Pazar Bursa'da bir Karagöz ustası

Bursa'da bir Karagöz ustası

11.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hayali Torun Çelebi'den dersler alan; Metin Özlen, Orhan Kurt, Taceddin Diker gibi ünlü gölge oyunu ustalarına yardaklık eden R. ?inasi Çelikkol, Miço için özel gösteri yaptı

Bursada bir Karagöz ustası

yural@milliyet.com.tr Miço ve ekibiyle Bursa'da Ulu Cami çevresinde dolaştıktan sonra, parkın karşısındaki dik merdivenli kapıdan Kapalıçarşı'ya girdik. Sağlı sollu antikacı ve turistik eşyalar satan dükkânlar çarptı gözümüze. Oldukça ilginç eşyalarla doluydu her biri. Özellikle bir tanesi; Rumeli, Türkmen, Yörük kıyafetlerinin bulunduğu dükkân çok ilgimizi çekti. Renk renk el baskısı yazmalar rafları doldurmuştu. Ayrıca Karagöz figürleriyle doluydu her yer. Dikkatlice bakınca, yazarkasanın olduğu bölümün üzerinde kocaman bir perde ilişti gözümüze. Bu bir Karagöz perdesiydi. Üstelik de perdede figürler oynuyor, yardaklar da ellerindeki vurmalı çalgılarla tempo tutuyorlardı. Dükkândan içeri girer girmez perdedeki Karagöz, Hacivat'a, "Duydun mu, Karagözüm! Bursa'ya Miço gelmiş, okulları geziyormuş," dedi. Hacivat da, "Deme yahu! Acaba buraya da gelirler mi?"diye sordu. Karagöz, "Gelirler, gelirler! Neredeyse gelirler!" yanı-tını verdiğinde, Hacivat, "Bak gördün mü, işte geldiler bile," dedi. Bu diyalogla bizi içeri buyur ettiler. Birer tabure verdiler. Gösteriyi yapan, dükkânın da sahibi olan ünlü Karagözcü R. Şinasi Çelikkol'du. Oyunu bitirdikten sonra yanımıza geldi. Hatta oyunu oynatırken, Hacivat aracılığıyla dükkânın çıraklarına seslenerek bizlere çay ısmarlaması gerektiğini hatırlattı. Çaylar geldi. Oturduk, Şinasi Çelikkol'la Miço, Karagöz ve çocuklar üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Karagöz tasvirleriyle dolu dükkân öylesine büyüleyiciydi ki, o renkli akide şekeri görüntüsündeki figürler sanki canlıymışçasına insana bakıyorlardı. Hepsi, yorulmuş da şimdi dinleniyormuş gibi duruyordu asıldıkları iplerin üzerinde.Hepimiz pek çok Karagöz gösterisi izlemişizdir. Ama biz ilk kez hayvan karakterlerini ve Karagöz'ün eşek kılığında, oğlunun kaplumbağa, Hacivat'ın ibrik biçiminde olduğu figürlerini gördük. Dükkândaki perde... R. Şinasi Çelikkol, 1988'den beri Bursa'da Karagöz gösterileri organize eden bir sanatçı. Metin Özlen, Orhan Kurt, Taceddin Diker ve Hayali Torun Çelebi'den dersler almış ve Karagöz geleneği gereğince onlara yardaklık etmiş. 1994'te ustalar ustası Hadi Poyrazoğlu'nun elinden "peştemal" kuşanarak Karagöz sanatçılığına ilk adımını atmış. 1993-2001 yılları arasında, son altısı uluslararası olmak üzere yedi defa Bursa Karagöz Gölge ve Kukla Oyunları Festivalleri Düzenleme Komitelerine başkanlık yapmış. Bursa'da Karagöz oynatım seminerleri düzenlemelerine öncülük etmiş. Yurtdışında, Almanya ve Yunanistan başta olmak üzere festivallere katılmış. Bunların içinde Finlandiya'da Çocuk Tiyatroları Festivali ve sergisi, Atina-Yunanistan Festivali'nde yaptığı iki gösteri gibi önemli çalışmalar da var. Çelikkol, UNIMA Bursa Şubesi'nin de kurucusu ve başkanı. Çok çalışkan bir gölge oyunu ustası. UNIMA onur belgesi sahibi ve İstanbul Çocuk Vakfı özel ödülünü almış biri. Evli ve iki çocuk babası. Eşi Aysel, çocukları Uğur, Aysun da Şinasi Çelikkol'la birlikte gösterilerde yer alan yardımcıları, yani Karagözcü deyimiyle yardaklık yapıyorlar. Çelikkol kimdir? Karagöz, Türklerin gölge oyunudur. Gölge oyununun, MÖ Çin'de ve Hindistan'da görüldüğüne dair bilgiler bulunmaktadır. Bu oyunun Türklerde de Ortaasya'daki yaşamlarına kadar uzanan bir geçmişi vardır. Gölge oyunumuza kendi adını veren Karagöz'ün en çok sözü edilen söylencesine göre; Osmanlı Sultanı Orhan, Bursa şehrini fethetmiş ve kendi adına bir caminin yapılmasını istemiş. Gereken işçiler ve malzemeler temin edilmiş ve cami inşaatı başlamıştır. Bu inşaatta Karagöz demirci ustası, Hacivat ise duvarcı ustası olarak çalışmaktadır. Bu iki arkadaşın aralarında geçen eğlendirici ve komik konuşmalar, inşaatın diğer işçilerinin büyük ilgisini çeker ve onları dinlemek için işlerini bırakırlar. Böylece caminin bitirilmesi gecikir. Sultan bunu duyar, Karagöz ve Hacivat'a uyarıda bulunur. İki arkadaş bir süre bu uyarıya uyarlarsa da sonradan daha fazla dayanamazlar ve önceki gibi söyleşmelerine devam ederler. Kendilerini dinleyen işçiler de iş yapamaz olur ve bu nedenle işler yine aksar. Bu kez sultan çok sinirlenir. İşlerin aksamasına neden olan bu kişilerin idam edilmelerini emreder. Daha sonra caminin yapımı hızla tamamlanır. Sultanın isteği olmuştur, ancak Karagöz ev Hacivat'ın idam edilmelerine üzülmüştür. Sultanın bu üzüntüsünü duymayan kalmamıştır. Karagöz ve Hacivat'ın arkadaşı olan Şeyh Küşteri çok yetenekli bir kişidir. Şeyh Küşteri, Karagöz ve Hacivat'ın yaşadığını iddia eder. Bunu sultan da duyar ve ispat etmesini ister. Şeyh Küşteri başındaki beyaz sarık bezini dört ucundan gererek bir yere tutturur ve arkasından aydınlatmayı sağlayan meşaleyi yakar. Deri çetik pabuçlarından yaptığı Karagöz ve Hacivat figürlerini tahta çubuklara iliştirerek perdeye yaslar ev onları hareketlendirir. Karagöz ve Hacivat gibi konuşarak bir oyun yapar. Bu oyun sultanın hoşuna gider. Karagöz ve Hacivat ölmüşlerdir, ama bu gölge oyunu sayesinde sonsuza kadar yaşamaları mümkün olacaktır. Sultan, Şeyh Küşteri'yi ödüllendirir ve bu oyunun yaşatılması için emirler verir. O günden beri Karagöz, Türk gölge tiyatrosunda yaşamaktadır. Karagöz oyunları insanları eğlendirip güldürmesinin yanı sıra çok da düşündürür. Karagöz nedir?