Pazar Denizin üstünde yürüyüş: Kızkumu

Denizin üstünde yürüyüş: Kızkumu

08.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı Orhaniye'ye gidin lütfen. Ne kadar vaktiniz, paranız var; yapmanız gereken ne kadar çok işiniz var; inanın hepsi detay. Denize doğru tam 600 metre uzanan Kızkumu'nda yürüyün, dağlardan kekik toplayıp suyunu için. Taze barbunya ve çipura yiyip dalgaları dinleyin

Denizin üstünde yürüyüş: Kızkumu

Yeryüzündeki cennetlerden birisi de burası, Orhaniye, eminim. Orhaniye, Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı. Keçibükü ve Merkez diye iki mahallesi var ama en çok Kızkumu adıyla anılıyor. Gelgitlerle bir görünüp bir kaybolan, denize 600 metre uzanan kızılımsı kumulluk, bu bakir koya adını vermiş aslında. Marmaris'e sadece 28 km. uzaklıktaki bu cennet kaybolmak için ideal. Sadece birkaç yüz köylü, 50-60 da tekne var. Teknede yaşayanların çoğu yabancı. Kızkumu'nu, rüzgardan çok korunaklı ve bedava olduğu için tercih ediyorlar. Küçük marinaya girerlerse, günlük 60 dolar ödeyecekler, oysa burada, bağlandıkları lokantadan yemek yemeleri yeterli. Ama ihtiyaçları olduğunda, ilerideki marinaya da servis almak için gidebiliyorlar. Yolun arkasında yaşayan köyden, portakal ve limon toplamak serbest. Sabahları erkenden, levrek, çipura, kefaller kıyıya vuruyor. Kepçeyle, serpmeyle çok rahat yakalayabilirsiniz. Tekne sahibi arkadaş edindiyseniz, onların tavalarında; olmadı lokantacı dostlarınızın imkanlarını kullanarak akşama ziyafet hazırlayabilirsiniz. 9'dan sonra güneş yükseliyor, balıklar da kıyıdan uzaklaşıyor. Yürüyüş için ideal zaman başlıyor... Burası tam, "Niye yaşıyoruz be kardeşim!" yeri. Burası biraz düş, biraz gerçek. İnsan hiç denizin üstünde yürür müymüş? Yürürmüş... Aynı yıllar önce Baybassos kralının kızının da yürüdüğü gibi. Karşımda, sadece keçilerin yaşadığı söylenen Keçi Adası var; arkamda da dağlar. Birkaç otel ve pansiyon; üç tane lokanta, hepsi bu işte. Gerisi deniz, dağ, kum. Güneş adanın arasından kayboluyor, çiçeklerin kokusundan sarhoş, bir oturuyorum bir yüzüyorum. İstanbul'dan en kısa yol, Dalaman'a uçmak; sonra Marmaris, oradan da her yarım saatte bir kalkan minibüslerle Orhaniye'ye ulaşabilirsiniz.Eğer araba kullanacaksanız, Marmaris-Datça karayolunun 29'uncu kilometresinde, "Hisarönü-Orhaniye-Selimiye" tabelasından sapmanız gerekiyor. 3 km. sonra Hisarönü'ne, yaklaşık 1 km. sonra da Orhaniye'ye varıyorsunuz. Ayrıca, tekne turu alırsanız, yakınlardaki bütün merkezlerden Orhaniye'ye tur yapan tekneler var. Uzun kalanlarını seçmenizi tavsiye ederim. Nasıl gidilir? Tam Kızkumu'nun yanındaki Kızkumu Beach Club'da ızgaralar, salatalar, sigara böreği servisi yapılıyor. Her türlü içecek de var. Fiyatlar makul. Biraz ilerideki Kadir restoran denizin üzerinde, sıcak bir aile işletmesi. Burada bir porsiyon köfte 7 YTL. Lokantanın sahibi Kadir Özdemir'in eşi Kıymet, açıköğretim yedinci sınıf öğrencisi. Palmiye Otel'in Emine teyzesi, yurtiçinde ve dışında birçok dergi ve gazeteye konu olmuş. Teyze, deyim yerindeyse, döktürüyor. Balıklar, güveçler, zeytinyağlılar, yeme de yanında yat. Ne yenir? Henüz bütün pansiyon ve oteller açılmamış ama Palmiye Otel açık. Kahvaltı dahil iki kişi 50 YTL. Ayrıca Emine teyzenin leziz yemeklerini tatmadan Orhaniye gezisi tamamlanmış sayılmaz. Tel: (0252) 487 11 34 Marinanın hemen yanındaki Doğan Motel, en temiz ve modern olanı. Tel: (0252) 487 10 74 House Apart Otel: (0252) 487 12 16 İskele Motel: (0252) 487 10 13 Civardaki pansiyonları da deneyebilirsiniz. Kişi başı fiyatları 20 YTL civarında ama pazarlığa açıklar. Evcan Pansiyon: (0252) 487 11 95 Kaptanköy Pansiyon: (0252) 487 11 64 Ayrıca, karavanla çok rahat konaklayabilir veya kamp yapabilirsiniz. Uygun araziler var. Günler birbirini kovalar. Orası zamanın durduğu yerlerden; görmediyseniz, görünce anlayacaksınız. Nerede kalınır? Harika bir trekking parkuru var. 1 saatlik bir yürüyüşle, tepeye antik kalıntılara çıkılıyor. Yolda bolca kekik ve adaçayı toplamayı ihmal etmeyin. Bol bol yüzün. Deniz çarşaf, ne çok tuzlu ne de çok soğuk. Kendinizi çok dinç hissedeceksiniz. Tekne bağlantılı gidiyorsanız, su kayağı için ideal olduğunu söylüyorlar. Köye mutlaka uğrayın. Köy kahvesinde bir kekik çayı için. Dertleri çok; inşaat izni yokmuş, imar iptal olmuş, tadilat yapmak sorunluymuş, yeni ev inşa edilemediği için gençler evlenemiyormuş... Civar koyları mutlaka gezin. İnbükü, Kamelya, Dişlice Adası, Artur ve Selimiye koylarının her biri çok güzel. >Ne yapılır? YOL müziği kitabı Böcek ve deniz şarkılarından başka, Zerrin Özer'in son albümü çok iyi gidiyor. Ben Zerrin'i zaten hep çok sevdim ama bu albümü, "Ve Böyle Bir Şey" çok bizden, çok içten. Özellikle "Allı Turnam" tekrar tekrar dinlenebilir.İsterseniz kitaplar okuyabilir hatta yazabilirsiniz ama ben sadece mekana konsantre olmak istedim. İntermedia'nın çıkardığı "Adım Adım Akdeniz"i okudum. Her bir koyu, her bir taşı çok güzel, çok kısa anlatmışlar. Gezginlere hararetle tavsiye ederim. EN SON NEREYE GİTTİ? En son Köyceğiz'e gittim, hâlâ da oradayım. Buradaki evimizi çok seviyoruz, çok da alıştık. İstanbul'un harala gürelesinden sonra, burası çok rahat geliyor. Yazılarımı yazıyorum, yürüyüşler yapıyorum. Yazları burada uzun kalmayı seviyoruz. "İnsanlar artık koyun gibi sürüler halinde gezmek istemiyor" Türkiye içinde, tatillerimde her zaman mavi yolculuk yaparım. Yurtdışında Londra, Paris gibi büyük şehirlere giderim. Bunun yanında egzotik yerleri de keşfetmeyi severim. Aslında rüzgar nereye götürürse, oraya giderim. Tatillerinizde nerelere gidersiniz? Çarşafa, kuma, havluya, hamağa desen olmak... Mümkün mertebe yerel olunabilmişse, o tatil iyi geçmiş demektir. Uzun yıllar turizm yaptım. Gezilerimde, turist gibi değil de, yerli biri gibi yaşamak isterim. Gittiğim yerin insanı ne yer ne yaparsa, onlarla birlikte aynı şeyleri yapmak isterim. Sizin için "iyi tatil" neyi ifade ediyor? Çok, ama saymadım. Kaç ülke gezdiniz? Brezilya ve Mısır. Bildiğimiz büyük şehirleri saymıyoruz tabii. Hindistan'dan da çok etkilendim ama oraya amaçsız gidilmemeli. Belli bir kursa, bir seminere devam etmek avantajlı olur. Sadece turist olarak kalınırsa, insan fakirlikten çok etkileniyor. Turistler lüks otobüslerde, lüks otellerde ama pencereden fakirlik ve pislik görüyorsun. Sizi en çok etkileyen yerler nereler oldu? Gittikçe daha sofistike oluyorlar; keşfetme duygusu ağır basmaya başlıyor. Evlerine farklı tecrübelerle dönmek istiyorlar. Vakit ve para harcadıktan sonra, karşılığını almak istiyorlar. Daha az fast food, daha çok haute couture gibi bir şey bu. Koyunlar gibi sürü halinde gitmek istemiyorlar. İnsanların genel olarak gezme alışkanlıkları günümüzde ne hale gelmiş durumda? Sheraton Çeşme, 30 Haziran'a kadar geçerli olacak özel bir paket hazırladı. Paket dahilinde İstanbul'dan Çeşme'ye özel helikopterle gidip çatı dairenizde bir hafta sonu geçirebileceksiniz. İki kişi için iki gecelik konaklama fiyatı 5 bin 950 avro. Gittikçe daha sofistike oluyorlar; keşfetme duygusu ağır basmaya başlıyor. Evlerine farklı tecrübelerle dönmek istiyorlar. Vakit ve para harcadıktan sonra, karşılığını almak istiyorlar. Daha az fast food, daha çok haute couture gibi bir şey bu. Koyunlar gibi sürü halinde gitmek istemiyorlar. Sheraton'dan özel hizmet Gazeteci-yazar Nurettin İğci'nin "Dile Gelen İstanbul / Dile Gelen Anadolu" adlı yeni kitabı piyasada. Bileşim Yayınevi'nden çıkan kitap, iki taraftan da okunuyor. Okuyucu kitabın bir tarafında İstanbul, diğer tarafında ise Anadolu turuna çıkıyor. Kitapta yurdumuzun önemli tarihi, turistik yerleri bir çocuğun dilinden söyleşi şeklinde okuyucuya aktarılıyor. Fiyatı 13 YTL. Bir tarafı İstanbul, bir tarafı Anadolu