Pazar Al Gore geliyor, Cameron Diaz bekleniyor

Al Gore geliyor, Cameron Diaz bekleniyor

31.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kitleleri küresel ısınmayla mücadeleye karşı bir araya getirecek olan konserler dizisi Live Earth'ün bir ayağı da İstanbul'da. Tanıtım amacıyla 12 Haziran'da Al Gore İstanbul'a geliyor, Cameron Diaz'ın da gelmesi bekleniyor

Al Gore geliyor, Cameron Diaz bekleniyor

axpaz021.jpg Live Earth, 2005'te Live 8 konserlerinin dünya prodüktörü Kevin Wall'un düzenlediği, dünyanın en ünlü 100 sanatçısıyla iki milyardan fazla insanı küresel ısınmayla mücadeleye karşı bir araya getirecek bir hareket. Konserler dizisi için Madonna "Hey You" adlı bir şarkı yaptı. Eski ABD Başkan Yardımcısı ve İklim Koruma Birliği Başkanı Al Gore Live Earth'ün de ortağı. 12 Haziran'da İstanbul'da düzenlenecek olan basın toplantısına katılacağı açıklandı. Toplantıya Cameron Diaz'ın da gelmesi bekleniyor. Biz Al Gore'un küresel ısınma karşıtı yaklaşımını son yıllarda duyduk. Ama aslında o 1970'lerden beri çevreyle ilgili hareketlerin içinde. 1978-79 yıllarında Senato'da temsilciyken toksik atık ve küresel ısınma oturumlarını destekledi. 1992'de ailevi sorunlarını öne sürerek başkan adayı olmayacağını açıkladı. Altı yaşındaki oğlu Albert'a bir otomobil çarpmış ve küçük Gore ölümden dönmüştü. İşte tam bu dönemde "Earth in the Balance: Ecology and the Human Spirit" (Dünyamızın Dengeleri: Ekoloji ve İnsan Ruhu) adlı kitabını yazdı. Kitapta kişisel ve politik deneyimlerine ve çevre konusunda hukuki altyapılara yer verdi. Al Gore'un kitaptaki cümlelerinden biri çevreyle insanların etkileşimine dair felsefesini özetliyor: "Uygarlaşmanın temel prensibi çevreyi korumak olmalı." Bu kitap John F. Kennedy'nin "Profiles in Courage" adlı kitabından sonra, bir senatör tarafından yazılıp New York Times'ın en çok satanlar listesine giren ilk kitap oldu. Küresel ısınmayla mücadele etmek amacıyla düzenlenen Live Earth konserlerinin bir ayağı da 7 Temmuz'da İstanbul'da düzenlenecek. Londra, New York, Sidney, Şanghay, Tokyo, Johannesburg, Rio de Janeiro ve Hamburg'un ev sahipliği yaptığı organizasyona İstanbul da katıldı. 1992 yazında Bill Clinton, Al Gore'u başkan yardımcısı adayı olarak açıkladı. Gore Başkan Yardımcısı iken çevre savunucularındandı. Çevreyle ilgili ve ekonomik konulara detaycı bakışı "kalın kafalı" diye anılmasına neden oldu. Bunun yanında, önemli bir çevreci olarak isim yaptığından 1992'deki kampanyasında Başkan George Bush'un "Ozon Adam" lakabını almıştı.Gore 1994'teki Dünya Günü'nde Globe programı adı verilen, öğrencilerin çevre duyarlılığını artırmaya yönelik programı başlattı. 1990'ların sonunda, sera gazı salınımlarını azaltmaya yönelik çağrı yapan Kyoto Protokolü'nün yolunu açtı. Ancak Kongre önerileri kanunlaştırmaya yanaşmadı. 1998'de Batı Virginia senatörü Robert Byrd anlaşmanın onaylanmasına karşı çıkan yasa tasarısını Senato'ya sundu ve karşılığında Senato 95'e karşı sıfır oyla anlaşmanın karşısında yer aldı. Al Gore son yıllarda dünyayı dolaşıp küresel ısınma konusunda bilinci artırmayı ve önlemenin yollarını anlatmayı amaçlayan konferanslar düzenliyor. 1000'den fazla kez yaptığı sunumu büyük alkış alıyor. Kyoto'nun yolunu açtı Al Gore, bir grup iklimbilimcisi ve eğitimci ile 2006'dan beri gönüllüleri küresel ısınmanın etkileri ve çözümü konularında eğitiyor. Programın sunumu ve içeriği Al Gore'un 20 yıldan uzun süredir verdiği ve belgesel film ile kitap "An Inconvenient Truth"un (Uygunsuz Gerçek) çıkış noktası olan mesaj üzerine kurulu. Film büyük ilgi gördü ve bu yıl "En İyi Belgesel" dalında Oscar'a hak kazandı. 2007'de Al Gore ile Richard Branson "Virgin Earth Challenge" adlı bir yarışma düzenledi. Sera gazlarını atmosferden temizlemenin yolunu bulan ilk kişi ya da kuruma 25 milyon dolarlık ödül verilecek.Politik arenada ise Gore, Bush yönetimini çevresel konularda, özellikle de küresel ısınmayla ilgili olarak sert şekilde eleştirdi. 15 Ocak 2004'te iklim değişimi ve Bush yönetiminin çevreye olan yaklaşımıyla ilgili bir sunum yaptı. Dia gösterisi eşliğinde Bush yönetiminin yaklaşımını yerden yere vurdu.Ancak Al Gore'un bütün bunları çevreye karşı duyarlılığından çok, ileride ABD Başkanlığı'na oynamak için altyapı hazırlama amacıyla yaptığını söyleyenler de var. Apple CEO'su Steve Jobs'un geçtiğimiz günlerde iyi niyetle söylediği "Al Gore başkan olsun" önerisi belki de böyle düşünenlerin sesinin daha gür çıkmasını sağlayabilir. Gore ve ailesi hibrit araç kullanıyor. Buna karşın Gore birkaç ay önce çevrecilik konusunda ikiyüzlü davranmakla suçlandı. Meğer Gore malikanesinde ulusal ortalamanın 20 katından fazla elektrik tüketmiş. Faturaların toplamı 31 bin 512 dolar. Gore'un sözcüsü çiftin evlerinde tadilat yapıldığı için fazla enerji kullanıldığını söyledi. Çözebilene 25 milyon dolar "Sahipsiz bulutları inek sağar gibi sağmak gerek" Küresel ısınma geçmişte de olmamış, bence gelecekte de olmayacak. Yani eğer yerkürenin ateşi artıyorsa alev alev yanacak değiliz. Ben bu olayı şuna benzetiyorum: Hasta olmuşsunuz, ateşiniz çıkmış ve yatarak ölümü bekliyorsunuz. Tabii hiç de öyle yapmıyor ve hemen mücadeleye başlıyoruz. Yerküre sandığımızdan da akıllı. Artan sıcaklığa o kadar enteresan bir şekilde cevap veriyor ki insanın düzene hayran kalmaması mümkün değil. Ama toplum zannediyor ki küresel ısınma olunca, her yer sıcaktan yanacak. Ateşi çıktığında hastanın kendini soğutması lazım. Yerküre bunu atmosferdeki bulut yoğunluğunu artırarak gerçekleştirebiliyor. Hani yazın sıcak havada güneşin önüne geçerek bir anda bizi serinleten şey... Nedeni ise güneş ışınlarının tekrar uzaya yansıması. İşte yerküre de artan ortalama sıcaklık karşısında bulut yoğunluğunu artırarak kendini korumaya çalışıyor.O zaman bulut oluşma mekanizmasını anlamak ve ona hükmetmek gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz. Başımızın üzerinden geçip giden sahipsiz bulutları inek sağar gibi sağmak gerek. Kimilerine hayal gelen bu olguya biz hükmedebileceğiz. İşin sırrı tabiatın nasıl çalıştığını anlamak ve ona en tabii şekilde müdahale etmek. Kullanılan malzemeler bizim enlem ve boylamlarımızla Sahra tozu. Kumu değil tozu. Geri kalan detay bizde saklı elbette. Yakın bir zamana kadar tek başımızaydık ve uygulama ucuzdu. Şimdi artık Avrupalı olduk, ortaklarımız var. Hem de öyle böyle kişiler de değil. Bu işin en iyileri. Uygulamayı komşu bir ülkemizle gerçekleştireceğiz. Proje ortaklarımızdan ve AB'nin güçlü ülkelerinden birisi fikrimizi o kadar beğendi ki projemize destek verilmese bile kendi hükümetlerinin desteğiyle bu işe devam etmek istediklerini bildirdi. Yani biz onu bunu ikna etmeye çalışırken kuş havalandı bile. Çünkü artık ortaklarımızla uymamız gereken sözleşmemiz var. Tarihimizde elimiz geçirdiğimiz en büyük fırsatı kaçırdık. Bu iş bulutlara hükmetmenin, küresel su döngüsüne hükmetmenin anahtarını veriyordu çünkü. Gelelim nasıl olup da Allah'ın çöl tozunun bulut yaptığına... Toz yerden kalkıp aşılayıcı rüzgarlarla taşınıp bize geldiğinde, bulutla buluşmuşsa ve o dönemde cemre de düşmüşse veya güneş enerjisi yeterliyse bize bereketli yağış olarak geliyor. Aynen birkaç gün önceki çamur yağmurları gibi. Hani bilmeyenlerin kötü bir şey zannettikleri aslında tam bereket, rahmet dolu olan yağmurlar. İşte bunlar toprağa, bitkiye ve denize geldiğinde harika bir olay oluyor ve alglerin saldığı özel bir kimyasal atmosfere çıkıp bulut oluşturuyor. Bunlar hep o pamuksu bulutlar... Güneş ışığını yansıtarak yerküreyi soğutuyorlar. İşte mekanizma bu. Buna doğal olarak müdahale edebiliriz ve de edeceğiz. Bulutların stratejik birer madde olduğunu göreceğiz, hem de çok yakında. "En büyük fırsatı kaçırdık"