Bvlgari’den 80’lere saygı duruşu

Bulgari, 1880’lerde Yunanlı Sotirio Bvlgari’nin Roma’nın Arnavut kaldırımlı dar sokaklarından birinde açtığı küçük dükkanında gümüş kemerler, tokalar, bilezikler, antika ürün satışlarıyla başlayan yolculuğunda 19. yüzyılın ilk yarısında dünyada hakim olan mücevher eğilimlerini takip etti. 1920’lerde Art Deco temasını benimseyen marka 1930’larda ise geride kalan Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yükselmeye başlayan refahla birlikte bol mücevherli elmas, zümrüt ve safir setler üretmeye başladı. Marka kendisini bugünlere getiren şöhretini ise başta Nelson Rockefeller olmak üzere pek çok zengin iş adamına borçlu. Mücevher dünyasının beğenilen markalarından Bvlgari bu yaz Pop- Art akımının kurucularından Andy Warhol’dan ve abartılı, ‘aşırı ‘80’lerden ilham alan “Wild Pop” koleksiyonuyla adeta geçmişe dönüş yaptı. Ünlü sanatçı Warhol’un “Roma’dayken her zaman çağdaş sanatın en önemli müzesi olan Bvlgari’yi ziyaret ediyorum” sözleri ve Nicola Bulgari ile Warhol’un New York’ta kesişen yolları ve arkadaşlıkları markayı sanatçı ile bütünleştiren şeyler arasında. Bvlgari, bu yaz paylaştığı seksen parçalık “Wild Pop” mücevher koleksiyonunda ‘80’lerin abartılı tavrı, disko müzikleri ve birbirinden canlı renklerini bir araya getirdi. New York ve Andy Warhol ile olan bağlantılar ‘Pop Çiçekler’, ‘Kelebekler’ ve ‘Yumurta’nın da aralarında olduğu mücevherlerde ortaya çıkmış durumda.

Bu göz kamaştıran koleksiyonun hayırsever bir yanı da var. Andy Warhol Vakfı’ndan Michael Dayton Hermann’ın açıklamalarına göre koleksiyondan elde edilen gelirin bir kısmıyla vakfa cömert bir katkı sunulacak. Kolyeler, bileklikler, broşlar, küpe ve yüzüklerde pembelerin, yeşillerin bolca kullanıldığı koleksiyonun tek kelimelik özeti tam da ‘80’ler deyince aklımıza gelen kelime: Abartı!