Pazar Bodrum’da rakı-balık

Bodrum’da rakı-balık

13.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İster Yalıkavak’ta İstanbul usulü hazırlanan balıkları tadın, ister Bitez’de mandalina ağaçlarıyla dolu bir bahçede fasıl eşliğinde rakı için... Bodrum’de her isteğe göre mekan var

Bodrum’da rakı-balık

LEZZET
Bodrum’da rakı-balık

İster Yalıkavak’ta İstanbul usulü hazırlanan balıkları tadın, ister Bitez’de mandalina ağaçlarıyla dolu bir bahçede fasıl eşliğinde rakı için... Bodrum’de her isteğe göre mekan var

ALİ RIZA KARDÜZ

Bodrum’da Yalıkavak koyunun en ucundaki kıyı bölümü cıvıl cıvıldır. Kıyıya bağlanan teknelerin hemen arkasındaki lokantalar, lokantaların arka sırasında kahveler, onların arkasında ise dükkanlar sıra sıra dizilidir.
Günün her saatinde, özellikle akşam saatlerinde farklı gelir grubundan tatilciler kıyıya gelir. Kimi dükkanları dolaşır, kimi çay-kahve içer, kimi de lokantalarda yemek yer.
Çarşı içindeki Kavak Köftecisi’nin köftesini, ayranını çocuklu aileler pek beğenir.
Balık yemek isteyenler ise kıyıdaki lokantaları tercih eder.
Rana ve Serdar Turgut çiftinin kıyıda beğendikleri balık lokantası Çakıroğlu Restaurant imiş.
Misafirleri olarak Çakıroğlu’nda yemek yedik. Bülent Çakıroğlu’nu tanıdık. Bülent Çakıroğlu, dededen şerbetli bir işletmeci.
Dedesi ve babası İstanbul’da Büyükdere’de, Sarıyer’de, Bentler’de "Çakıroğlu" adı ile lokantalar işletmiş. Bülent Çakıroğlu o havada yetişmiş. "Biz" diyor, "İstanbul’un ünlü balık ustaları Andon Usta, Panayot Usta, Dimitri Usta ve Sotiri Usta’nın kültürünü aldık. Biz onlardan gördüklerimizi sürdürüyoruz."
Babasını on beş yıl önce emekli edip, İstanbul’daki işletmeyi devralan Bülent Çakıroğlu, on bir yıl önce Yalıkavak’a gelmiş. O zamandan bu yana Yalıkavak’taki Çardak Balık Lokantası’nı işletiyor. Aile işini ondan erkek çocukları Efe ve Can devralacak. Can’ı gördük... Cin gibi bir genç.
Çakıroğlu’nun mutfağında Sarıyerli Tahir Usta var. Servis sorumlusu Murat Saban.
Çakıroğlu’nun mezeleri, taze balıkları nefis. Levrek, orfoz, lagos, sinariti farklı şekillerde hazırlıyor.
Çakıroğlu’nda Türkiye’de göremediğimiz büyüklükte karidesler gördüm. "Bunlar nereden çıkıyor?" diye sual eylediğimde aldığım cevaba şaşırdım. Tanesi 250 gramdan ağır çeken bu karidesler Kanada’dan önce Yunanistan’ın Kos Adası’na, oradan da Türkiye’nin Bodrum’una getiriliyor. Kilosu 35 dolar...
Kanada karideslerinin yanında bizim küççücükkkkk Törkiş karidesler de mazlum mazlum müşteri bekliyor. Bizim Törkiş karideslerin en babayiğiti 80 gramcık çekiyormuş... Gel de 80 gramlık Törkiş karides ile 250 gramlık Kanada karidesini aynı minderde güreşe çıkar!..
Boşveriniz karides güreşini... Bodrum’a yolunuz düştüğünde siz Çakıroğlu’na uğrayınız. Yalıkavak kıyısından, yemeklerin lezzetinden memnun olacaksınız.
(Çakıroğlu: Yalıkavak, Bodrum) Telefon: (0252) 385 41 43

Rakıcı’da Türk müziği
Bodrum’da, bir mandalina bahçesinde akşam yemeği yemek, yemekte nefis Türk müziği dinlemek istiyorsanız Rakıcı’ya gideceksiniz.
Rakıcı, Bodrum’un Bitez’inde, henüz sökülmemiş mandalina ağaçlarıyla dolu, gizemli bir bahçenin içinde. Ana bina yerel mimariye sahip taş bir bina. Dört mandalina ağacı arasında bir masa. Masaların üzerinde tertemiz beyaz örtüler. Dört yandaki dört mandalina ağacı bakımlı. Yemyeşil. Her ağaca gaz yağlı birer gemici lambası, her masaya gaz yağlı birer cam lamba konulmuş.
Rakıcı’yı Ajda ve Eyüp Emre yaratmış ve işletiyor. Eyüp Emre hayatı lokantalarda geçmiş bir barmen. Bodrumlu Ajda Emre ile evlenince "Hanım Köylü" olmuş. Hayali kendinin bir işletmesinin olması... Bitez’deki bahçeyi kiralamak şansını bulunca arkadaşlarının desteği ile küçükten işe başlamış. Kısa sürede büyük ilgi görmüş.
Eyüp Emre diyor ki, "Mustafa Kemal rakı içerdi... Mustafa Kemal’in rakı içmesi, ona rakıcı demeleri hiçbir zaman onu küçültmedi. Onu kırmadı... Ben Atatürk hayranıyım. Burayı açarken Atatürk’ü düşündüm. Ve bu ismi verdim..." Rakıcı’nın kışlık kısmı olan taş binanın duvarları Atatürk’ün değişik sofralarda çekilmiş resimleriyle dolu.
Ajda Emre güler yüzlü dinamik bir hanım. Kocası Eyüp Emre ile birlikte müşterilere devamlı ilgi gösteriyor, çok iyi iletişim kuruyor.
Mezeleri, et ve balık çeşitlerini başka lokantalardan farklı yapmaya karar vermişler. Hem lezzetinde, hem çeşitte başarılılar. Nar ekşili ve yoğurtlu közlenmiş patlıcan, Kırgız mantısı, Arnavut ciğeri, saç kavurma gibi özel yemekleri var. Et ve tavuk pirzolası ile köftesini çok iyi hazırlıyorlar. Günlük balık çeşitleri zengin.
Masaya oturur oturmaz servis başlıyor. Rakıcı’da "rakı" servisi ince belli, tombul (Ajda Pekkan bardağı diye adlandırılan) çay bardakları ile yapılıyor.
Ahçıbaşı Yavuz Öztürk.
Rakıcı’nın adı "Rakıcı" ama, Rakıcı "tipik bir meyhane" değil. Rakı da içilen bir Bodrum lokantası. Çocuklarıyla gelerek mandalina ağaçları altında yemek yiyen, müzik dinleyen aileler de Rakıcı’yı seviyor.
Bizim Rakıcı’nın bahçesinde yemek yediğimiz akşam yan masamızdaki ailenin sekiz ve on iki yaşlarındaki cin gibi iki kızı Aslı Nemutlu ile Selin Akyürek masamızın misafiri oldu. Onlarla Türk müziği dinledik. Onlar köfte, patates-pilav ile karın doyurdu.
Gelelim Rakıcı’nın müziğine... Rakıcı’da çok başarılı bir ut sanatçısı var. Udi Cemalettin Kurtoğlu. Cemalettin Kurtoğlu, Çorumlu. Klasik ve sevilen Türk müziği eserlerini udu ve sesi ile güzel icra ediyor. Birileri elinden tutsa Türk müziği sevenler yeni bir sanatçıyı tanır. "Körfezdeki dalgın suya bak, göreceksin / Yine bu yıl ada sensiz, içime hiç sinmiyor", "Saçına karlar yağmış / Boşuna yaz bekleme", "Geç buldum, çabuk kaybettim / Hicran oldu hayat bana" diye başlayarak önce insanların kafasını bulandırıyor, rakı tüketimini artırıyor. Sonra insanları coşturarak, insanlara yaşam zevki verecek müzikle geceyi noktalıyor.
Rakıcı’da gece noktalanırken Ajda ve Eyüp Emre misafirlerine kendi üretimleri "Mandalinçello" ikram ediyor. Bu Mandalinçello, zenginlerin Kapri Adası’nda içtikleri "Limonçello"nun Bodrumcası... Bahçeden toplanmış yeşil mandalinlerin votkada ezilip süzülmesiyle hazırlanıyor.
(Rakıcı: Bodrum, Bitez Telefon: (0252) 363 82 21

KİM NEREDE NE YEDİ?
"La Grotte’de peynirli salata ve ızgara yedim"
Pakize Suda (Gazeteci)
En son Rumeli Hisarı’ndaki La Grotte Restoran’da yemek yedim. Annem ve kızkardeşimle birlikteydim. İki kız kardeş tarafından işletilen bu restoranı ben çok seviyorum ve düzenli olarak gidiyorum. En son gidişimde hardal ve tulum peynirli salata ve tavuk ızgara yedim. İkisi de çok güzeldi. Ayrıca ben bu mekanın dekorasyonunu da çok seviyorum. Antika ağırlıklı bir dekorasyon. Zaten, restoranın hemen yanında da bir antikacı dükkanı bulunuyor.

"Hazım Körmükçü Anchor’da yemek yapıyor"
İzzet Yıldızhan (Şarkıcı)
En son birkaç arkadaşımla Ataköy’deki Anchor’a gittim. Özellikle salı akşamını tercih ettim. Çünkü, salı akşamları tiyatrocu arkadaşım Hazım Körmükçü burada deniz ürünlerini Yunan mutfağının yöntemleriyle hazırlıyor. Özellikle, bol baharatlı midye güveci ve tahinli patlıcan salatasını çok seviyorum. İçki olarak ise küçük şişelerde uzo sunuluyor. Mekan Akdeniz tatil yörelerindeki bahçe restoranları hatırlatıyor.

"Buz Safran’ın dekorasyonunu çok beğendim"
Nuray Mert (Siyasetbilimci)
Son olarak Ulus’tan Arnavutköy’e inen yoldaki Buz Safran’a gittim. Kışın zaten düzenli olarak Beyoğlu’ndaki Safran’a giderdim. Bu yaz da Buz Safran’a gidiyorum. Mekanın ortaklarından Altan benim çok yakın arkadaşım. Ne yiyeceğimi de hep o önerir. Bu kez de kayısılı tavuk yedim. Buz Safran’ın dekorasyonunu da çok beğeniyorum. Beyaz ağırlıklı bu mekanda dekorasyon tüllerle yapılmış. Salıncak kullanmak da çok iyi fikir.




PAZAR