Pazar 1 günde 1.8 milyon tweet atıldı

1 günde 1.8 milyon tweet atıldı

09.06.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gezi Parkı gençlerinin en güçlü silahları mizah. Bir özellikleri daha var, teknolojiye çok hakimler. Müthiş örgütlenmesiyle statükoyu şaşkına çevirmiş 10 yıllık iktidar bile bu dijital neslin kıvraklığını algılayamıyor...

1 günde 1.8 milyon tweet atıldı

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ilginç günlerini yaşıyor. Biliyorsunuz, Gezi Parkı için başlatılan çevreci bir eylem, Y jenerasyonunun ezberleri fena halde bozan gösterisine dönüştü.
10 gündür ben de o gençlerin arasındayım. Onlarla konuştum, onlarla biber gazı yedim, onlarla çapulling yaptım. Bu gençler gerçekten çok başka. Bir görüşü temsil etmiyorlar. Taksim eylemi bireysel, tekil ve farklı tepkilerin bir bütün haline gelmesinden ibaret.
En büyük silahları ise mizah.
O kadar güçlü mizah duyguları var ki bu coğrafyada Şahan Gökbakar / Şafak Sezer komikliğinin prim yapmış olmasına insan ister istemez üzülüyor. Eylemcilerin mizah anlayışı, tüm olası eleştirileri ofsayta düşürdü bile.

Dertlerden biri parktaki internet erişimi
Bir özellikleri daha var. Onlar dijital dünyaya doğmuş bir nesil. Grand Theft Auto’da müziği kökleyip trafiği birbirine katarak büyüdüler, FPS oyunlarda atılan sise ortak tepki gösterdiler. O yüzden onlara biber gazı pek işlemiyor. Kim bilir belki, geçmişten gelen “Sis atma!” tepkisi büyütüyordur kolluk kuvvetine isyanı.
Teknolojiye çok hakimler. Müthiş örgütlenmesiyle statükoyu şaşkına çevirmiş 10 yıllık iktidar bile bu dijital neslin kıvraklığını algılayamıyor. Ezber bozmaya alışan kesim, bugün kendi ezberini bozan bu gençleri anlamakta çok ama çok güçlük çekiyor. Aslında anahtar kelime yine mizah: Söz konusu mizah anlayışının inci sözlük, bobiler, krampon, zaytung gibi online mecralarda büyüdüğünü görmek gerekiyor. İlginç ve komik kalarak yaşayan sosyal medya gençliğini, “Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo da Vinci” mizahıyla yakalamak zaten mümkün değil.
Her gün binlerce genç Gezi Parkı’nı evi bellemiş durumda. Çadırda yatıyor ve kalkıyorlar. Teknolojik imkanların çok kısıtlı olduğunu söylemeye de gerek yoktur sanırım. Telefon ve tabletleriyle yaşayan, yediği yemeğin fotoğrafını Instagram’a koymadığında tadını alamayan, tweet’lemediği komik esprinin boşa gittiğini düşünen bir nesil için büyük bir fedakarlık bu.
Gezi Parkı’nda yaşayan birçok genç ile konuştum. Park’taki en büyük dertlerden biri internet erişimi. Günün yoğun saatlerinde telefonlar çekmediği gibi 3G bağlantısı ile internete girmek de oldukça güç. Gençler başta oteller olmak üzere mekanların kablosuz ağ bağlantılarını kullanabiliyor. Ancak öğle saatlerinden gecenin sabaha selam çaktığı saatlere kadar aşırı yoğunluk nedeniyle bağlanmak imkansız gibi. Parkın meydana bakan ön bölümlerinde kablosuz sinyallerin daha güçlü olduğunu da bu muhabbetlerimiz içinde öğrendik.

Onlar gündemi sosyal medyadan takip ediyorlar
Bir başka sorun da tabii ki cihazların batarya ömürleri. #direniphoneşarjı diye hashtag’in çıkmasına çok şaşırmamak gerekiyor. Parkın dışına yerleştirilen mobil şarj etme ünitelerinin yanı sıra oteller de Gezi Parkı ahalisinin batarya derdine derman oluyor. Özellikle gençler otellerin yardımseverliğinden övgüyle söz etmekte.
Gençlerin en büyük haber kaynağı ise Twitter. İnternete bağlanmak çok değerli. TV izlemek yerine sosyal medyadan gündemi takip ediyorlar. Dezenformasyonlara karşı da sadece güvendikleri kişileri takip ederek kendilerini savunmayı tercih etmekteler. (Dezenformasyon bile ana akım medya kadar rahatsız etmiyor onları.) Mesela Ankara’da sert bir polis müdahalesi olduğunda ilk bilgi Twitter’dan alınıyor ve Park’taki coşku yerini tepkiye bırakıyor.
En büyük şikayet ise sosyal medyadan sürekli yayılan “Polisler geliyor” haberlerine yönelik. Eylemciler, gözleriyle görseler polislerin geldiğine inanmayacak ruh haline ulaşmış durumda.

Haberin Devamı

Gezi Parkı eylemcilerinin mobil uygulamaları

HotSpot ShIeld
Eylemciler için en kritik konulardan biri de gizlilik. İnternet geçmişi, kişisel bilgi ve mesajlar gibi verileri dışarıdan bakan gözlerden saklayan birçok VPN servisi kullanılıyor. Hotspot Shield yasaklı sitelere girmeyi de mümkün kılıyor. Uygulama bir haftada 120 binden fazla yeni Türk kullanıcıya ulaşıp Türkiye App Store listesinde ilk 5’in içine sıçrayarak bu süreçten en kârlı çıkan uygulama oldu.

Ustream:
Direnişçiler eylemlerin ilk günlerinde yaşananların TV’lerde yer bulamamasından çok şikayetçiydi. Kendi çektikleri videoları
canlı veya banttan olarak yayınlayıp paylaşabilecekleri uygulama Ustream de oldukça ilgi gören app’lerden biri oldu. Uygulama hem Android hem de iOS platformlarında çalışıyor.

Haberin Devamı

Zello:
Zello, akıllı telefonları telsize dönüştüren pratik bir mobil uygulama. Eylemcilerin
çok rağbet ettiği Zello ile farklı illerdeki direnişçilerle haberleşmek de mümkün. Yaratılan “Ankara direniş”, “İstanbul direniş” gibi (şifreli/şifresiz) gruplar birbirlerine anlık bilgiler verebiliyor, sesli iletişim kurabiliyor, konuşulanlar dinlenebiliyor. Uygulama hem Android telefonlara hem de iPhone’lara yüklenebiliyor.

Twitter: Bir iç mihrak hikayesi!

TwItter artık dünyanın kabul ettiği sosyal bir realite. Sadece bizim değil, kontrolün elinden kaymasından rahatsız olan tüm otoritelerin baş belası o. Çok çarpıcı olan gerçek ise şu;
Jack diye bir adam Twitter diye bir site kurmuş olmasa Türkiye tarihinin en büyük/ilginç toplumsal olaylarından biri büyük ihtimalle hiç gerçekleşmeyecekti. (Bunu içimizden sürekli tekrar edersek belki bir süre sonra normalleştirebiliriz.)
Süreç boyunca Türkiye’den atılan
15 milyon tweet’in yüzde 90’ı Taksim eylemleriyle ilgiliydi. Sadece #direngezipark hashtagi ile 1 günde
1.8 milyon tweet atıldı. Hayat gerçekten durdu sosyal medyada. Hâlâ olağandışı günler yaşıyoruz. İnsanlar futbol konuşmuyor, kulüpler transfer yapmıyor, Erol Köse Hadise’ye çatmıyor, Nihat Doğan mantıklı tweet’ler atıyor.
En kritik bilgi ise şöyle: Atılan eylem tweet’lerinin yüzde 80’i Türkiye’den gönderildi. Bu oranın Mısır olaylarında yüzde 35’te kaldığını hatırlatalım. Kısacası, hep iç mihrakların oyunuydu bunlar! Twitter aracı
oldu ama Gezi Parkı’nın tertemiz
eylemi bizim içimizden çıktı, dünyanın içini ısıttı.