Pazar Bu film huzurunuzu ilelebet kaçıracak

Bu film huzurunuzu ilelebet kaçıracak

19.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Eski bir NSA ve CIA çalışanı olan bilgisayar dâhisi Edward Snowden ile ilgili “Citizenfour” belgeseli seyircisini şaşırtacak, sinirlendirecek ve huzursuz edecek. Üstelik bu duygular günlük hayatta da izleyicileri terk etmeyecek

Bu film huzurunuzu ilelebet kaçıracak

Gözetlenmenin, dinlenmenin, takip edilmenin ve fişlenmenin “beklendik” bir şey haline geldiği bir toplumda, görevi tam da bunları yapmak olan, bu konuda titizlikle eğitilen bir bilgisayar dâhisinin hikayesi “Citizenfour”. Önümüzdeki hafta vizyona girecek olan bu belgesel, toplumsal meselelere, kişisel mahremiyete ve kahramanlık öykülerine duyarlı biriyseniz, hayatınızda izleyeceğiniz en çarpıcı film olabilir.

Haberin Devamı

Şaşıracak, sinirlenecek, duygulanacak ve huzursuz olacaksınız. Üstelik bu huzursuzluk, herhangi bir gerilim filmi gibi sinema çıkışında sizi terk etmeyecek. Cep telefonunuzu, kredi kartınızı ve interneti kullandığınız müddetçe peşinizde olacak. İşte filmin ve sıra dışı gerçeklikteki hikayenin baş kahramanı Edward Snowden’ın istediği tam da bu.

Hükümete güveni sarstı

Edward “Ed” Joseph Snowden, ismini iyi hatırladığımız, 2013 yazında Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA’in ve CIA’in en gizli belgelerini dünyaya ifşa eden bir modern çağ kahramanı. Ona kahraman unvanını Amerikan halkı veriyor fakat ulusal güvenliğe zarar verdiği için tam aksini düşünenler de var. O ise “Ben bir kahraman ya da vatansever değilim. Sadece bir Amerikalıyım” diyor.

Haberin Devamı

Eski bir NSA ve CIA çalışanı olan bilgisayar dâhisi Ed Snowden, yayımladığı belgelerle Amerikan halkının attığı her adımın hükümet tarafından takip edilebildiğini ve mahremiyetin tamamen yok olduğunu ortaya koymuştu. 5 Haziran 2013’te patlak veren skandal hükümete güveni sarsmış, Amerika’nın ve İngiltere’nin terör ve organize suçlarla mücadele yöntemlerine ciddi hasar vermişti.

Belgesel dalında Oscar kazanan, Laura Poitras imzalı film tüm dünyayı şaşkına çeviren bu birkaç günün baştan sona gerçek kaydının macera öyküsü akıcılığında kurgulanmış hali. “Yüzyılın en önemli filmi” unvanını hak ettiğini izleyince göreceksiniz.

Film, Snowden’ın bilgileri paylaştığı The Guardian muhabiri Glenn Greenwald ile bağlantıya geçtiği ilk mesajla açılıyor. Gizli servislerin insanları nasıl izlediği, dünyanın nasıl ve hangi tekniklerle fişlendiğine dair kayıtlı görüntüler, gizli aktivist toplantıları ve bilgilerle izleyiciyi asıl hikayeye hazırlıyor. Muhabir Greenwald ve yönetmen Poitras’ın Snowden’le Hong Kong’da buluştuğu gün, asıl hikaye açılıyor.

İşinde hızlı yükseldi

Böyle bir olayın ilk elden görüntülerini film akıcılığında izlemek sıra dışı bir deneyim. Snowden’ın neleri göze aldığını, bilgiler açıklandıkça tehlikenin etrafını sarışını, ailesinden ve sevgilisinden kopuşunu, duygularını mimiklerine kadar izliyorsunuz. Sonra başlayan kovalamaca anları, gazetecilerin yaşadıklarıyla birleşerek soluk kesici bir hal alıyor...

Haberin Devamı

ABD Başkanı Obama’nın “O bir vatansever değildir” dediği Edward Snowden, hemen her üyesi Amerikan devletine hizmet vermiş bir aileden geliyor. Kibar, derin düşünen, entelektüel bir ailenin en zeki çocuğu. 21 Haziran 1983 doğumlu Snowden,
2006’da CIA’e kabul ediliyor. Bir bilgisayar sihirbazı olarak işinde çabuk yükseliyor ve teşkilat tarafından özel teknoloji uzmanlarının eğitim gördüğü gizli bir okula gönderiliyor. Cenevre’de üst düzey bir eğitim alıyor. İsviçre’deki en yetkili CIA network teknisyeni olarak ağların güvenliğini sağlıyor. 2009’da CIA’deki işini bırakarak birçok devlet teşkilatına hizmet veren Dell firmasında çalışmaya başlıyor ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı’na atanarak Tokyo yakınlarındaki Yokota Hava Üssü’nde görev alıyor. Burada üst düzey memurlara Çinli hacker’lardan nasıl korunacaklarını öğretiyor. Daha sonra siber stratejist, siber karşı istihbarat uzmanı gibi görevler alarak daha yetkili ve önemli bir personel haline geliyor.

Haberin Devamı

Snowden’ı elindeki muazzam erişim yetkilerini tersi yönde kullanmaya itense NSA’in kimi güvenlik yöntemlerinin anayasaya aykırı olduğunu fark etmesi. Bu sorunu önce meslektaşlarıyla, amirleriyle paylaşıyor ama kimseden yanıt alamıyor. Kimse işini kaybetmek istemiyor. Bunun üzerine eriştiği tüm belgeleri ileride sızdırmak için saklamaya başlıyor. Sızdırma fikrine ilk 2008 yılında kapılan Snowden, “Obama’nın sözlerine güvendiği için” o dönem vazgeçiyor fakat aynı politikalarlın devam ettiğini görünce hayal kırıklığına uğruyor. Bugüne kadar tam olarak kaç belge sızdırdığı bilinmiyor. Avusturyalı yetkililer 15 bin, İngiliz yetkililer 58 bin, Amerikalı yetkililer
1.7 milyon belge sızdığını söylüyor.

Ve son sözü yine Snowden söylüyor: “Benim için görev çoktan tamamlandı. Ben çoktan kazandım. Ben toplumu değiştirmek istemedim. Topluma değişmeyi isteyip istemediğine karar verme şansı sunmak istedim.”