen maddelerle, alkollü araç kullanmanın cezası artırılmış, hapis, ehliyete el koyma gibi zorunluluklar getirilmiştir. Ayrıca psikoteknik değerlendirme ve psikiyatrik muayene sonucu ehliyetin geri alınması şartı da eklenmiştir...
Ancak ülkemizde alkollü araç kullanımı, aslında sanıldığından daha yaygın. Hemen hiç kimse, gittiği lokantada, arkadaş evinde alkol aldığı için arabasından vazgeçmez! Çok alkollü olduğu halde direksiyon başına geçen, hatta kendisini uyaranlara “Hayırdır, korkuyor musun?" diyenlerin sayısı hiç de az değil! Esas sorun da buradan çıkıyor zaten... Alkollü kişinin kendine olan güveni artsa da, dikkati azalır, refleksleri zayıflar...
Trafik Kanunu’na eklenen yeniliklerin, alkollü araç kullanımını ve dolayısıyla kazaları azaltmada önceki yasaya göre daha başarılı olabileceği inancındayım. Çünkü getirilen yenilikler, diğer ülkelerde başarıya ulaşmış uygulamalardır. Yazılarımda cezaların caydırıcı olması gerektiğini vurgulayan bir sürücü olarak, günümüzde de eskiye oranla alkollü araç kullanımından kaynaklanan kazaların gözle görülür biçimde azaldığını gözlemliyorum...
Alkolle ilgili sıkça kullandığımız bir söz vardır: Şişede durduğu gibi durmaz... Alkol uğruna hayatınızı riske etmeyin, vicdan azabı duyacağınız bir anınız olmaması için dikkatli davranın! Eğer aldığınız alkolden ötürü kendinizi otomobil kullanamayacak durumda hissediyorsanız, toplu taşıma araçlarını kullanın... Bir gecelik zevk, ebedi acıya dönüşmesin!. (2004)