Pazar Başka hayatları gözetlemek...

Başka hayatları gözetlemek...

06.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Penceresinden başkalarının hayatlarını fotoğraflayan Gail Albert Halaban şimdi de İstanbul’da çalışıyor. Sergi açmaya hazırlanan sanatçı ilk başlarda “tüyler ürpertici” bulduğu projesinin nasıl geliştiğini anlattı

Başka hayatları gözetlemek...

Siz de bazen perdeleri sonuna kadar açıp öyle oturmak istemiyor musunuz evinizde? Mümkün olmuyor ama değil mi? Büyük şehirlerin dip dibe yaşantısı mahremiyet endişesi yaşamadan rahatlamanıza izin vermiyor. Hayır, bu sadece İstanbul’un problemi değil. Dünyanın tüm büyük şehirlerinde aynı problem var.

Haberin Devamı

Son yılların en popüler fotoğraf serilerinden birinin başlangıç noktası da işte tam olarak bu. New York’lu fotoğrafçı Gail Albert Halaban’ın ünlü “Out My Window” fotoğraf serisi sizi “başkalarının hayatları”na davet ediyor. Halaban, New York’ta başladığı projesini ilk önce Paris’e, şimdi de İstanbul’a taşıdı. Geçtiğimiz hafta boyunca İstanbul’un çeşitli noktalarında çekimler yaptı, yapmaya da devam edecek.

“Pencerelerin ardındaki hayatları düşündüm”

Halaban’a göre bu serinin ortaya çıkmasını sağlayan olay biraz “tüyler ürpertici”ydi: “New York’taki dairemi 12 yıl önce aldım. O günden beri daireden görünen pencerelerle ilgili bir şey yapacağımı biliyordum. Çünkü sıra dışı bir sokakta yaşıyorum. Fakat o zamanlar ne olacağının farkında değildim. Şimdi 11 yaşında olan kızımın ilk doğum gününde sokağın karşısındaki çiçekçi, bize çiçek gönderdi. Daha önce hiç tanışmamıştık. Penceremizden bir parti verdiğimizi görmüşler. İlk önce biraz endişelendim; tüyler ürperticiydi. Aynı sokakta yine çiçekçilik yapan bir arkadaşımla konuştum. ‘Perdelerin açık olduğu zaman bunlar yaşanır’ dedi. Bunun üzerinde penceler ve ardındaki hayatlar üzerine düşünmeye başladım. Bu da 10 yıl önceye denk geliyor.”

Haberin Devamı

Halaban ile ünlü sanatçı Kezban Arca Batıbeki’nin Beyoğlu’ndaki atölyesinde kamerasını kurarken tanıştık. Onu çalışırken görmeniz lazımdı. Güneş yavaş yavaş batmaya başlayınca heyecanı arttı. Bir pencereden diğerine koşarak “ışığı kaçırmamak” için uğraştı. “Size normal geliyor olabilir ama şu an inanılmaz bir ışık var. Sihirli bir zaman bu. Bu ışığı kaçıramam” diyerek beni birkaç saat bekletti.

Halaban’ın bir kare fotoğraf için “komşularının” pencerelerine çıkmasını saatlerce beklediğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Halaban’ın fotoğraflarındaki insanlar birer model sayılır. Çünkü onları yönlendiren, nasıl poz vermeleri gerektiğini anlatan da kendisi. Amacının fotoğraflarına bakanlara komşularını gizli gizli seyreden birinin hislerini aktarmak olduğunu söylüyor. Bu nedenle “İnsanlar onların fotoğraflarını çektiğimi biliyor. Bu işin önemli bir bölümü. Benim için insanların bu projede yer almayı kabul etmesi çok önemli” diyor.

Haberin Devamı

“Burada düşündüğümden daha çok iş var”

Sanatçı İstanbul’da İstanbul’74 adlı galeriyle çalışıyor. Halaban’ın İstanbul ziyaretinde kimleri, nerede fotoğraflayacağı konusunda da onlar yardım etmiş. Gerekli izinleri alıp ayarlamaları yapmışlar. Oysa Halaban’a göre bu işler New York’ta çok daha kolay. “Buradaki insanlar da çok yardımsever ve arkadaşçaydı” diyor. “Fakat” dedikten sonra devam ediyor: “New York’ta insanlardan izin almak oldukça kolay oldu. Bir internet sitesi var ve bu sayede hangi sokakta, hangi apartmanda kimlerin yaşadığını bulabiliyorsunuz. Ben de bu insanlardan izin almak için birçok mektup yazıyorum. New York’ta sokaklar birbirine paralel. Yamuk devam eden, saçma bir şekilde kesişen sokaklar yok. Bu nedenle nerede kimin yaşadığını kolaylıkla bulabiliyorsunuz.”

Halaban’ın İstanbul ziyareti bir hafta sürecekti normal şartlarda. Fakat sanatçıya göre bu iş burada bitmeyecek. “İstanbul’da düşündüğümden daha çok iş var” diyor. Bu nedenle ekim ayında açılması planlanan sergiden önce bir kez daha İstanbul’u ziyaret edecek. “Gitmem gerekiyor çünkü Amerika’da bir sergim açılacak. Ama geri döneceğim” diyor. Sanatçı bir yandan da farklı projelere devam ediyor: “2017’de George Eastman House’ta bir sergim olacak. Burası dünyanın en önemli ve büyük fotoğraf müzelerinden biri. Bu sergi için Antarktika hariç tüm kıtaları ziyaret edeceğim. Şimdi bunun için sponsor arıyorum.”