Pazar Aşk Einstein’ı da çarpar

Aşk Einstein’ı da çarpar

09.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Einstein ile ilk eşi Mileva Maric’in aşk mektuplarını okurla buluşturan kitap, ünlü bilim insanının mucizeler yarattığı 1905 senesinin öncesinde yaşadıklarına ve aşkına ışık tutuyor

Aşk Einstein’ı da çarpar

Sevgililer Günü’ne birkaç gün kaldı. Şimdi herkes o “özel” günün hazırlığı içinde. Planlar yapılıyor, hediyeler alınıyor... Fakat yılın geri kalan günleri, 14 Şubat’ın müsebbibi sevgililer için hep “özel” değil. Kavgalar, tartışmalar, araya girenler hep engel oluyor. Tabii bir de iş güç. Fakat işi gücü olan tek siz değilsiniz.
Alfa Kitap tam da Sevgililer Günü’nden hemen önce, “ünlü” mertebesine erişmiş ender bilim insanlarından Albert Einstein’ın ilk eşi Mileva Maric’e yazdığı ve Maric’in kendisine cevaben yazdığı mektupları “Albert Einstein&Mileva Maric - Aşk Mektupları” adlı bir kitapta topladı.
Biz, Albert Einstein’ı izafiyet teorisi ve son 20 yılını üzerinde çalışarak geçirdiği birleşik alan teorisi gibi “pek de anlamadığımız” çalışmalarıyla tanıyoruz. Fakat “Einstein&Mileva Maric - Aşk Mektupları” Einstein’ın alışık olmadığımız bir yüzünü göseriyor bize. Kitaptaki 54 mektubun tarihleri çok önemli. Mektuplaşmalar, Einstein ve Maric’in İsviçre Federal Politeknik’te öğrenciyken tanışmalarıyla başlayıp 1903’te evlenmelerine kadar yaklaşık sekiz yıl devam ediyor. Einstein’ın izafiyet teorisiyle dünya sahnesine çıktığı tarih ise 1905. Yani ünlü bilim insanının ilk eşi Maric’e yazdığı bu mektuplar, satır aralarında barındırdığı “aşk” kadar, Einstein’ın “gelişimini” gözler önüne sermesiyle de büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

“Termoelektriğin temel yasaları”

Einstein’dan Maric’e

10 Ekim 1899
S(evgili) T(atlı) D(ollie),
Ne kadar ince bir davranış! Dört gündür elinizi kolunuzu sallayarak sınavlara girip çıkıyorsunuz ve ben sevgili meslektaşınız, kahve canavarı arkadaşınız sizden tek bir haber almıyorum. Şaşırtıcı değil mi? Önümüzdeki pazartesi sizi gördüğüm zaman sıkı bir nutuk çekmeye hazırlanmalıyım, mümkün olduğu kadar erken olacak. Şayet kapıdaki kız sizin çıktığınızı söyler ve ben küçük cilalı botlarınızı kapının önünde görürsem kimi zaman olduğu gibi biraz daha bekler ya da gidip tıraş olurum...
Burada epey çalıştım ve termoelektriğin temel yasaları üzerine kafa yormayı tamamladım. Ayrıca metallerin gizil ısılarının ölçülebilir maddenin veya elektriğin hareketine indirgenip indirgenemeyeceğini yani elektrik yüklü bir cismin yüklü olmayandan farklı bir özgül ısıya sahip olup olmadığını belirleyen son derece basit bir yöntem buldum. Bu soruların tamamı termoelement analiziyle ilgilidir. Prosedürler son derece kolay bir biçimde uygulanabilir ve bulunması zor olan bir materyal kullanımını gerektirmez.
Bugünlük bu kadar yeter; daha fazla yazarsam ailem bir cevap almadan bu kadar çok yazmamla alay edecek. En iyi dileklerimle, yeniden kavuşmamızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Albert’iniz

Haberin Devamı

“Seni nasıl öpeceğim...”

Maric’ten Einstein’a

1901

Canım sevgilim,
İkinci mektubunu şimdi aldım, çok mutlu, sonsuz mutlu oldum. Çok tatlısın: Ah seni nasıl da öpeceğim, hafta sonunda gelmeni iple çekiyorum. Sanırım Herr Besso’ya iyi bir fikir fısıldaması için Aziz Peter’e dua edeceğim. Cumartesi gelirsen muhtemelen burada uyuyabilirsin çünkü pansiyonerlerden biri cuma günü ayrılıyor. Fraulein Engelbrecht’ten rica ederim, elinden gelen bir şey varsa benim için yapar. O zamana kadar çok çalışacağım ki birlikte geçireceğimiz zamanın özgürce keyfine varayım, Tanrım, senin minik karın olduğum zaman dünya ne kadar güzel görünecek, bak göreceksin. Tüm dünyada benden daha mutlu bir kadın olmayacak, bu durumda tabii erkek de mutlu olacak.
Hoşça kal benim küçük tatlı hazinem ve hafta sonunda bana yüksek moralle gel.
Küçük Kadının

Haberin Devamı

“Annemi adamakıllı payladım”

Einstein’dan Maric’e

Pazar sabahı 29 Temmuz 1900
...Sonra eve geldik ve annemin odasına gittim (sadece ikimizdik). Önce ona sınavı söylemeliydim sonra annem oldukça masum bir biçimde “Şimdi senin şu Dollie’n ne olacak?” diye sordu. “Karım” dedim masumca, hemen arkasından gelecek münasip “sahne”ye hazırlıklı bir şekilde. Annem kendini yatağın üzerine attı, başını yastığa gömdü ve bir çocuk gibi ağladı. Sakinleştikten sonra hemen umutsuz bir saldırı başlattı: “Geleceğini karartıyor ve fırsatlarını heba ediyorsun.” “Hiçbir düzgün aile onu kabul etmez.” “Hamile kalırsa başın gerçekten belaya girer.” Arkasından daha pek çoğunun geldiği bu son patlamayla sabrım sonunda tükendi. Günahkâr bir yaşamımız olduğunu şiddetle inkâr ettim, onu adamakıllı payladım, annemin arkadaşı Frau Bar içeri girdiğinde odayı terk etmek üzereydim...
Not: Einstein ve Maric’in ilişkisi Einstein ailesi tarafından onaylanmıyordu. Çift bu nedenle birçok sıkıntı yaşamış.

Haberin Devamı

“Seni küçük tatlı cadı”

Einstein’dan Maric’e

10 Nisan 1901
Sevgili kedicik,
Seni küçük cadı, üzerimde nasıl bir etkin olduğunu bilseydin, senden bir şeyler gizliyorum diye her daim endişelenmezdin çünkü kesinlikle niyetim bu değil. Sana şunu da hemen söylemek istiyorum sevgilim, cesaretim ve keyfim yerinde olmaya devam ediyor, özellikle de mektubundan senin hep neşeli olduğunu anladığım için...

“Sevgili mektupçuk”

Einstein’dan Maric’e

Pazartesi 6 Ağustos 1900
Sevgili küçüğüm,
Evden yazdığın ilk sevgili mektupçuk dün geldi. Tek başıma huzur içinde okumak için dışarı çıktım, sonra iki kez daha okudum, sonra büyük bir keyifle uzun uzun satır aralarını okudum ve mektubu cebime tıkıp kendi kendime gülümsedim. “Kayınvalide” son zamanlarda çok şirin ve “hassas konuyu” açmıyor. Neşeli bir havada olduğum ve konuklar arasındaki itibarım ve “müzikal başarılarım” onun yaralı kayınvalide kalbine ilaç gibi geldiği için burası artık oldukça keyifli.

Haberin Devamı

“Beni seviyor musun?”

Maric’ten Einstein’a

1900
Sevgili Johnnie’m,
Seni çok sevdiğim, sen de çok uzakta olduğundan sana küçük bir öpücük veremediğim ve senin de beni benim seni sevdiğim kadar sevip sevmediğini sormak için bu mektubu yazıyorum. Bana hemen cevap ver.
Binlerce öpücük
Dollie’nden