Pazar Cest Byzance!

Cest Byzance!

11.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fransızcadaki "Cest Byzance!", bizdeki "Halil İbrahim bereketi" deyişinin karşılığıdır. ARTE televizyonunun Bizans temalı gecesinin adı da bu

Cest Byzance

Geçen yıl, bilge dostum Jacques Jeulinle birlikte genişletip derinleştirdiğimiz araştırmanın, "LAutre Nom De La Rose" adıyla Fransada yayınlandığı ve Paris kitap fuarında sergilendiği günlerdi. Yayımcımdan bir telefon geldi: "Mine, ARTE televizyonuyla çalışan bir yapımcı ısrarla sana ulaşmaya çalışıyor!" Meraklandım tabii, ancak yoğun iş temposu içinde tümüyle unuttum ve yaklaşık bir ay sonra Paristeki Türkiye Büyükelçiliği de aynı prodüksiyon şirketi tarafından ısrarla arandığımı bildirince, balıklama daldım tabii kaderin ağlarına!Flore kahvesinde buluştuk ilk kez Paltin Nottara ile. Kim olduğunu anlayınca dudağım uçukladı. Mika Waltarinin "Bizans Aşıkları" romanındaki Bizans soylusu, son imparatorun Büyük Düka ve kançılaryası, Fatih Sultan Mehmetin arkadaşı ve habercisi Lukas Notarasın torununun torununun torunu ile karşı karşıyaydım! Notaras ailesi, Bizansın düşüşünden sonra Akdeniz ve Balkanların dört bir yanına dağılmış, Paltin Nottaranın payına da Romanyadan Fransaya Avrupalı bir belgesel yapımcısı olmak düşmüştü. Hem de büyük bir prodüksiyon şirketinin başında. Daha ilk tümcelerde bir yakınlık doğdu aramızda. Aynı dili konuşuyorduk. Paltin Nottara, Osmanlı ve Türk kültürü hayranı bir dünya yurttaşı. ARTE televizyonu için Philippe Calderon ile birlikte yazım ve yapımını yüklendikleri müthiş projeyi anlattı.Fransızcada, bizim "Halil İbrahim bereketi..." deyişinin karşılığı "Cest Byzance!"tır. Varsıllığın ve bolluğun sınırsızlığı "İşte Bizans!" sözüyle ünlenir. İşte Avrupanın reklam almayan tek ve seçkin kültür kanalı, Fransa ve Almanyanın iki dilde yayın yapan ortak devlet televizyonu ARTEnin Bizans temalı gecesinin adı, bu. Ve Nottara ile Calderon, sahibi oldukları iki yapım şirketi aracılığıyla tematik gece için 70 dakikalık bir Bizans belgeseli hazırlıyorlar. Senaryo Paltin Nottaranın Ortadoğudan Balkanlara kendi köklerini ararken yaptığı yolculuk aslında. Batı Avrupanın Bizansı sözüm ona Türklere karşı savunmak için çıktığı dördüncü Haçlı Seferinde haçlılar tarafından nasıl talan edildiği, yakıldığı, yıkıldığı ve Venedik dükalığının tüm varsıllığının Bizanstan getirilen ganimetlerle oluşturulduğu, Osmanlının Bizans kültürüne yaklaşımının tüm Hıristiyan dünyasından nasıl daha saygılı olduğu, yani Avrupalı muhafazakarları çıldırtacak her şey var belgeselde. Şam, Kapadokya, İstanbul, Selanik, Venedik, Cenovadan; Bulgaristan, Romanya, Makendonya, Sırbistan, Hırvatistan ve Almanyaya dek çekimler yapılıyor. Bir kitap okuyunca hayatı değişenleri bilirsiniz. Peki bir kitap yazınca hayatı değişeni bilir misiniz? İşte karşınızda bendeniz! Hem de ilk göz ağrım, gazeteciliğe bile başlamadan 1986 yılında yazdığım ve ilk baskısını ancak üç yıl sonra sağlayabildiğim "Gülün Öteki Adı", hayatımı değiştirmek üzere, sevgili okurlar. Reklamını yaptığımı sanmayın, ihtiyacı yok, o günden bu yana epeyce ünlendi bu kitap. Avrupanın yedi ülkesinden uzmanlarla yapılan röportajların yer alacağı belgesele, Türkiyeden üç katılımcı var: Tarihçilerimiz Nevra Necipoğlu ve Ethem Eldem ile naçiz sosyolog yazarınız, bendeniz.Siz bu satırları okurken, biz İstanbulda çekim yapıyoruz. Çok mutluyum tabii. 1986da ektiğim minik bir fidan, meyveye durdu. Kitaplar ölümsüzmüş meğer, daha ne isterim? Sevincini, sizinle paylaşmak belki... Paltin Nottara, belgeselin dosyasını elime tutuşturduğunda başım döndü de, benden ne istediğini hâlâ anlayamamıştım. "Çok basit," dedi. "FNACta kitabını gördüm, aldım, okudum ve heyecanlandım. Sen de bu belgeselde bize Bizans kilisesinde doğan Bogomil mezhebinin, Avrupaya yayıldıktan ve yok edildikten iki yüzyıl sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarında Şeyh Bedreddin ile yeniden canlanışını anlatacaksın!"