Pazar "Ayvansaray tıpkı Prag gibi olacak"

"Ayvansaray tıpkı Prag gibi olacak"

25.09.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

İstanbul yeni bir turizm güzergahına kavuşuyor: Ayvansaray Projesi Edirnekapı'dan Balat'a uzanan 9 kilometrelik bir yol. Buradaki tarihi eserler gün ışığına çıkarılacak ve işletmeye açılacak. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir "Ayvansaray'dan 10 Prag çıkar" diyor

Ayvansaray tıpkı Prag gibi olacak

axpaz011.jpg oguven@milliyet.com.tr Projenin en önemli özelliği tarihi eserlerin yaşayan mekanlar haline getirilmesi. Belediye Başkanı Mustafa Demir bize bölgeyi gezdirdi. Kendisi üç yıl sonra bambaşka bir Fatih'in olacağından emin. "1453'ten beri böyle bir çalışma yok. Bu güzergah yürüyerek 4,5 saatte dolaşılıyor ve insanı hiç yormuyor. Ayvansaray da tıpkı Prag gibi olacak ama buradan 10 Prag çıkar. Çünkü Roma, Bizans ve Osmanlı'ya ait olağanüstü eserleri karşınızda buluyorsunuz."Demir iki ay önce başlanan çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi... (Yapılarla ilgili tarihi bilgiler ise Fatih Belediyesi'nin hazırladığı "Fatih İlk İstanbul" kitabından alınmıştır.) Fatih'in imaj sorunu vardı. Turistler Fatih'e geldiklerinde yalnızca Kariye Müzesi'ni ziyaret ederdi. Artık böyle olmayacak" diyor Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir. Fatih şu sıralar şantiye görünümünde. Çünkü bölgede yeni bir kültür turizmi güzergahı için çalışmalar sürüyor. Ayvansaray Kültür ve Turizm Güzergahı Edirnekapı'dan başlıyor ve Kariye Müzesi, Tekfur Sarayı, Anemas Zindanları, Türk Mahallesi ve Zeyrek'i de içine alarak Fener, Balat'ta son buluyor. 9 kilometrelik yol farklı renkte granit taşlarla döşenecek. Güzergaha ilk kez gelen biri bile yönünü kaybetmeden Edirnekapı'dan Fener'e gidecek. Edirnekapı'daki saray, Kaşıkçı Elması'nın bulunduğu ve dünyanın ayakta kalmış tek Bizans sarayı. VIII. Mihael'in oğlu Konstantinos Porfirogennetos tarafından yaptırılan sarayda Bizanslılar taç giyme ve tahta çıkma törenlerini gerçekleştirirmiş. Osmanlılar taş ve tuğladan yapılan üç katlı sarayı 1724'ten sonra çini yapım atölyesi, hayvanat bahçesi ve kibrit fabrikası olarak kullanıldı. 1864 yangınında dört duvar haline gelmiş. Tekfur Sarayı Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir göreve geldiği ilk günlerde Tekfur Sarayı'na girmeye çalışırken başından geçenleri şöyle anlatıyor: "Kapılar kapalıydı. Burada yaşayan çocuklar beni bir şekilde içeri soktu. Sarayın içine bir gecekondu yapmışlar. Bu, dünyanın neresinde görülmüş? Restorasyon için Borusan ile protokol imzalama aşamasındayız. Kaba inşaatı 2 trilyon liraya mal olacak. Esma Sultan Yalısı'nın mimarlarından Gökhan Avcı da bizimle birlikte çalışacak. Burasını Esma Sultan Yalısı gibi yapacağız. 1,5 ay önce içeri girmeye çekiniyorduk, 2 yıl sonrasını düşünün... Dünya çapında konserlerin, davetlerin verileceği bir mekan olacak." "Sarayın içine gecekondu yapmışlar" Haliç'e yakın eski sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş 14 hücre odasından ve bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşuyor. Bizans'tan günümüze ayakta kalan tek yeraltı zindanı. Adını Arap asıllı bir Bizans askeri olan Mihael Anemas'tan alıyor. 1107 yılında İmparator Aleksios'a karşı suikast tasarlarken yakalanan Anemas'a, gözlerine mil çekilerek kör edilme cezası verilmiş, buraya hapsedilmiş ancak imparatorun kızının yardımıyla kurtulmuştu. Soylu zindanları olarak bilinen Anemas'ta ayrıca birçok imparator tutuklu kalmış. Anemas Zindanları "Buraya ilk geldiğimde tam anlamıyla şoke olmuştum. Zindanın anahtarları buradaki delikanlıların elinde. İstediklerini içeri alıyor, istemediklerini almıyorlar. Turistlerden para alıp içeriyi gezdiriyorlar. Bu kadar güzel bir yapının nasıl bu kadar hoyratça kullanıldığını, görmezden gelindiğini tahmin bile edemezsiniz." diyor Belediye Başkanı Mustafa Demir. "İki aydır 60 kişilik bir ekip çalışıyor. Zindan ve çevresinde arkeolojik araştırmalar yapılacak. Ortaya çıkacak eserler İstanbul'un kültürel yaşamına yeniden kazandırılacak. Cüneyt Arkın'ın rol aldığı tarihi filmlerin mekanında artık konserler düzenlenecek, kafeler açılacak. İçinde sergi mekanları ve gezi yolları oluşturulacak. Her gün 200 turist burayı ziyaret ediyor ama 2007'de Anemas Zindanları'nı duymayan kalmayacak." n "İlk geldiğimde şoke olmuştum" 1200 yıllık Zeyrek Sarnıcı, Bizans İmparatoru II. İonnes Komnemos tarafından su deposu olarak yaptırıldı. 50 metre uzunluğunda, 18 metre enindeki sarnıcın üzerinde Piri Mehmet Paşa'nın yaptırdığı Soğukkuyu Camii'nin kalıntıları var. Zeyrek Sarnıcı Önünden her gün binlerce insan geçtiğini ama içinde ne olduğu bilinmediğini söylüyor Mustafa Demir: "Burası kimi zaman sebze meyve deposu olarak kullanılmış, son zamanlarda da tinercilerin mekanı olmuş. Dışarıdan kötü görünüyor ama içerisi muhteşem güzel. Mülkiyet sorununu çözdük, burası artık Fatih Belediyesi'ne ait. 2006'nın sonuna doğru projelendirmesini tamamlayacağız. Şu an temizlik çalışmalarını yapıyoruz. Üst taraftaki evlerden gelen pis sular buraya akıyordu. Bunun yalıtımını yaptık. Çok iyi bir havalandırma ve aydınlatma ile tarihi bir sergi salonu olacak. Kültür ve sanatın hizmetine sunulacak sarnıçta bienal, uluslararası sergiler yapılabilir. Artık sergi için burayı kullanabilecek kültür yatırımcılarını bekliyoruz." Tinercilerin eski mekanı tarihi saray, sergi salonuna dönüşecek Gençağa Sokak Burayı trafiğe kapatarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini anlatan Demir şöyle devam ediyor: "Çünkü daha önce caddeler yayalaştırılmıştı ama ilk kez bir sokak için yapıldı bu. Yedikule Gençağa Sokak çok ilginç bir yer oldu. İnsanlar evlerinin önüne masa koyuyor, bir araya geliyor, sohbet ediyor, komşuluklarını tazeliyor. Her akşam kilimlerini seriyor, çay demliyor, nargilelerini içiyorlar. Biz tarihi yarımadada yaşayan eski kültürleri ortaya çıkarmaya çalışırken komşuluğu da ortaya çıkardık. Bu sokakta doğmuş, 70 yaşında olan insanlar var. İnsanlar gönül rahatlığıyla çocuklarını sokağa bırakıyor, araba çarpacakmış diye dert etmiyorlar. Burada 200 ev var ve diğer sokak sakinleri de aynı uygulamayı istiyor. İleride 10 sokağı da yayalaştırmayı düşünüyoruz." "İnsanlar evinin önünde nargile içiyor artık"