07.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ebru Erke-erke.ebru@gmail.com/Food&Travel Genel Yayın Yönetmeni
Antalya deyince çoğumuzun aklına haliyle deniz, güneş ve kumsaldan oluşan klasik üçleme ve maalesef bununla ilintili olarak da beton yığını devasa tesisler geliyor ilk olarak. Oysa asırlar boyu farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış topraklardan bahsediyoruz. Tarih, doğa, mutfak... Kentin bize anlatabileceği çok hikaye var aslında.
Hititlerden Friglere mitolojik mutfaklar
Antalya ile ilgili kalıplaşmış resimlerin dışına çıkmak için son zamanlarda yapılan birtakım hummalı çalışmalar var. Muratpaşa, kentin en büyük nüfusa sahip olup Kaleiçi gibi önemli ve merkez noktalarını da kapsayan beş ilçesinden biri. Muratpaşa Belediyesi bugünlerde genç ve dinamik başkanları Ümit Uysal yönetiminde ve konusunda uzman isimlerin danışmanlığında tarihten sanata pek çok alanda yenilikçi projeler üstünde çalışıyor. Mutfak da bu alanlardan biri.
Globalleşmenin törpülediği şeylerden biri de ne yazık ki damaklarımız. Dünyanın hangi ucuna gidersek gidelim birtakım lezzetleri aynı standartlarda tadıyoruz.
Bu da bilinçsiz bir dürtüyle damak tadımızı bir ortalamaya oturtmaya ve sıradanlaştırmaya başlıyor. Bir ülkenin veya kentin tarihsel ve kültürel dimağının en güzel yansımasını mutfağında görebiliriz. Kimliğini belirginleştirip farkını ortaya koymak söz konusu olunca da mutfak değerlerimizi, yemek kültürümüzü korumak daha da önemli bir hal alıyor.
Muratpaşa Belediyesi’nin başlattığı “Mitolojik Yemekler” çalışması dikkat çekici. Hititler, Likyalılar, Frigler gibi bölgenin topraklarından geçmiş onlarca medeniyetin mutfak kültürleri ve yemek alışkanlıkları araştırılıyor. Daha sonra bu yemeklerin uygulama çalışmaları yapılarak, tarihsel anlatımları eşliğinde arşivlenecek.
Göçle gelenlerden yemek kültürüne katkı
Antalya mutfağı deyince zihnimizde keskin çizgilerle çerçevelenmiş bir tablo belirmiyor belki fakat deniz ve toprağın nimetlerini yöre mutfağını deneyimlerken analiz etmek mümkün. Son 200 yıl içinde zorunlu göçle kente yerleşen Türk kökenli Girit, Selanik ve Moralılar ot kullanma kültürünü Antalya’nın mutfağına taşımışlar. Mısır’ın Dimyat bölgesinden gelenlerin hediyesi tahin olmuş. Toroslar’daki Yörük kültürü ise süt ve buğday ürünlerini en verimli şekilde kullanma alışkanlığını kazandırmış. Lafın özü, kendine has lezzetleri keşfetmeye değer çok başka bir Antalya var.