Pazar Cüneyt Arkınla Fahrettinin kitabı

Cüneyt Arkınla Fahrettinin kitabı

08.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Cüneyt Arkınla  Fahrettinin kitabı

O sessiz, utangaç gencin günün birinde yedi düvelin cümle kafirlerini kılıçtan geçirecek bir aslanlar aslanı olacağını düşümüzde görsek hayra yormazdık. Ama, o da "yumuşak bir geçiş" yaptı doğrusu. Önce kızların yüreklerini hoplatan romantik bir jön olarak belirdi. "Cüneyt Arkın"lığını pekiştirdi. Daha sonra atına atladı, Bizansa yürüdü.***Türkiyede Cüneyt Arkın, Avrupada Steve Arkin, George Arkin, Uzakdoğuda Lee Arkin... Fahrettin, bu cümbüş içinde adını unutmuş belki. Neyse ki, yazarlığı unutmamış. Anılarını bir kitapta topladı. "Adını Unutan Adam" yayımlanınca ilgi gördü. Gazetelerde, haftalık dergilerde sözü edildi. Ama magazin çerçevesinde. Kitap olarak henüz değerlendirilmedi. Onu tanıdığımda Cüneyt Arkın olmamıştı daha. Fahrettin Cüreklibaturdu. Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Eskişehirden yeni gelmişti İstanbula. Cengiz Çeliktenle birlikte bizim "a dergisi" yazıhanesine (Saraçhanedeki kahveye) uğrardı. Sanırım ilk Cemal (Süreya) getirmişti onu. Öykü yazardı. Bu özlem Cüneyt Arkının yazdıklarında değil, Fahrettinin yazdıklarında görülüyor. Cüneyt Arkın daha çok çapkınlıklarıyla böbürlenmekte. Her şeyin odak noktası kendisi. Fahrettin ise anlı şanlı bir yıldızın o utangaç delikanlıyı aramasını anlatıyor. Bu arada Cüneyt Arkınla da, kasıntısını, üç numaralı, beş numaralı bakışlarını dile getirerek dalgasını geçiyor.***"Adını Unutan Adam" bir özyaşam öyküsü değil. Ünlü bir sinema oyuncusunun yaşamından kısa kısa kesitler. Kitapta Yeşilçama daha çok yer verilmesini beklerdim. Gerçi elverişsiz koşullar içinde olanaksızlıklardan mucizeler yaratan sinemamızla ilgili bazı anılar var. Sözgelimi, "At ile Kale Duvarı Nasıl Delinir?", "Erkeklik Öldü mü Be!" bölümleri.Ama ilkgençliğinden başlayarak neredeyse bütün ömrünün kalanını kamera karşısında geçirmiş bir oyuncunun anlatacağı çok daha fazla şey olabilir diye düşünüyorum.Kim bilir, Cüneyt Arkın bir gün gerçek adını hatırlar belki, kalemi eline alır, Yeşilçamın birinci dereceden tanıklarından biri olarak ortaya keyifli, dolu dolu bir belgesel çıkarır. Yukarıda sözünü ettiğim cümbüş kitaba da yansıyor. Bazı bölümleri Cüneyt Arkın, bazı bölümleri Fahrettin yazmış sanki. Ben Fahrettinin yazdığı bölümleri daha çok sevdim. "Biz böcekler, otlar, kuşlar ve çiçeklerle konuşarak büyüdük. Yıldızlar altında yattık. Toprak döşeğimizdi, bahar yağmurları yalnızlığımız, çiçekler sevdamız... Bu yüzden fark etmeyi öğrendik. Yine bu yüzden yüreğimiz hep zengin ve genç kaldı." Neredeyse saflığa yaklaşan bir anlatım. Cüneyt Arkının Fahrettine duyduğu özlem. BİR DAKİKA ARA "Sanatçıları hipodroma doldururuz" ***Sayın Korutürkün bizlere, sanatçılarına bakışındaki takdir, sevgi ve saygı dolu ifadeyi asla unutamam...Aramıza katılıp, evet, "aramıza katılıp" davete gelerek kendisini şereflendiren bütün sanatçılara yüreğini açamadığı için, tek tek ellerini sıkamadığı için, bir baba güzelliğiyle üzüntülerini bildirdi.Ardından, "Ayrıca yer darlığı sebebiyle, Türkiyenin her yanından, bütün sanatçılarını davet edemediğim için lütfen hepsinden özür dilediğimi bilsinler." dediler. Bunun üzerine, hemen yanımızda duran, neden yanımızda durduğu belli olmayan eski mi eski bir siyasetçi atıldı."Üzülmeyin Cumhurbaşkanım," dedi. "Bir dahaki daveti hipodromda yapar, Türkiyenin bütün sanatçılarını oraya doldururuz."Benim canım Sadri Abim, tam bir Turist Ömer edasıyla öne çıktı. Güzel yüzünü eski siyasetçinin yüzüne yaklaştırdı. Kocaman sevgiler dolu gözlerini ona dikti."Sen ne diyorsun efendi?" dedi. "Cumhuriyetten bu yana gelen siyasi partiler, iktidarlar, Türk sanatçısını kıyma makinesinden geçirircesine, kıyım kıyım kıyma ettiler. O kadar az kaldık ki, değil buraya küçücük bir odaya bile sığarız. Buradaki kalabalığa gelince, bizi görmeye, imza almaya, resim çektirmeye gelen siyasetçilerdir." Bugün bu köşeye Cüneyt Arkının "Adını Unutan Adam" kitabından bir bölümü aktardım. Arkın, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürkün Çankayada sanatçılara verdiği davetten söz ediyor.