Pazar Çok "giz"li cinayet

Çok "giz"li cinayet

04.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski ajan Alexander Litvinenko'nun ölümünün ardındaki gerçeği öğrenmek isteyenler daha çok bekleyecekler gibi görünüyor

Çok gizli cinayet

Batı'ya sığındığı için ülkesinde vatan hainliğiyle suçlanan, eski KGB'nin devamı RFS (Rus Federal Güvenlik Servisi) üyesi ajan Alexander Litvinenko'nun öldürülmesinde kullanılan ve siyanürden 250 milyar kez daha zehirli olan polonyum-210 elementi için "tek kişilik atom" benzetmesi yapılıyor.Öldürülen ajanın uğradığı yerlerde ve evinde radyoaktif izlere rastlanması halk arasında panik yaratırken akıllara, "Eğer biri Litvinenko'yu polonyum maddesiyle öldürebildiyse, böyle bir zehir El Kaide'nin eline geçtiğinde ne olur?" sorusunu düşürdü. Aslında endişe pek yersiz sayılmaz ama uzmanlar buna pek ihtimal vermiyor. Nedeni de El Kaide'nin tek kişiyi hedef almaması. Ayrıca, kitleler için kullanılacak polonyum maddesinin de büyük miktarda olması gerekiyor. Londra'da Soğuk Savaş dönemine ait casusluk romanlarını hatırlatan ajan cinayeti kimi noktaları açısından hâlâ gizemini sürdürüyor. Litvinenko'nun adı ilk kez 1998'de, Putin muhalifi olan, Rusya'nın ilk milyarder işadamı diye tanınan Boris Berezovski'yi öldürmekle görevlendirildiğini açıkladığı zaman duyulmuştu. Bu açıklamasının ardından, görevini kötüye kullandığı için dokuz ay cezaevinde yatan Litvinenko çıkar çıkmaz Türkiye üzerinden İngiltere'ye iltica etti.İngiltere'de eski mesai arkadaşlarının Rusya'da 300 kişinin ölümüne sebep olan bombalama olaylarını düzenlediklerini ve bunları ayrılıkçı Çeçen grupların üstüne attıklarını iddia eden Litvinenko'nun Moskova'da pek sevilmediği ortada. Çünkü Putin karşıtı Berezovkski'nin adamıydı. Her ikisinin de amacı Putin'i devirmek. Litvinenko'nun radyoaktif polonyum elementiyle öldürülmesi ajanın Rus gizli servislerince zehirlenmiş olabileceği ihtimalini getiriyor akla. Suikastın "derin devlet" işi olabileceğini öne süren uzmanlar, bu iddialarını söz konusu radyoaktif maddeye ulaşmanın çok zor oluşuna dayandırıyor. Gerçekten de ancak nükleer santrallarda birkaç gram halinde elde edilebilecek bir zehir bu. Moskova cinayetle hiçbir ilgisinin olmadığını söylüyor. Ama Batı'da Vladimir Putin hükümetinin her şeyi yapabileceği görüşü yaygın. Bir ankete göre İngilizlerin yarısı ve Fransızların yüzde 60'dan fazlası Ruslar hakkında kötü düşünüyor. Putin'in demokrasi anlayışı ile temel özgürlüklerin ve adaletin eksikliği buna neden olarak gösteriliyor. Ama şu bir gerçek ki, Batı ülkeleri Rusya'nın dünya enerji sektörü üzerindeki hakimiyetinden ürküyor. Bu nedenle Rusya kaynaklı her türlü girişimin üzerine adeta atlamak anlaşılabilir bir durum. Derin devlet işi mi? Olaydaki giz perdesini aralamak güçleşiyor. Kremlin ve Rusya Dış Haber Alma Servisi'ne yöneltilen suçlamaların hemen hemen tümü ya İngiliz gizli servisi M16 tarafından konuşmaya ikna edilen eski KGB mensuplarından ya da Moskova'nın sürgünden geri getirmeyi başaramadığı Yeltsin devri yöneticisi Boris Berezovski gibi kişilerden geliyor. Çok da önemli olmayan bir muhalifi öldürterek uluslararası spekülasyona sebep olma riskini göze almak Kremlin'e ne kazandırır ki? Litvinenko'nun arkadaşlarının iddiası; eski Rus casusunun, yine Kremlin tarafından öldürtüldüğü iddia edilen gazeteci Anna Politkovskaya'nın ölümünü araştırması.Ama araştırmasından çıkan ipuçları Politkovskaya'nın ölüm fermanının Kremlin tarafından değil, Çeçenistan'ın Moskova destekli hükümeti veya savaş suçlusu olduklarından kuşkulanılan Rus ordusundaki bazı askerler tarafından imzalandığını gösteriyor.Litvinenko'nun 1999'da yayımladığı kitabıyla aslında hayatını riske ettiği biliniyor. Bu kitapta eski ajan, Moskova ve Volgodonsk'ta yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan patlamaların Çeçenistan'daki yeni bir silahlı kampanyayı haklı göstermek amacıyla Moskova tarafından planlandığını açıklamıştı.Bu yedi yıl önceydi ve gerçek hâlâ ortaya çıkmış değil. Litvinenko'nun ölümünün ardındaki gerçeği öğrenmek isteyenler daha çok bekleyecekler gibi görünüyor. Ölüm fermanındaki imza