Pazar 200 bin belgeyi gözden geçirdi

200 bin belgeyi gözden geçirdi

16.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bizim kuşak tarihçileri Mübahat S. Kütükoğlu hocayı arşivde tanıdı. Bizden önceki kuşak da arşivde tanımıştır

200 bin belgeyi gözden geçirdi

Mübahat S. Kütükoğlu mensubu olduğu bilim dalının adını "Müesseseler tarihi" olarak tescil ettiren hoca. Ondan evvel bu isim varsa da tutunamazdı. Çünkü bir dalın tutunması için ileri sürülen yöntem ve muhtevanın; hem o işin başındaki hoca hem de talebelerinin uzun yıllar içindeki birbiriyle tutarlı çalışmalarıyla kabul görmesi gerekir. Ben de Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "İdare tarihi" diye bir ders okuttum ve resmen bilim dalı olarak kurdurdum. Ama böyle bir dalın yaşaması daha çok Mübahat hanımın ve öğrencilerinin gayretiyle mümkün olmuştur. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Prof. Dr. Mübahat S. Kütükoğlu adına, öğrencileri ve meslektaşları hazırladıkları "Armağan"ı törenle sundular. Takdim töreni de her hocaya nasip olmayacak bir şükran gösterisiydi. Kitabın editörü Zeynep Tarım Ertuğ; "Mübahat S. Kütükoğlu'na Armağan" içinde ilginç makaleler olan güzel bir hediye. Bizim kuşak tarihçileri onu arşivde tanıdı. Bizden önceki kuşak da arşivde tanımıştır. Bizden sonrakiler de arşivde tanıyor ve tanıyacak. Aslında bu törende Mübahat hanımın 50'nci Arşiv Yılı kutlanmış demektir. Bu süre içinde Osmanlı Arşivi'ne neredeyse günü gününe devam eden bir hocaya şükranlarımızı sunduk. 50 yıl boyu burada olmadığı vakitler yurtdışında Londra ve Paris'teki arşivleri karıştırdı. Asgariden ortalamaya vursak 200 bin belgeyi okumuş ve gözden geçirip tasnif etmiştir. Dünyanın çok az tarihçisi bu kadar geniş bir kaynağı tarayabilmiştir. Hepimiz gibi, hatta hepimizin önünde arşivlerdeki uygulamaları protesto eden hocanın da hak vereceğini sanıyorum; bu mesaide çilekeş arşivcilerimizin payını teslim etmeliyiz. 1932'de İzmir'de doğmuş. Şehrini ve Ege'yi çok sever. İzmir Kız Lisesi mezunu. Bu lise bizim toplumumuza kadın profesör yetiştiren bir kaynak. Mübeccel Kıray hoca, Nermin Abadan Unat hoca da buranın mezunu. Mübahat hoca İzmir tarihi üzerinde bir dizi makale ve kitap yayımladı. Öncü çalışmalar... Bir kitabı İstanbul medreselerinin 15'inci, diğer bir kitabı da 19'uncu asırdaki durumu üzerine. Ama eğitim ve düşünce tarihi alanında kalem oynatanlar çoğunlukla bu eserlerden bihaberdir. "1640 Tarihli Narh Defteri"ni yayına hazırlarken, Ankara ulemasından biri el çabukluğu ile aynı mikrofilmi alıp oldukça önemli yanlışlarla yayımlamıştı. Bizim memleketimizde telif haklarından vazgeçtik, evvela araştırmacılar arasında bir anane ve saygı yoktur. Üstelik mevcut eserin ikinci baskısı arada Mübahat hanımın eserine bakarak tashih edilip basılmıştı.Mübahat hanım çetin ve şiddetli bir arşiv çalışma yöntemi güder, vesikanın kullanımında yapılacak zikretme ve okuma hatalarını mazur görmez. Ama çalışan her insanın danışma ve yardım talebini de yerine getirir. Arşivde iki öğretmen vardı; rahmetli Nejat Göğünç hoca ve kendisine uzun ömürler dilediğimiz Mübahat hanım hoca. Çok geniş bir kaynağı taradı Sert hoca aynı zamanda talebe ve asistanlarını her zaman kollamıştır. Ciddi çalışan insanlar ona her zaman yakındı. Emek beraberliği, emektaşlık gibi kavramların boş olmadığını Mübahat hoca ve merhum Cengiz Orhonlu gibi arşivci tarihçilerimizin şahsında tanımışızdır. Uzun arşiv yıllarının bir ürünü de Osmanlı diplomatikası alanındaki seçkin eseridir. "Osmanlı Belgelerinin Dili" olarak 1994'te yayımladığı bu çalışmada belgelerin sistematiği, tasnifi, bürokratik yazışmaların usul ve süreci hakkında en yararlı bilgileri vermektedir. Rahmetli eşi Prof. Bekir Kütükoğlu başta olmak üzere arşivdeki en genç araştırmacılara dahi başvurduğunu ve bazı konuları tahkik ettiğini hatırlıyorum. Öğrencilerini kolladı Türk tarih uzmanları belgelerin dilini ve muhtevasını tasnif eden bir el kitabı hazırlamamıştır. Bu sahada Avusturyalı Kraelitz ve Macar Layoş Fekete başta olmak üzere birkaç Avrupalı bilgin eser vermiştir. Bazıları çok yararlı eserler değilse de Türk bilginlerinin bu alanda görülmemesi büyük bir ayıptı. Bütün eğitimim ve gençliğim boyunca bu utancı hissetmişimdir. Mübahat hanımın Osmanlı vesikaları üzerindeki tasnifi bu sahadaki kimlik noksanımızı sona erdirdi. Edebiyat Fakültesi'nde tertiplediği seminerlerin her biri bir konuyu aydınlatmıştır. Büyük eserler veren bazı bilginlerdeki egoizm ve içine kapanmanın hocada görülmediğini bu çalışmalar gösterir. İcabında angaryadan da kaçınmamıştır. Ucuz işlere hiç taviz vermedi. İnşallah daha uzun yıllar eserler verecek, resim yapacak ve ebru hazırlayacaktır. Aydınlatıcı seminerler