Pazar “Beren Saat çok iyi bir öğrenciydi”

“Beren Saat çok iyi bir öğrenciydi”

03.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Benim Dünyam” filminde Beren Saat’e ders veren işitme engelli eğitmeni Ercüment Tanrıverdi: “Beren çok iyi bir öğrenciydi. Hatta beni şaşırttı diyebilirim”

“Beren Saat çok iyi bir öğrenciydi”

Gösterime girdiğinden beri çok konuşuldu “Benim Dünyam” filmi. İlk üç günün gişe rakamlarına göre sinemaya giden her iki kişiden biri “Benim Dünyam”ı izledi. Filmi izleyenler, henüz izlemeyenleri uyarmayı ihmal etmedi: “Mendillerinizi hazırlayın.” Filmin bu başarısında oyuncuları eğiten görme ve işitme engelli eğitmenlerinin payı da var hiç şüphesiz. Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu Başkanı ve işitme engelli eğitmeni Ercüment Tanrıverdi ve Altı Nokta Körler Vakfı’nın eğitmenlerinden Çiğdem Akdemir Doğanay başta Beren Saat olmak üzere tüm kadronun eğitimini üstlenen isimler. İkisi de ortaya çıkan sonuçtan çok memnun. Filmle ilgili son bir not; önümüzdeki günlerde belirli sinema ve seanslarda altyazılı olarak gösterilecek.

Nasıl bir araya geldiniz “Benim Dünyam” ekibiyle?

“Başka Dilde Aşk” filminde de eğitmenlik yaptım. Orada da Mert Fırat’ın, Lale Mansur ve Saadet Işıl Aksoy’un hocalığını yaptık. O film de çok iyi bir etki bıraktı. İşaret dilinin var olduğunu ve bir işitme engelli için ne kadar önemli olduğunu gündeme getirdi. Bir aşk hikayesi üzerinden bir işitme engellinin kendini hayata nasıl adapte ettiğini çok güzel anlattı. Mert Fırat ile çok güzel dostluğumuz oldu sonrasında da. Sonuçta camiamız birini kazandı. İhtiyaç duyduğumuz her zaman yanımızda oldu. “Benim Dünyam” filminin bana ulaşması da Mert Fırat üzerinden oldu.

Haberin Devamı

Ne gibi çalışmalar yaptınız oyuncularla?

Filmde işaret dili ile diyalog kuran herkese işaret dilini öğrettim. Dolu dolu üç hafta boyunca çalıştık. Büyükada’daki çekimlerde de hep kamera arkasında hocayla birlikte takip ettik. Hatalar olduğunda düzeltmeleri yaptık. İyi bir çalışma süreci ile birlikte bence iyi bir film ortaya çıktı. Konunun gündeme gelmesi anlamında çok memnunum. Uğur Yücel’i, Beren Saat’i, Ayça Bingöl’ü tanıdığım, onlarla çalıştığım için de öyle... Tüm ekip çok duyarlı çalıştı.

Nasıldı onlarla çalışmak?

Hepsi çok iyi insanlar. Bundan sonraki süreçte bizi hep destekleyeceklerini söylediler. Kendimizi anlatabilmemiz için bizim yanımızda olmaları önemli.

İyi bir öğrenci miydi Beren Saat?

Evet, çok iyiydi. Hatta beni şaşırttı diyebilirim; kendi cümlelerini çalışabilmesi için bir video kaydı yapmıştık. Bir dahaki görüşmemizde patır patır yapabiliyordu işaretleri. Neden anlamsız sesler çıkardığını konuştuk. Kontrolsüz ses çıkarması gerektiğini öğrendi. Kelimeleri nasıl söylemesi gerektiğini öğrendi. İşitme engellilerle de bir araya geldi. Uğur abi de çok ilgiliydi, uzun uzun konuştuk konuyla ilgili.

Haberin Devamı

Hem görme hem işitme engelli ne kadar sık rastlanan bir durum?

Çok sık rastlanan bir durum değil. Bizim camiadan bildiğimiz Türkiye’de böyle üç kişi var.
Çok zor tabii durumları. Ama sonradan görme engelli olan örnekler bunlar. Sadece işitme engelliyi basit önlemlerle hem sosyal hayatta hem eğitim hayatında kazanabilirsiniz. Kurumların bir tercüman çalıştırması gibi basit şeylerden söz ediyorum. Benim Fox TV’de “Çalar Saat” programında yaptığım ya da Okan Bayülgen’in programlarındaki gibi tercümanlarla olabilir bu iş.

Filmde Beren Saat’in canlandırdığı karakter elini insanların ağzına koyarak sesleri anlamaya çalışıyor...

El o kadar hassas ki konuşan kişinin ağzına veya boğazına konduğunda o ufacık titreşimleri hissediyor. Sonra da kişi o hissi kendi dudaklarından çıkarmaya, ses kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Bu durumda bir kişi
için en önemlisi dokunmak. Hissederek öğreniyor her şeyi.

Haberin Devamı

“Beren Saat çok iyi bir öğrenciydi”

“Türkiye’ye işitme engelliler konusunda bir tokat lazım” diyen Tanrıverdi, uğraşları sonucu 2015 yılında Türkiye’de gerçekleşecek Dünya İşitme Engelliler Kongresi’nin bu etkiyi yaratacağını düşünüyor.

“Uğur Bey işin psikolojik boyutunu çok merak ediyordu”

Çiğdem Akdemir Doğanay
(Altı Nokta Körler Vakfı)

* Beren Saat’le bir aylık sürede birkaç defa bir araya geldik. Bir görme engellinin bastonu ile nasıl yüreyeceğinin eğitimini verdim. Daktilo kullanımı konusunda da
bilgi verdim.
* Beren Hanım’ın gözlerini bir maske ile kapatıp yaptık çalışmamızı. İlk başta çok tedirgin oldu doğal olarak. Çok yavaş ve temkinli hareket etmeye çalıştı. “Ne kadar zormuş böyle yürümek” dedi. Ama çok istekli ve azimliydi. Daha ikinci çalışmamızda çok başarılı bir şekilde hareketleri yapıyordu. Bu anlamda hiçbir sıkıntı yaşamadık. Gayet kısa bir zamanda bu işi kotardı.
* Beren Hanım ve Uğur Yücel bizim rehabilitasyon merkezimize geldiler. Görme engellilerin nasıl hareket ettiğine dair incelemelerde bulundular. Arkadaş ortamında, dışarıda nasıl davranıyorlar, onlara özgü hareketlerin neler olduğunu gözlemlediler. İkisi de çok hevesli ve heyecanlıydı. İçine sindirmek istiyordu rollerini.
* Kurumumuzda doğuştan görme engelli bir psikolog var. Onunla da hayatında yaşadığı sıkıntılar hakkında konuştular. Özellikle Uğur Bey işin psikolojik boyutunu çok merak ediyordu. Agresif olabiliyorlar mı, kendileriyle barışıkları mı, isyankarlar mı...
* Beren Hanım’ı çok başarılı buldum filmde. Gerçekten çok içine sindirmiş ve oturtmuş rolünü. Eğitimlerimizi uygulamış mı diye özellike dikkatle izledim. Her şey olağanüstüydü.

Haberin Devamı

“Televizyon bile sessiz izlenirdi”

İşitme engelli değilsiniz. Nasıl başladınız işitme engellilerle çalışmaya?

Bu dünyanın içinde var olmamın sebebi annem ve babamın işitme engelli olması. Dolayısıyla bu hayatın bir parçası olarak dünyaya gelmiştim. Okul hayatından sonra da işitme engellilerle birlikte çalışmam için teklif geldi. Tercümanlık yaparak başladım. Son yedi yıldır da federasyon başkanlığı yapıyorum.

Haberin Devamı

Ne zaman öğrendiniz işaret dilini?

Ben doğduğumdan beri bu işin içindeyim. Evin içinde herhangi bir ses yoktu, sadece işaret dili vardı. Televizyon bile sessiz izleniyordu. İşaret dilini annemle, babamla iletişime geçerken öğreniyordum ama konuşamıyordum.

Konuşmayı nasıl öğrendiniz peki?

Dayımın kızı Sevgi ablamı Erzincan’dan İstanbul’a getiriyorlar. Bizimle birlikte yaşamaya başlıyor ve evdeki ses Sevgi ablam oluyor. Böylece konuşmaya başlıyorum.