Pazar Burada “karanlık işler” dönüyor

Burada “karanlık işler” dönüyor

11.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Karanlık İşler” organize eden Diyalog Derneği’nin başkanı Nuri Kaya: “Burada zifiri karanlıkta önyargıyla yaklaşılan ya da görmezden gelinen konuları ele alıyoruz” diyor

Burada “karanlık işler” dönüyor

Karanlığın setleri kaldırdığını düşünüyorum, aydınlıkta bu kadar rahat konuşamazdım insanlarla”, “Çok farklı bir deneyim, daha önce böyle bir şey yaşamamıştım”, “Aydınlıkta asla böyle iliklerinize kadar işlemezdi”,“Asıl görmek körlükmüş”... Bu sözler Galata Diyalog Derneği’nin “Karanlık İşler” adı altında düzenlediği çeşitli etkinliklere katılanların çıkışta söyledikleri. Burası alt katındaki zifiri karanlık salonunda çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir dernek. Bu derneği çoğunuz karanlıkta yemek konseptiyle tanıyor olabilirsiniz. Zifiri karanlık bir salonda, görme engellilerin servis ettiği yemekleri yerken bir
yandan da görme engellilerin icra ettiği müziği dinliyorsunuz. Menüde neler olacağından habersiz, cep telefonunuzu ve ışık kaynağı olarak kullanabileceğiniz diğer her şeyi görevlilere teslim edip karanlığa adımınızı atıyorsunuz... Sadece nahoş bir sürpriz ile karşılaşmamak adına vejetaryenseniz ya da herhangi bir yiyeceğe alerjiniz varsa yemek öncesi bunu bildiriyorsunuz. Sonrası iki buçuk saat süren karanlık ama güzel bir gece... Ama aslında karanlık işler bundan çok daha fazlası. Dernek başkanı Nuri Kaya’dan dinlediklerim sayesinde varıyorum bu sonuca. Burada anma geceleri düzenleniyor, tiyatro performansları, müzik dinletileri oluyor. Kaya durumu şöyle özetliyor: “Aslında burada yaptığımız şey insanların önyargılarını kırmaya çalışmak. Engelsiz misafirlerimizin gördükleri için engelledikleri, bir anlamda körleştirdikleri diğer dört duyularını daha yoğun kullanmalarını sağlamaya çalışıyoruz.” Dernek kamudan herhangi bir destek almıyor, burada düzenlenen etkinlerden elde edilen gelirle finanse ediliyor. Derneğin yakın zamandaki hedefleri “Kör Fotoğrafçılar” projesini hayata geçirebilmek.

“Her 100 kişiden biri ben giremem deyip kapıdan dönüyor”
“Çok kontrolcü biriyseniz burası size göre bir yer değil” diye de uyarmayı ihmal etmiyor Nuri Bey: “Buraya gelmeniz demek bize güvenmeniz, samimiyetimize inanmanız demek. Burada yapılan organizasyonlar herhangi bir art niyet olmaksızın yapılıyor. Erkeklerden daha çok hanımlar tercih ediyor burayı, plazalarda çalışan, tek düze hayat yaşamaktan sıkılmış hanımlar... Erkekler büyük oranda eş durumundan geliyor. Her 100 kişiden biri ben buraya giremem deyip kapıda vazgeçiyor.”
Toplum tarafından önyargıyla yaklaşılan ya da görmezden gelinen konular “Karanlık İşler”in özel ilgi alanı. Anma geceleri düzenlenen isimler de tiyatro oyunları da bu özel ilgi alanından belirleniyor. Tiyatro bana göre bu karanlık salonda yapılan en enteresan şey. “Nasıl oluyor?” diye soruyorum Nuri beye: “Tiyatro sanki karanlıkta yapılacak en zor şey gibi değil mi? Vücut dili yok, dekor yok... Ama bu bir avantaj; sahne sizin zihninizde, üstelik hayal gücünüze bağlı olarak an be an değişiyor. Aydınlıkta olsa oyuncu gelip elinizi tuttuğunda kasılır kalırsınız. Çünkü çevredeki herkes sizi görebiliyor. Karanlıkta 80 yaşında bir kadının başını okşuyor oyunucu, kadın kahkahalar atıyor. Çünkü başını okşayan oyuncu değil, Âşık Veysel.” Âşık Veysel’in hayatını anlatan “Uzun İnce Bir Yol”, “Korku Tüneli 0.2”, “Faust” burada şimdiye kadar sergilenmiş oyunlardan: “Uzun İnce Bir Yol Eskişehir Belediye Tiyatrosu’nun oyunu; sonunda oturduğunuz yere çakılıp kalıyorsunuz, ağlayanlar oluyor...”
Ancak bunların hiçbiri görme engellilerle empati kurabilelim diye yapılmıyor: “Görme engellileri daha iyi anlamaya çalışmıyoruz burada. Zaten görme engellilerin dünyası karanlık bir dünya değil, karanlık ışığı bilenler için anlamlı bir şey.” İşte Nuri Bey’in anlatımıyla zifiri karanlıkta yapılan bu etkinliklerin en enterasan olanları...

Haberin Devamı

Gelecek programda neler var?

* 11 Aralık İnsan Hakları Günü’nde ilk gösterimi olacak “Karanlıktan Gelen Sesler”de 40’a yakın ses görev alacak, Türkiye’deki İnsan hakları ihlali ile ilgili önemli figürler bu oyunun bir parçası olacak.
* Dumlupınar denizaltı kazası ile ilgili 4 Nisan 2013’te çok sarsıcı bir program olacak. O denizaltından kurtulan insanlar burada olacak, tarihin söylediği bir takım yalanlar var, o yalan haberleri yazanlar buraya gelecek ve karanlıkta “Yalandı” diyecekler. 24 Şubat’ta Struma anma programı olacak. Bir yıldan fazla süredir hazırlanıyoruz bunun için. İnsanlar bilmiyor, görmek istemiyor orada olanları.
* “Narine” diye belgesel tadında bir tiyatro oyunu olacak. 21 yaşında, Kumkapı’da kaçak olarak çalışan ve siyanür içerek intihar eden bir Ermeni genç kızın hikayesi... Çok dramatik bir öyküsü var, yok sayılan, görmezden gelinen bir mesele. Kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz.

Haberin Devamı

İşkence görenler anlatıyor

12 Eylül programımızda her yıl o gün işkence görenler gelip burada bunu konuşuyorlar. “Aynen böyle bir yerde işkence yapıldı bize, zifiri karanlıktı ve bir yumruk geliyordu ama ne taraftan geldiğini bilemiyordunuz” diyorlar. Mesela bir katılımcı yaşadıklarını anlatırken sahnede hüngür hüngür ağladı. Hemen ardından gülmeye başladı. Duygudan duyguya geçiyorsunuz. Aydınlıkta olsa bu rahatlıkla yapamazsınız. “Karanlıkta konuşmak iyileştirici geldi” diyorlar. Kimse sizi yargılamıyor, oynayabileceğiniz bir tribün de yok. Seneye işkence eden ile edileni ilk kez bir araya getirmek istiyorum burada, zifiri karanlıkta.

Pembe tezkereli askerler

Geçen sene İnsan Hakları Günü’nde pembe tezkereli askerleri konu edindik. Çok sarsıcı bir program oldu. Pembe tezkere alabilmek için o fotoğrafları çektiren bir eşcinsel hikayesini anlattı. İngiliz sevgilisini bu fotoğrafları çektirmek için ikna ediyor. Ancak daha sonra sevgilisi pişman oluyor ve ayrılıyorlar. Bu hikayeyi anlatırken sevgilisi ve fotoğrafçı da odada onu dinliyor ama bundan haberi yok. Sonra onlar da olayı kendi açılarından anlatıyor. Bu üç kişiyi biz bir araya getirdik. Çok büyük prodüksiyonlar yapıyoruz, dedektif gibi iz sürüyoruz.

Haberin Devamı

13 Şubat’ta “Blind Date”

13 Şubat’ta “Blind Date” düzenliyoruz. Sevgilisi olmayanlar başvurabiliyor, eğer seçilirseniz Galata’da bir yerde size randevu veriliyor. Bir görevli eşliğinde kimse sizi görmeden karanlık salona alınıyorsunuz. İnsani ilişki serbest yani dışarıda aydınlık bir ortamda ne kadar samimi olabilirseniz burada da o kadar olabiliyorsunuz. Sohbet ederken beğendiğiniz biriyle karşılıklı oturup yemek yemeğe başlıyorsunuz. Gecenin sonunda seçtiğiniz kişiyle ayrılamıyorsunuz buradan. Size eve gidince mailinizi kontrol etmenizi söylüyoruz. Seçtiğiniz kişiye “Merhaba” dediğiniz kısa bir video gönderiyoruz size, sizin videonuz da ona gidiyor. Devam etmek isterseniz iletişim bilgilerinizi veriyoruz, sonrası size kalmış.

Kadın sesinden ezan

İki ay önce dördüncüsünü yaptığımız, Ermeni rahip, müzikolog Komitas’ı anma programımız var. Geçen seneki anma programında Komitas’ın Erivan’da duyup notaya döktüğü ezanı seslendirdik. Bazı şeyleri biraz zorlamak istedik ve bir hanıma okuttuk. Aydınlıkta belki rahatsız olunabilir ama karanlıkta bir kadının ezan okuması rahatsız etmiyor. Bunun dışında Münir Nurettin, matematikçi Alan Turing için anma programları yaptık.

Haberin Devamı

Erkeklerin gizli kulübü

“Ağzının Tadını Sevenler Kulübü” diye çok özel bir program var. Bu bir erkekler kulübü. Ağzının tadını seven, midesine düşkün ama ağzını sıkı tutan ve edebiyata meraklı erkekler katılabiliyor. İçeride olan herhangi bir şeyi herhangi bir yerde yazmaları veya anlatmaları durumunda üyelikten atılıyorlar. Sadece erkeklerin dünyasına hitap eden, başka çağrışımlar yapsa da, sadece edebiyatla yemeğin buluştuğu özel toplantılar... 100’e yakın üyesi var.