Pazar Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

07.06.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Beşiktaş şampiyon oldu, üstelik sezonu iki kupayla kapattı, sabırla bekleyen camia için şimdi kutlama zamanı. Ünlü taraftarlarla “Beşiktaşlı olmayı” konuştuk

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

Süper Lig’in son haftasında Denizlispor’u yenen Beşiktaş, Haluk Şahin’in de deyimiyle “gacırtılı gucurtulu” bir dönemi geride bırakıp altı yıl aradan sonra şampiyon oldu. Her yer bayraklarla donatıldı, sabahlara kadar kutlamalar yapıldı, Barbaros Bulvarı’nda trafik kilitlendi, insan selinden Beşiktaş semtine adım atmak bile mümkün olmadı. Yıllardır sabırla beklenen bu şampiyonluk fakir-zengin, ünlü-ünsüz herkesi heyecanlandırdı.
Örneğin koyu Beşiktaşlı olduğunu bildiğimiz işadamı Rahmi Koç. Normalde yoğunluktan dolayı röportajlara pek vakit ayıramayan Rahmi Koç, konu Beşiktaş olunca bize formalı, şapkalı, atkılı poz vermeyi hemen kabul ediyor...
Ünlü müzayedeci Raffi Portakal ise formasını çıkarıp bayrak gibi sallayarak çılgınca arabayla tur attığını anlatıyor bize. Maçı Beşiktaş Köyiçi’nde seyrettiğini söyleyen karikatürist Latif Demirci ise kutlamalara maçtan saatler önce, öğle vakti başlamış. Gazeteci-yazar Haluk Şahin de şampiyon olur olmaz kendini Beşiktaş’ta kutlamaların ortasına atıverenlerden...
İşte bizim için Beşiktaş forması giyip poz veren Türkiye’nin ünlü Beşiktaşlılarının takımlarıyla ilgili söyledikleri...

“1945’ten beri Beşiktaşlıyım”
Rahmi Koç (İşadamı)
 

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

- 1945 senesinden beri Beşiktaşlıyım. Eskiden kombine biletim vardı ve Beşiktaş’ın her maçına giderdim. Şimdilerde ise derbiler hariç maçları evde seyrediyorum.
-Seneler içinde başkanlar, teknik direktörler geldi ve gitti, oyuncular transfer edildi ve satıldı, takımın performansında inişler ve çıkışlar oldu ama öyle veya böyle Beşiktaş hep Beşiktaş kaldı.
-Değişen bir şey varsa o da Anadolu takımlarının artık daha güçlü, daha hırslı ve daha konsantre olarak futbol oynuyor olmaları. Vaktiyle ehemmiyetsiz gibi görünen Anadolu takımları ile yapılan maçlar şimdi fevkalade önem kazandı ve her maç tehlike arz etmeye başladı. Bu takımlar küçümsenip yabana atılmamalı. Onlardan alınacak veya kaybedilecek üç puan, diğer üç büyüklerden alınıp verilecek üç puanla aynı değeri taşır. Ayrıca tüm kulüpler sezon başındaki maçlarına sezon sonundakiler kadar önem vermeyip puanları rahatça harcarlar, aynen bir futbol maçında takımın ilk yarı rahat oynayıp ikinci yarıda netice almak istemesi gibi.
-Evime kocaman bir Beşiktaş bayrağı astım. Ama ne var ki Beşiktaş ve civarında yeteri kadar bayrak göremedim. Başkan, idareciler, teknik direktör, teknik direktör yardımcıları ve oyuncuları, camiaya bu mutluluğu tattırdıkları için gönülden kutlarım.



“Yıllarca Galatasaray’da spor yapmama rağmen takımımı değiştirmedim”
Kaya Çilingiroğlu (İşadamı)
 

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

-Babamın etkisiyle kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. Beşiktaş’ın renkleri de hoşuma gitti. Babamı çok beğenen bir çocuktum. Bu nedenle onun tuttuğu takımı tuttum. Yıllarca Galatasaray’da spor yaptım, ama takımımı değiştirmedim. Çocukluğumuzda yıllarca Beşiktaş şampiyon olamadı. Yine de böyle bir takımın taraftarıydık. O dönem takımını değiştirmeyen gerçekten Beşiktaşlıdır.
-Süleyman Seba, Baba Hakkı, Şeref bey gibi isimler hâlâ konuşuluyor. Hiçbir takımda bu kadar isim hatırlanmaz. Tarihe baktığınızda şaibeli şampiyonluklar almış bir takım değil. Bunlar benim için artı değerler. Çocuklarımı da Beşiktaşlı yaptım. Fenerbahçe ve Galatasaray kadar şampiyon olmadık ama İnönü’deki atmosfer hiçbir statta yok.
-Şampiyonluk aslanın ağzındaydı. Ama Mustafa hocayla takım büyük ivme kazandı. Avrupa’da kısa zamanda çok büyük başarı bekleyemeyiz ama bence Beşiktaş’ın Türkiye’deki çıkışı devam eder. Mustafa hocaya en az beş yıl daha verirlerse, Barcelona tipinde bir takım yaratmak istediği düşüncesindeyim.



“Fenerbahçe’yi bırakıp Beşiktaşlı oldum; din değiştirdim sanki”
Haluk Şahin (Yazar-Televizyoncu)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

-Uzun yıllar yurtdışında kaldıktan sonra Türkiye’ye döndüğümde taraftarı olduğum Fenerbahçe’nin benim için aynı şeyi ifade etmediğini gördüm ve bilinçli bir şekilde 1983’te Beşiktaşlı oldum. Din değiştirenler o dinin en fanatik müminleri arasına girermiş. Ben de o günden beri koyu Beşiktaşlıyım.
-Beşiktaş’ı taraftarı için seçtim. Daha bağımsız, dikbaşlı ama gerektiğinde gayet uyumlular. Serencebey yani Beşiktaş Kulübü’nün 1903’te kurulduğu konağın çok yakınında oturuyorum. Çarşı grubunu severim. Önderdir, esprilidir, gerektiği kadar siyasidir, bazen kendine bile karşıdır. Bu muhalif ruhu hep takdir ettim. Beşiktaş benim için gurur duyduğum bir aidiyet.
-Son beş-altı yıldır devam eden ağır aksak, gacırtılı gucurtulu yolculuğun devam edeceğinden korkuyordum. Ama Mustafa Denizli takımın havasını değiştirdi. Gordon Milne dönemini de büyük bir zevkle yaşamıştım. Üç yıl arka arkaya şampiyon olmuştuk.

“İnönü’de hâlâ benim yaptığım albümden şarkılar çalıyorlar”
Ömür Gedik (Sinema yazarı)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

-Gerçekten Beşiktaşlı olunmaz, doğulur. Babam da Beşiktaşlı. 4 yaşından beri onunla maçlara gidiyorum. Şampiyonluk kutlamalarına da gittim. Eskiden maçlara kızımla gidiyordum ama artık Fenerli oldu, arkadaşlarla gidiyorum.
-En sevdiğim futbolculardan biri İbrahim Toraman. Beşiktaş’ın en önemli farkı ise taraftarı. Stattaki o coşku hiçbir statta yok. İnönü’de taraftarın bir ağızdan bağırması zaten rakibi bunaltan bir şey.
-Yıllardır kongre üyesiyim. 2003’te Beşiktaş’ın 100’üncü Yıl Kutlama Komitesi’nde yer almıştım. Beşiktaş’ın ilk resmi albümünün de yapımcısıyım. Hâlâ statta benim yaptığım albümün şarkıları çalıyor, çok gururluyum.
-Deplasmanlara giderim ama Denizli’ye gidemedim. Maçı evde seyrettim. Müthiş bir coşkuydu, kazandıktan sonra arkadaşlarla sokağa döküldük. Takımı Beşiktaş’ta karşıladık, stada kadar onlara eşlik ettik. Elimizde meşalelerle stada kadar yürüdük.

“Futbolcuların adını taşıyoruz; benim adım Birol, abimin adı Şenol”
Birol Güven (Yapımcı)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

- Benim adım Beşiktaşlı Birol’un adı. Abim de Beşiktaşlı efsane futbolcu Şenol’un adını taşıyor. “Bir oğlum daha olursa adını ‘Gol’ koyacağım” demiş babam ama iyi ki kızı olmuş. Biz Darıcalıyız. Darıca’da da herkes Beşiktaşlıdır. 12 yaşındaki oğlum benden daha fanatik. Onunla ilk defa bir şampiyonluk yaşadığım için bu yılki şampiyonluk benim için çok anlamlı.
-Kombinelerim var ama bu yerler bana hiç düşmüyor. Sürekli başkaları kullanıyor. Şampiyonluk maçında da böyle oldu. Maçı evde seyrettim. Şampiyon olduğumuzda ise bir araba gezintisi yaptık Anadolu yakasında.
-Şampiyonluk çok güzel ama uluslararası başarılar da bekliyoruz. Kimin transfer edileceği bence önemli değil. Ekibin nasıl oynayacağı daha önemli. “Yusuf, Ernst geldi Beşiktaş şampiyon oldu” deniyor mesela. Onların da katkısı var tabii ama Yusuf yıllarca Denizli ve Bursa’da oynadı, bu takımlar şampiyon olmadı. Ekip ruhu daha önemli bence. 


“Gözümle görmeden şampiyonluğa inanmadım”
Sevin Okyay (Gazeteci)
 

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

- Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. Beşiktaş çocukluğum, futbolun kendisi, büyüdüğüm semt ve benzersiz bir takım anlamına geliyor. Maça ilk kez 5-6 yaşında gitmiş olmalıyım. Sonra da hep gittim.
-Beşiktaş şampiyon olduğunda evdeydim. Maçı “Erenköy Kartalları” adını verdiğimiz naçiz grubumuzla ve iki Galatasaraylı destekçiyle izliyorduk. Şampiyon olduğumuzda evden fırlayıp geçenlere el ettik, karşı evden gelen marşlara tempo tuttuk. Caddebostan’a inmediğimiz için saldırıya da uğramadık.
-Şampiyonluk konusunda büyük endişelerim vardı. Son andan dönmeye alışkın bir takım olduğumuz için, gözümle görmedikçe inanmama yanlısıydım.
-İbrahim’lerin ikisini de severim. Ernst’ten özellikle hoşnutuz. Yıllar önce Mustafa Denizli sanırım Kadınca’nın yaptığı bir söyleşide, çalışan kadınlar hakkında bahtsız bir tespitte bulunmuştu. Kendisini o gün bugün sevmem. 

“Bana piyangodan Beşiktaş çıktı, büyük ikramiyeyi kazandım”
Yılmaz Erdoğan (Oyuncu-yönetmen)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

Bir takım iki türlü seçilir aslında, çok tercih hakkı yoktur. Ya ailene uyarsın ya da onlara karşı olmak için bir takım seçersin. Bana o piyangoda babam Beşiktaşlı olduğu için Beşiktaş denk geldi. O günden beri büyük ikramiyeyi kazandığımı düşünüyorum.

Yılmaz Erdoğan, şampiyonluğun ardından ilk “Çok Güzel Hareketler Bunlar” çekimine, Beşiktaş tişörtüyle çıktı. Bu programı 14 Haziran’da izleyebilirsiniz.
“Kızımı baskıyla Beşiktaşlı yaptım, bugün çok mutlu”
Raffi Portakal (Müzayedeci)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

- 1946 doğumluyum. 3 yaşından beri Beşiktaşlıyım. Babam koyu Fenerbahçeliydi. Asi bir çocuktum. Hem Beşiktaş o dönemlerde sürekli şampiyon oluyordu hem de biraz babama ters düşmek için Beşiktaşlı oldum.
-5-6 yaşlarında maçlara gitmeye başladım. İnönü Stadı’na giden taksiler “Hastaneye!” diye bağırırlardı. Çünkü oraya gidenlere deli gözüyle bakılır, stadın da bu insanları iyileştirdiği düşünülürdü. İlk gittiğim maç Beşiktaş-Beyoğluspor maçıydı. Son dakikada yenilmiştik. Ağlaya ağlaya eve gittim.
-Özellikle “Baba” lakaplı futbolcu Recep Adanır’ın efendiliğinden küçük yaşlarda etkilenmiştim. Ayrıca Sergen’in futbolunu çok severim. Mustafa Denizli ise gerçek bir liderin özeliklerine sahip.
-Kızım Maya’yı (25) da baskıyla Beşiktaşlı yaptım. Demokratik bir insanım ama bu konuda antidemokratik davrandım. Sınıfındaki arkadaşları gibi Galatasaraylı olmak istedi, engelledim. Bugün çok mutlu Beşiktaşlı olduğu için. 


“Beşiktaş yeryüzünün en gerçeküstü takımıdır”
Zeki Demirkubuz (Yönetmen) 

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister
- İlkokuldan beri Beşiktaşlıyım. Şampiyon olduğumuzda Denizli Atatürk Stadı’ndaydım. Tribünde bir genç dikkatimi çekti. Toraman golü atınca gözleri dolarak tişörtünü çıkarıp bayrak gibi kaldırdı. “Din iman, Beşiktaş ulan” yazıyordu üstünde. Denizli’den dönerken uçak inişe geçtiğinde Beşiktaşlılar üçlü çekiyordu. Beşiktaş bu zor ve kıyıcı ülkede hayata tutunma, onu anlamlandırma sanatıdır.
-Hiçbir Beşiktaşlı takımın şampiyon olacağını tahmin edemez. Beşiktaş yeryüzünün en gerçeküstü takımıdır. Karakterdir, akıl dışıdır, ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Önümüzdeki sezon her şey olabilir. Yine şampiyon da olabiliriz, bu şampiyonluk burnumuzdan da gelebilir.
-En sevdiğim futbolcular Holosko ve Tello. Uzun zamandır Beşiktaş’la ilgili bir film yapma düşüncem var. Ancak şu anda ortada somut bir şey yok.

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister


“Şampiyonluk karikatürlerini maçtan bir gün önce çizmiştim” 
Latif Demirci (Karikatürist)

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

- 1903’ten beri Beşiktaşlıyım! Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister. Bunlar da bende var galiba. İlk maça gittiğimde 12-13 yaşlarımdaydım. Sabri, Ahmet, Niko, Sanlı, Vedat, Mesut’lu dönem. Oyundan çok tribünü izlemiştim. O atmosfere girince, taraftarlığım tescillendi diye düşündüm, yani hayat boyu taşıyacağım kalıcı dövmeyi yaptırmış gibi. Bu arada Şeref Stadı’nda antreman seyretmişliğim de vardır.
-Şampiyonluk günü Beşiktaş Köyiçi’ndeydim. Kutlamalara zaten öğle saatlerinde başlamıştık. Şampiyon olacağımızı tahmin ediyordum. Pazar günü yayımlanacak olan “Press Bey” köşesindeki şampiyonluk karikatürlerini cuma gününden tereddütsüz çizmiştim.
-Yönetimle Mustafa hocanın arasına “siyah-beyaz kedi” girmezse başarı önümüzdeki sezonlarda tavan yapar. Bu sezonda alınan iki kupa, benim bildiğim Mustafa Denizli’yi kesmez. Ee, Başkan Demirören de bunun tadını aldı, üçüncü yıldız kapıda. Mustafa hoca sıcak bakar mı bilemem ama, Nouma gelsin ya!
-Bu yıl en sevdiğim futbolcular Bobo, Tello, Holosko ve Rüştü. Mustafa hoca ise çifte kupayla Beşiktaş’ın efsaneleri arasına girdi bile. Ama dedim ya kesmez, hocanın gözü Avrupa’dadır. Aman hocam, gözünü seveyim!

“Fenerbahçeli olmam lazımdı, ailede Beşiktaşlı bir çıkıntıyım”
Pelin Akad (Yapımcı)
 

Beşiktaşlı olmak sabır, sükunet ve mizah duygusu ister

-Bursalıyım ve Anadolu yakasında uzun süre yaşadım. Aslında Fenerbahçeli olmam gerekirken Beşiktaşlı bir çıkıntıyım ailede. Çocukluğumdan beri Beşiktaşlıyım. 1991 yılından beri Beşiktaş Kongre Üyesi’yim.
-Günümüzde kadınların futbolla pek ilgisi yok. Sadece “Hangi takımı tutuyorsun?” sorusuna cevap vermiş olmak için takım tutuyorlar. Ben öyle değilim. Uzun yıllar maçlara gittim, şimdi de evde seyrediyorum.
-Aile dostumuz Mustafa hocanın çok büyük katkısı var şampiyonlukta. Yıldırım Demirören’in takımı sürekli motive etmesi de başarıyı getirdi. Rüştü’yü, yıllarca Fenerbahçe forması giydikten sonra gerçek bir Beşiktaşlı olabileceğini gösterdiği için kutluyorum.