Cephenin gerisinde hayat

Geride bıraktığımız pazar günü Türkiye 12 şehidini uğurlarken geldim Hatay’a... İlk yayınlarımızı sınırdan, Afrin Harekatı’nın en yoğun olduğu noktalardan Raco’nun hemen arkasında kalan Hassa’da yaptık. Sınırda birçok hareketli bölge var. Kilis, Reyhanlı ve Kırıkhan gibi. İşte Hassa da bu noktalardan biri. NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe ile Hassa’da ilk yayınımızı yaptığımız pazar akşamı bölge oldukça hareketliydi. Bombardıman seslerini gece boyunca duyduk. Hatta bazı dakikalarda öyle yoğunlaştı ki yayına yansıdı. Aynı anda Kilis’te NTV ekibinden Merih Ak vardı. Ve O da Şeyh Horoz bölgesindeki bombardımanı anlatıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri gece gündüz demiyor terör hedeflerini vurmayı sürdürüyordu.

Pazartesi sabahı Hassa’ya güneş doğduğunda ortalık biraz sakinleşmiş diye düşünürken yeniden başladı bombardıman sesleri. Sınırda bu sesler arasında birçok insan yemek yiyor. Normal hayatlarını sürdürüyor. Çocuklar geliyor yanınıza. O kadar tatlılar ki; “Hoş geldiniz” diyorlar. Bölge halkı basın mensuplarına çok yardımcı, ilgili ve sevgi dolu.

Atatürk: Hatay benim şahsi meselemdir

Hassa’da yayın yaptığımız yerin yanında bir yol üstü lokantası var. Orada yemek yerken A Haber ekibi ile karşılaştık. A Haber ekibinden Salih Nayman bana izlenimlerini anlattı. Bu yazıda sadece kendi izlenimlerime yer vermedim. Hatırlayacaksınız NTV’nin deneyimli isimlerinden Yağız Şenkal ve Bahattin Demir Reyhanlı sınırındaki Atme Mülteci Kampı’na girmeyi başarmıştı geride bıraktığımız günlerde... Yağız o kamp için “İnsana şükretmeyi öğreten yer” diyor. Pazartesi gününden sonra bir daha sınıra gitmedim. Hep Hatay merkezdeydim. Burada hem Hatay’ı gezdim hem halkla konuştum.

Hatay, Atatürk’ün “Benim şahsi meselemdir” dediği kadim şehir... Ahmet Yeşiltepe’yle Hatay Arkeoloji Müzesi’ne gittik. Müzenin Müdür Yardımcısı Aslı Tunçer bizi gezdirdi. Özellikle mozaikleri ile göz dolduran müze, dünya standartlarında ama bu dönem ziyaret yok denecek kadar azmış. Müzenin ana salonlarından birinde, bir elinde mızrak ve diğerinde buğday başağı ile Hitit Kralı 2. Şuppiluliuma sizi karşılıyor. 2012 yazında Tell Tayinat Höyüğü’nde bulunduğunda herkese büyük heyecan yaşatan Kral, müzenin en görkemli eseri. Sizlere tavsiyemdir; bu müzeyi mutlaka gezin. Ahmet Yeşiltepe’ye göre “Hatay, yaşadığımız dünyanın güzellikleriyle ona ihanet edenlerin öyküsünü bir arada yazmış bir kent”. Asi Nehri’nin suladığı bu verimli ovanın her köşesinde ayrı bir duygu yoğunluğu yaşamak mümkün.

Ahmet Yeşiltepe: Dinlerin buluştuğu yer

Müzeyi gezerken Ahmet Yeşiltepe’nin Hatay’ın tarihiyle ilgili anlattıklarına kulak kesildim. “Hatay yeryüzündeki en eski yerleşimler arasında Anadolu ile Mezopotamya kültürlerinin buluştuğu nokta. Tarih yazımı ile uğraşanlar Asur, Babil ve Hitit mirasının burada kaynaştığını, iç içe geçip özgün bir kültürel doku oluştuğunu düşünüyorlar. Milattan önce 15. yüzyıldan itibaren deniz kavimleri Anadolu’yu yıkıp geçtikten sonra Hititler de tarih sahnesinden çekildi ve insanlık “Karanlık Çağlar”a girdi.

Bugünkü Antakya’nın kurucusu ise Büyük İskender’in generallerinden Seleukos Nikator. Türkçesi ile “Muzaffer Seleukos” MÖ 300 yıllarında babasının adını vererek kurduğu bu yerleşimin Akdeniz’in en parlak ticaret kenti olmasını istemiş. Hedefine de 50 yıl içerisinde ulaşmış. Dinler tarihine damgasını vurmuş bir kentten söz ediyoruz. Hristiyanların birlik ve dayanışma içerisinde cemaat olabildiği ilk yerleşim. Bu beraberlik görüntüsü “İsa’nın izinden giden” anlamına gelen “Hristiyan” sözcüğünün burada doğmasına yol açmış. Bugün havarilerden Aziz Pierre’in (Petrus) adıyla anılan mağara kilisenin Anadolu’daki ilk cemaat kilisesi olduğu tahmin ediliyor. İşin ilginç tarafı Hristiyanların “şehit” kabul ettiği Habib-i Neccar’ın adıyla anılan bir başka noktada yine bu isim korunarak Anadolu’daki ilk cami inşa edilmiş. Halife Ömer’in komutanlarından Ebu Ubeyde’nin inşa ettirdiği bu yapıdan şimdi belirgin bir iz yok, fakat isim yine korunarak Memluklu Sultanı Baybars tarafından yenilenmiş.

Kutsal Kudüs yolunun üstünde bulunması Antakya’ya ayrı bir değer kazandırırken, kanlı savaşların mekanı olmasına da yol açmış. Birinci Haçlı Seferi’nde Antakya’yı kuşatan güruha karşı kentin Türkmen komutanı ve Müslüman halkı muazzam bir direniş göstermiş. Ama İslam dünyasının yakın merkezlerinden bekledikleri yardım ne yazık ki bir türlü gelmemiş. Tıpkı bugün görülen manzara gibi birbiriyle kavga eden, aralarında husumetin eksik olmadığı Müslüman liderler Antakya’yı Haçlıların acımasızlığına teslim etmişler. Öyle ki, kent ele geçtikten sonra Haçlıların ölmüş Müslümanların etlerini pişirip yedikleri bilinen bir gerçek.”

Salih Usta: Biz bir yere gitmiyoruz

Asi Nehri’nin yanındaki Tarihi Uzun Çarşı adeta şehrin kalbi. Çarşı kalabalık. Künefeciler, baharatçılar, hediyelik eşya satan dükkanlar arasında kaybolmak çok güzel. Hataylıların tavsiyesi ile gittiğimiz Ferah Künefe’de hem künefe yedim hem de Salih Usta ile sohbet ettim. Salih usta “İşler fena değil” diyor. Ancak turist gelmemesinden şikayetçi. “Hatay merkezde bir sorunumuz yok, gelin buraları gezin” diye sesleniyor. Hem Salih Usta hem diğer esnaf bazı yayın kuruluşlarının yaptığı “Hataylılar şehri terk ediyor” haberlerine tepkili. “Biz bir yere gitmiyoruz” diyor Salih Usta ve ekliyor “Böyle haberler bizi üzüyor”.

Bu konuyu NTV yayınına konuk aldığım Hatay Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’a sordum. Savaş diyor ki: “Biz askerimizin yanındayız, devletimizin arkasındayız. Bir an önce sınırlarımızdan teröristlerin temizlenmesini istiyoruz. Hatay çok önemli bir kent. Halkımız askerinin ordusunun yanında, büyük destek var. Göç haberleri doğru değil hepimiz Hatay’dayız, zaten buradan başka gidecek yerimiz yok”.

Cephenin gerisinde hayat Hatay’da sakin bir şekilde devam ediyor. Konuştuğum herkes “Askerimizin, ordumuzun arkasındayız” dedi. Operasyonun bitmesini, sınırın temizlenmesini bekliyorlar. Mehmetçiğe bol bol dua ediyor halk. Bu arada gazetecilere de çok büyük bir ilgi var. Bir dediğimizi iki etmediler. Hatay Belediyesi Habib-i Neccar Tesisleri’nde Hatay’ın müthiş manzarasını arkamıza alarak yaptığımız yayınlarda Hatay halkından pekçok izleyicimiz bizi ziyarete geldi. Habib-i Neccar Tesisleri çalışanlarına, Savon Hotel personeline, Hatay halkına bizi evimizde gibi hissettirdikleri için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca NTV Ankara Canlı Yayın Ekibi’ndeki tüm çalışma arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.

“İnsana şükretmeyi öğreten yer Atme”

Yağız Şenkal / NTV

Türkiye Reyhanlı sınırında yarım milyona yakın Suriyeli çadırlarda, derme çatma ev demeye bin şahit yapılarda, hayata tutunmaya çalışıyor. Atme Mülteci Kampı’nda yaşam zor. Yardımlar olmasa açlar. Daracık bir yere sıkışmışlar ve hastalık her yerde kol geziyor. Yetmezmiş gibi Atme 6 Şubat’ta YPG’lilerin hedefi oldu. Roket saldırısında biri çocuk, 3 kişi öldü. O kampa kameraman arkadaşım Bahattin Demir ile gittim. Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan çıktıktan sonra 1 saati aşkın sınır hattı boyunca ilerledik. Yanımızdaki kadın gazetecilerin başlarını sıkı sıkıya örtmeleri tembihlendi. Yüzbinlerce insanın küçük bir alana sıkıştığı bir coğrafya. Güvenli diye 5-6 yıl önce Türkiye sınırına gelmişler. Kalabalık her sene artmış. Kontrol edenler sık sık değişiyor. Kampın içinde o kadar çok gerginlik oluyor ki, birçoğu toprağı kazıp kendine sığınak yapmış. Her yer çocuk dolu ama okul yok. O çocukların geleceği yok, hayali yok. Sanki bir doğal felaket yaşanmış da ardından oraya gitmişiz gibi. Ama çok daha kötüsü. İnsana şükretmesini öğreten bir yer Atme. Çünkü burada umut yok.

“Acı da sevinç de burada”

Salih Nayman / A haber

Çok önemli bir mücadele var cephede. Muhabirlerimiz, kameramanlarımız her anını kaydedip, aktarıyor. Hissiyata ortak olmak yaptığımız işe de yansıyor tabii. Bugüne kadar yayın alanımızı A Haber olarak dışarıya çok taşıdık. Ama en önemlilerinden biri burası oldu. Acı da sevinç de burada daha yoğun ve anlamlı. Çoğu zaman gözde damlaları saklayarak yayın geçiyor. Ya da gurur ve mutluluğu anlatacak kelime bulmakta zorluk yaşıyorum. Yani burada her şey daha sahici. Evet soğuk, evet zorlu ama çok anlamlı burada olmak. Halk Türkiye’nin dört bir yanından buraya askerimize destek olmak için akın akın geliyor. Burada bize uğrayıp selam veriyor, hasbihal ediyor, ikramlarda bulunuyor. Hepsine teşekkür etmeliyim. Özelinde Akbez, Hassa halkına genelde bütün Hatay ve Kilislilere hem harekata hem bize verdiği destek için minnet borcumuz var.