Pazar Atlantik’i sörfle geçecek

Atlantik’i sörfle geçecek

11.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Atlantik’i sörfle geçecek

Atlantik’i sörfle geçecek



Atlantik’i sörfle geçecek


24 yaşındaki Bora Kozanoğlu son beş yılın Türkiye Windsurf Şampiyonu. İzmirli sörfçü şu anda Celal Bayar Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği okuyor. Okuldaki altıncı senesi! "Daha dünya şampiyonu olmak gibi büyük hedeflerim yokken, babam inşaat mühendisi diye oraya girdim. Sonra da bitireyim bari, dedim. Tabii ki mühendislik falan yapmayacağım" diyor. Çünkü aynı zamanda menajeri de olan babası sayesinde sörfe başlayan Kozanoğlu’nun hedefi rüzgar sörfünde dünya şampiyonluğu. Bugüne dek altı dünya şampiyonasına gitti. 2000’de yapılan PWA Dünya Şampiyonası’nda onuncu oldu. Yani şampiyonluk hiç uzak değil. Şampiyonalara her yıl yaklaşık 200 kişi katılıyor, bunların 50-60 kadarı her yıl yarışıyor ve ilk 20’de genellikle aynı sörfçüler oluyor. O da genel klasmanda ilk 20’de. İlk 20’deki sörfçüler arasında büyük farklar olmadığını söylüyor. Fark, yabancı sörfçülerin dünyanın dört bir yanında, her türlü su koşulunda antrenman yapabilmeleri... Kozanoğlu’nun bugüne kadar tek eksiği buydu. Ama şimdi okulu bitti, sponsoru da arkasında. Dünyanın her yerine gitmeyi planlıyor. Edineceği tecrübeyle iki yıl içinde dünya şampiyonu olacağına inanıyor.
Snowboard’u da çok seviyor Kozanoğlu. İzmir’de aynı gün içinde gündüz sörf, akşam da snowboard yapmak ona inanılmaz geliyor. Sörf cenneti Alaçatı’da, antrenörü Giray Hoşcanoğlu ile açtığı bir sörf okulu da var. B&G (www.alacati.com) adındaki okul RDWS’den de (Dünya Sörf Okulları Derneği) sertifikalı. 40 yaşına kadar hayatını sörften kazanmayı planlayan Bora Kozanoğlu ağustosun ilk haftası Tuborg Türkiye Kupası’nda şampiyon oldu. Hafta sonu yapılacak Türkiye Şampiyonası’nda da hedefi aynı tabii. Sörf aşkı yüzünden altı yıldır bitiremediği okulunda sınavlara girip çıkarken, arada, sörfün hayatındaki önemini gayet net özetleyen şaşırtıcı hikayelerini anlattı.

Rekor denemesi dışındaki hedefiniz nedir hayatta?
Valla sörf yapan çok güzel bir kız bulup onunla uzun süre yaşamayı planlıyorum.

Sörf yapması şart mı ?
(Gülüyor) Yok canım şart değil. Ama Türk kadınları spor yapmadıklarından spor yapanlara da saygı duymuyorlar.

Böyle sorunlu bir ilişkiniz mi oldu?
Çok komik bir şey yaşamıştım. Bir kız arkadaşımla yeni çıkmaya başlamıştık. Alaçatı’dayız, ben sörf yapıyorum o da sahilde güneşleniyor. Yarım saat sörf yapıp kıyıya çıkıp 10-15 dakika onunla ilgileniyorum. Bir ara süper bir rüzgar çıktı. Ben iki-üç saat sörf yaptım. Onunla pek ilgilenemedim. Sonra kıyıya geldim, bana bir bağırmaya başladı "Sen üç saattir sörf yapıyorsun, bana bir güneş yağı bile sürmedin" diye. Tabii o olaydan sonra ayrıldık. Düşünsene bu kadar basit şeyler oluyor. Oysa o benim mesleğim, hobim değil ki. Erkek arkadaşın, kocan avukatsa duruşmaya çıkmasına kızacak mısın? Gelip senin yanına ilgilenemez ki adam! Benim işimi öyle görmüyorlar işte. O yüzden sorunlar yaşayabiliyoruz. Bir de spor yapmayan kadınlar da benim pek tarzım değil zaten.

Küçüklüğünüzden beri mi sörf yapıyorsunuz?
Hayır. Küçükken ben hep bilardo, masa tenisi oynardım. Denizle alakam yoktu, ayağımı bile sokmazdım. 13 yaşıma kadar böyleydim. Tek çocuk olduğum için endişelendiler. Yani çocuğunuz var, hiç ama hiç denize girmiyor. Garip bir durum. Bir gün babam kendisine sörf aldı. 3-4 hafta uğraştı, öğrendi. Benim de dikkatimi çekti. Hep izliyordum onu sahilden. Atladım suya, yüzdüm babama doğru. "Baba" dedim, "denemek istiyorum".
Çok küçüğüm, kuvvetli değilim, boyum kısa. O zamanki sörfler de şimdiki gibi teknolojik değildi. Şimdi yedi yaşında çocuk bile sörf yapabiliyor hafif malzemeler sayesinde. Sonra hoşuma gitti.

Bir anda profesyonel sörfçü olmaya mı karar verdiniz?
Hayır. O zaman Alman bir şampiyon vardı, 1992’de Çeşme’de sadece o sörf okulu işletiyordu. Ona gittim ders almaya. Adam bana bakıp aynen şöyle dedi: "Türklerden hiçbir şey olmuyor, hiçbir Türke sörf yapmayı öğretemedim ben. Zaten vücudun da hiç atletik değil."

Niye olmazmış Türklerden sörfçü?
Ukalalık yaptı yani. Allah’ın Almanı işte. Ben çok sinirlendim. "Bak ben sana göstereceğim oluyor muyum, olamıyor muyum?" dedim. Bir sörf aldım. Üç sene boyunca yurtdışından özel sörf dergileri, eğitici sörf kasetleri getirttim. Tek başıma Çeşme’nin tüm koylarında kimseye görünmeden sörf yaptım. Ağırlık çalıştım, vücudum değişti. Resmen sörfçü oldum. Sonra Çeşme’deki şampiyonaya gittim.

Türkiye şampiyonası mı?
O zaman Türkiye Şampiyonası değil, Windsurf Şampiyonası’ydı. Son dört senedir resmidir windsurf Türkiye’de. O yarışa katıldım. Bu Alman şampiyon da favori. Ben birinci oldum, o ikinci. Adam beni tanıdı finalde, inanamadı. Geldi yanıma. Acayip acayip baktı, gözleri doldu. "Nasıl başardın?" dedi. "Sen olmasaydın başaramazdım" dedim. Ama içimden de "Gördün mü dünyanın kaç bucak olduğunu" diyordum!

Sörften aldığınız zevki bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?
En büyük zevk bir dalgayı gözünüze kestirip o dalgaya giderken hissettiğiniz. Sörfle 4-5 metre sıçrıyorsunuz. Hiç ses
yok. Yalnızca rüzgarın sesi. Uçuyorsunuz. Kimse size karışamıyor. Karada kalıplar, kurallar var. Orada yok. Bunu herkese tavsiye ediyorum. Zaten Ege’de yaşayıp yaz aylarında sörf yapmamak salaklık olur. Alaçatı dünyanın en iyi üçüncü sörf yeri. Her zaman rüzgarlı ve iklimi de ılıman. Yedi ay sörf yapabilirsiniz üşümeden.

Yunanlı bir sörfçüyle birlikte Ege Denizi’ni geçtiniz. Nereden aklınıza geldi?
İki yıl önce Yunanistan’daki şampiyonada bu Yunan şampiyonla tanıştık. Gece iki ülkenin sorunlarından konuşurken çıktı. Ege Denizi’ni sörfle geçmeye karar verdik. Yedi günde yaklaşık iki bin kilometre yaptık sörfle. Süperdi.

Atlantik’i geçip Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek istiyorsunuz. Ne zaman?
2004 kışında. Belki bu kış bir deneme yapabilirim. Sonra Guinness’le beraber gidip yapacağım. Bu Yunanlı şampiyon "Onu da beraber yapalım" dedi. Ama ben bunu yalnız denemeyi planlıyorum. Çünkü bu çok önemli bir şey. Atlantik’i sörfle geçmiş ilk adam olacağım. Aynı zamanda sörfle 4 bin beş yüz km. kat etmiş ilk adam.

Tehlikeli değil mi? Neden böyle şeyler yapıyorsunuz!
Atlantik olayını yapmamın sebebi ülkeye moral vermek. Her insanın bir mesleği var ve ülkenin durumu çok kötü. Bu durumu düzeltmek için herkes kendini birtakım risklere sokmalı. Bu başkalarına örnek olacak. Onlar da bir şeyler yapacak. Böyle bir şey olursa tüm dünya kanalları canlı yayınlayacak, resmen tarih olacak!

Sörfle hiç tehlike atlattınız mı?
Çok. Mesela 17-18 yaşındayken bir arkadaşımla, sörfle Ilıca’dan Eşek Adası’na gitmeye karar verdik. Gittik, adada takıldık bir buçuk saat. Dönerken güneş batıyordu. Bizden batıya gittiğimiz için önümüzü göremiyoruz. Su parlıyor. 70-80 km. hızla gidiyoruz. Önümde 1,5 metreye 1,5 metre bir su kablumbağası varmış. Bir çarptım, dağıldım. Kafamı sörf tahtasına çarpıp bayıldım. Arkadaşım düştüğümü görüp gelmiş. Allah’tan turdan dönen, turist gezdiren tekneler bizi görüp almışlar.

Hafta sonu yapılacak şampiyonada nasıl bir derece bekliyorsunuz?
İnşallah kazanırım.

Siz Türkiye’nin en iyi sörfçüsü müsünüz?
Megalomanlık yapmış olmak istemem ama öyleyim.

Erkek sörfçü olunca kadınların ekstra ilgisine de maruz kalıyorsunuzdur.
Evet (Mahcup bir sesle). Bu, vücudun bütün kaslarını çalıştıran bir spor olduğu için sörfçülerin vücutları gayet iyi oluyor yani. Resimlerde görmüşsünüzdür zaten (Bu sayfadaki fotoğraflarını kastediyor ve kendi söylediğine çok gülüyor). Bireysel bir spor ya, sadece siz ilgi çekiyorsunuz. Güzel yani, memnunum ben de.