Pazar Biracılara yeni tat

Biracılara yeni tat

23.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Danimarka’nın dünyaca ünlü birası Carlsberg de Türkiye’de üretilen yabancı lisanslı biralar kervanına katıldı. Carlsberg’in piyasadaki diğer biralardan farkı, dengeli bir acımtıraklığa sahip olması...

Biracılara yeni tat

Biracılara yeni tat

Danimarka’nın dünyaca ünlü birası Carlsberg de Türkiye’de üretilen yabancı lisanslı biralar kervanına katıldı. Carlsberg’in piyasadaki diğer biralardan farkı, dengeli bir acımtıraklığa sahip olması...

ŞİŞEDEKİ BALIK / Mehmet Yalçın

Latince’deki adı, "Humulus Lupulus". Türkçe’siyle ise, "şerbetçiotu". Daha da eski bir deyimle, bira çiçeği. Çam kozalağını andıran üst üste binmiş kabarık yeşil yaprakları olan bu sarmaşık tipi bitki, içtiğimiz biranın lezzetini veren ve birayı bozulmaktan koruyan madde. Ve ne yazık ki Türkiye’deki biralarda biraz hasis kullanılan bir ot. Sebebi de, nasıl bir şey olduğunu yıllardır bir türlü anlayamadığım "Türk damak tadı" gerekçesi.
Bu gerekçe Türkiye’de nice biraların canına okudu. 1950’lerde, 60’larda tek bira üreticisi Tekel’di ve Tekel’in biralarında şerbetçiotu yeterince kullanılıyordu. Ve bu otun getirdiği ferahlatıcı acımtıraklığa da kimsenin itirazı yoktu. Zaten o yıllarda bira da "seçkin" imajlı bir içkiydi ve kaliteli ortamlarda, lüks yemeklerle bile bira içilirdi. Bira, "maço" bir imaja asla sahip değildi. Beyefendiler ve hanımefendiler, bira bahçelerinde beraberce bira yudumlarlardı.
Derken özel sektör bira imalatına girdi. Tuborg, Löwenbrau gibi kaliteli dünya biralarının lisansıyla yerli üretimler yapıldı, yerli bira markaları da oluştu. Bunların hepsi de piyasaya çıktıklarında Tekel birasını örnek aldılar. Ama nasıl olduysa oldu, gizli bir el (!) bunlardaki şerbetçiotunu azaltmaya başladı. Yerli biralarımız, tatlımsı bir lezzette olmaya ve zahire ambarı gibi kokmaya başladılar. Arpa kokusu tabii ki kötü değildi ama şerbetçiotu aromasıyla dengelenmeyince, iyi biralara alışanlar için antipatik oluyordu. Burukluğu azaltan biracıların gerekçesi de, "Türk damak tadı birayı böyle istiyor" oldu. Tıpkı ardı ardına kötü filmler çevirip, "Türk halkı böyle istiyor" diyen Yeşilçam sinemacıları gibi, biracılar da halkı bahane edip kaliteyi düşürdüler. Biraya tipik tadını veren şerbetçiotunun iyi kullanıldığı tek bira, Tekel birası kaldı...

Rekabetin erdemi
Bu girizgâhı, yerli bira yelpazemize kaliteli bir bira daha katıldığı için yaptım. Danimarkalı bira devi, dünyanın dördüncü büyük bira üreticisi Carlsberg geçtiğimiz günlerde Türk Tuborg’un hisselerinin büyük bölümünü satın alıp yönetimi elde edince, Carlsberg biralarını Türkiye’de üretmeye karar verdi. Kuzey Avrupa’nın bu prestijli birası, Türk Tuborg tesislerinde üretildi ve Danimarka’daki tadımlardan sonra onaylanınca geçtiğimiz hafta piyasaya verildi. Şerbetçiotunun başarıyla kullanıldığı Carlsberg, dengeli buruklukta, öte yandan da yumuşak içimli bir bira. Altın sarısı rengi de göz okşuyor. Bir birasever için en önemli şeylerden biri olan köpüğü de doğal ve yoğun.
Biranın tanıtım toplantısında, Türk Tuborg’un üretimden sorumlu başkan yardımcısı Taner Ciğer’e "Umarım Türkiye’de bugüne dek üretilen yabancı lisanslı birçok biranın başına gelen Carlsberg’in de başına gelmez. Umarım siz de ‘Türk damak tadına uymak’ adına bu biranın acımtıraklığını yok etmezsiniz" dedim. Ciğer güldü ve "Vallahi bunu yapanı vururlar!" dedi. "Danimarka bu konuda o kadar hassas ki, başka bir ülkede biranın üretimine en az altı ay süren testlerden sonra onay veriyorlar. Üretimin her aşamasında numuneler Danimarka’ya gönderilip onay alınıyor. Biz birkaç haftada bu onayı alarak bir rekor kırdık. Ama titizlikleri devam ediyor..."
Carlsberg’in Türkiye’de Avrupa kalitesiyle üretilerek piyasaya sunulması, umarım birayı sadece bir meşrubat olarak gören ve lezzetiyle fazla ilgilenmeyen diğer üreticileri de kamçılar. Ve umarım zarif bir acımtıraklığa sahip bu bira ilgi görür ve Türk bira içicilerinin arpa arpa kokan tatlımsı biraları sevdiği efsanesi de sona erer...




PAZAR