Pazar "AB sürecinde belki de Avrupayı biz ikna edeceğiz"

"AB sürecinde belki de Avrupayı biz ikna edeceğiz"

02.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Boğaziçi Üniversitesi Münazara Takımı destek bulabilirse, mart ayında Avrupa Şampiyonasına katılacak. Gençler "Önümüzdeki 10-15 yıl içinde girsek de girmesek de AB ile müzakereler yapacağız. Onlarla tartışabilecek insan kaynağına ihtiyaç olacak" diyor

AB sürecinde belki de Avrupayı biz ikna edeceğiz

Münazara, "Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma" olarak tanımlanıyor. Münazara Avrupa ve ABDde önemli bir yer tutuyor. İngilteredeki üniversitelerde yapılan münazaraları Avam Kamarası ve sivil toplum kuruluşları da takip ediyor. Parlamentolarda, ele alınan münazara konularına ilişkin yasa tasarıları hazırlanıyor. Türkiyede ise münazara kültürü henüz emekleme döneminde. Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübünün kurduğu münazara takımı da bu kültürü geliştirmeye çalışan gençlerden oluşuyor. Nisa Genç, Pemra Narlı, Özgür Bozçağa ve Mert Önen mart ayında İrlandanın Cork kentinde yapılacak Avrupa Üniversitelerarası Münazara Şampiyonasına katılmak için destek bekliyor. Nisa Genç: Avrupa, İstanbul, Türkiye şampiyonaları var. Avrupada her ay neredeyse bir turnuva var. Ancak biz yılda dört-beş tanesine katılabiliyoruz. Bunların ikisi uluslararası nitelikte oluyor. İngilterede her hafta üniversitelerarası bir turnuva var. Oralara gitmemiz maddi açıdan bizim için çok zor. Ama bizim şu anki imkanlarımızla katılabildiğimiz turnuva sayısı dört ya da beş. Yılda kaç turnuvaya katılıyorsunuz? Mert Önen: Dünya Şampiyonası birkaç yıldır Güney Afrika, Singapur gibi uzak yerlerde yapılıyor. Avrupa Şampiyonası 18-22 Martta yapılacak ve biz buna katılmak istiyoruz. Ancak uçaklar bedava götürmüyor, oteller parasız değil. Birkaç bin dolara ihtiyacımız var. Ancak sponsor bulursak katılacağız. Diğerlerine neden katılamıyorsunuz? "Münazaracı iyi yalan söyler, iyi kandırır diye bir şey yok" Mert Ö.: Öncelikle gündemi iyi takip etmek gerek. Bunun yanında o kişinin kendini iyi ifade edebilmesi ve bu yeteneğini geliştirmesi gerekiyor. Bu iş laf ebeliği değildir. Bir şeyi nasıl söylediğiniz kadar ne söylediğiniz de önemlidir. Pemra Narlı: İngilterede münazaranın çıkışı 200 yıl öncesine dayanıyor. Büyük paralar yatırılıyor bu işe. Belki biraz abartacağım ama İngilterede politikada iyi bir münazaracı değilseniz size kız bile vermezler. Münazara yapan öğrencilere maaş bile bağlanıyor. Çünkü münazaranın gelecek olduğunu düşünüyorlar. Şirketler elemanlarının münazaracı olmalarını istiyor. Bizim istediğimiz Türkiyede bu noktaya gelebilmek. Münazaralarda iyi bir tartışmacı olmanın püf noktaları var mı? Özgür Bozçağa: Hayır, şeytanın avukatlığını yapmıyoruz. Bir münazaracı ile anlaşan şirket onu çift taraflı, hızlı düşünebilme ve karar verme yeteneğinden dolayı işe alır. Mert Ö.: Münazaracı iyi yalan söyler, iyi kandırır diye bir şey yok. Zaten siz yalan söylüyorsanız, bu bir gün ortaya çıkarsa sizin güvenilirliğiniz çökecektir. Münazara yapan insanlar sözel, iletişim kabiliyetleri gelişmiş, analitik düşünce yapısını çok iyi kullanan insanlar oluyor. Siz çok iyi bir münazaracısınız diyelim. Gazeteci, bankacı veya siyasetçi oldunuz. Size ait olmayan bir fikri savunmak zorunda kalabilirsiniz. Şeytanın avukatlığına girmiyor mu bu? "Semra hanım iyi bir münazaracı değil çünkü dinlemeye kapalı biri" Nisa G.: Türkiyedeki turnuvalarda "Korsan halkın hakkıdır", "Ahlak çirkinin intikamıdır" gibi konular geliyor. Avrupadaki turnuvalarda ise konuların çok tartışılır ve iki tarafa da eşit uzaklıkla olmasına dikkat ediliyor. Eşcinsel evliliklerin yasalaşması, genetiği değiştirilmiş ürünler, Türkiyenin ABye girmesi konuları çıkıyor. Münazara turnuvalarında ilginç konular geliyordur önünüze... Mert Ö.: Elbette. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde AB ile müzakereler yapacağız. Onlarla tartışabilecek insan kaynağına ihtiyaç olacak. Bunu ekonomi bilen, genel kültürü olan, çok iyi dil bilen ve çok iyi tartışabilen insanla yapacak. Şu anda 20 yaşında üniversitede olan bizler o süreçte zaten iş hayatımızın en hızlı yükseliş dönemlerinde olacağız. Belki de Avrupayı biz ikna edeceğiz. Türkiyenin ABye girme sürecinde münazaracılara da ihtiyaç duyulacak mı? Nisa G.: Semra hanım hakkında muhtemelen sosyolojik araştırmalar yapılacaktır ama bana göre o iyi bir münazaracı olamaz. Düşüncelerini çok iyi bir şekilde ortaya koyabilir ama dinlemeye kapalı biri. Hatta ona bakıp bir insan nasıl münazaracı olamaz diye ders bile verilebilir. 17 Aralıkta müzakere tarihi alınmaya çalışırken işin ilginç yanı Türkiyenin gündemi Semra hanımdı. Reyting rekorları kırmıştı. Sizlere göre Semra hanım da iyi bir münazaracı mı? "Arkadaşlarımız, ailelerimiz bizimle tartışmıyor bile artık" Mert Ö.: İyi, etkili konuşanlar var. Ama münazara çerçevesinde değerlendirdiğinizde böyle birileri yok. Bu konuda Türkiyenin en iyileri kimler? Pemra N.: Politik görüşlerini sevmesek de Tony Blair ve John Kerry çok iyi münazaracılar. Yurtdışında model aldığınız birileri vardır... Nisa G.: İyi yönü, evet ikna yeteneğimiz çok kuvvetli. Kötü yönü ise artıları eksileri değerlendire değerlendire bazen kendimizi kaybolmuş hissedebiliyoruz. Mert Ö.: Arkadaşlarımız, ailelerimiz bizimle tartışmıyor bile artık. Tartışırken biri bir şey söylüyor, diğeri "Ya abi ne uğraşıyorsun, adam münazaracı" deyip kısa kesiyor. Günlük yaşamınızda çevrenizdeki insanları ikna etme kabiliyetiniz yüksektir herhalde. İkişer kişilik dört takım bir araya geliyor. Kura ile takımların savunacakları, öne sürecekleri pozisyonlar belirleniyor. Konu belirlendikten sonra takımlar 15 dakika boyunca hazırlık yapıyor. Sıra ile konuşan her münazaracının yedi dakikalık bir süresi var. Amaç o fikri en iyi şekilde savunmak. Konuşmacı konuşma yaptığı sırada diğerlerine itiraz hakkı verebiliyor. Maçtan sonra jüri performansına göre sıralamayı belirliyor. Münazara nasıl yapılıyor?