Pazar Discovery Türkiye iki kadının yönetiminde

Discovery Türkiye iki kadının yönetiminde

26.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Malum, memlekette kime sorsanız belgesel izliyordur. Kimse “Dizi seyrediyorum” demez; varsa yoksa belgeseller, National Geographic, Discovery...

Discovery Türkiye iki kadının yönetiminde

Belki de bu bir espri değildir. Çünkü Discovery kanalları Türkiye’deki ağını güçlendirmeye, yayın ağını genişletmeye karar verdi. Türkiye ofisini kurmak için çalışmalara başladı. Discovery Networks CEEMEA (Orta ve Doğu Avrupa-Ortadoğu ve Afrika) direktörü Kasia Kieli Türkiye pazarına girişlerini kutlamak için geçen hafta İstanbul’daydı. Kieli, 1989’da kurulan Discovery CEEMEA’yı küçücük bir ofisten 105 ülkeyi yöneten bir deve dönüştürmeyi başarmış bir kadın. Discovery CEEMEA’nın Türkiye’deki partneri ise Sales House. 2010 yılında kurulan şirketin başındaki isim Sevin Ergun, yolu reklamcılıktan geçmiş herkesin çok iyi tanıdığı bir yönetici. Kaisa Kieli ve Sevin Ergun, Discovery’nin Türkiye hikayesini anlattılar.

Haberin Devamı

Discovery Türkiye iki kadının yönetiminde

KAISA KIELI

‘Bizim için bu ülke en büyük büyüme alanlarından biri’

* Türkiye pazarı Discovery için ne ifade ediyor?

Discovery CEEMEA’nın çalıştığı çok geniş bir alan var, 100’ün üzerinde ülke. Varşova’dan Cape Town’a kadar... Türkiye’nin bu kombinasyon içinde özgün bir yanı olduğunu düşünüyorum. Özellikle de nüfus açısından. 70 milyon nüfusla Avrupa’nın en büyük ülkelerinden biri. Hem çok hızlı gelişiyor, hem çok genç, hem de daha İstanbul’a ayak bastığınız anda havada hissettiğiniz bir dinamizm var. Bizim için Türkiye en büyük büyüme alanlarından biri şu anda. Bu yüzden de burada yayınlarımızı genişletmeye karar verdik.

* O zaman tersten sorayım, neden bu kadar beklediniz?

Aslına bakarsanız o kadar da uzun beklemiş sayılmayız. Discovery Channel’in 15 yıllık tarihi var, Animal Planet’in ise 10 yıllık. Portfolyomuzu zaman içinde genişletiyoruz ve ortaklarımızla uzun ilişkiler kurmayı çok önemsiyoruz. Bunu hedefliyorsanız hassas olmalısınız. Bana göre bir pazara önce giren olmak önemli değil; doğru zamanda gelmek daha önemli. Başarı, yalnızca o pazar için değil şirket için de ne zaman hamle yapacağını bilmekte.

‘Polonya ofisini iki kişi kurduk; ofis yoktu, internet kafede çalışıyorduk’

* Şu anda Türkiye için doğru zamanın geldiğini nasıl anladınız?

Öncelikle biz organizasyon olarak hazırız. Ekiplerimiz, altyapımız buna uygun. Pazara bakarsanız da hızla gelişiyor ve bizim için cazip bir halde.

* Kaç kişilik bir ekibiniz var?

Türkiye ofisini bu yıl kuruyoruz ve küçük bir ekiple başlayacağız. Zaman içinde büyüyeceğimizi düşünüyorum. Zaten Discovery’nin Polonya ofisini iki kişiyle kurmuştuk. Üstelik bir ofisimiz bile yoktu, internet kafede çalışıyorduk.

* Gerçekten mi?

Tabii. 12 yıl önceydi... Şimdi 70 kişilik bir ekiple dokuz kanal yönetiyoruz. O zamanlardan kalan fotoğraflarımız var, görmelisiniz. Önce internet kafede başladık. Sonra ofise geçtiğimizde de yalnızca tek odamız vardı. Bakma, çok eğlenceliydi. O halden gelip bu kadar büyümenin etkisi başka. Bunu ben yaptım diyorsunuz.

* Türkiye’deki seyircilerle ilgili şaşırdığınız bir alışkanlık oldu mu?

Türkiye’de diğer ülkelerden farklı olarak iki ayrı prime-time var. Televizyon seyretme alışkanlığı burada aile odaklı çok, herkes akşamları buluşup birlikte seyrediyor. O zamanı birlikte geçirmenin Türk aileleri için önemli olduğunu gördük. Bu, 20.00-21.00 aralığı. Ama gece ilerledikçe daha “ben” zamanları geliyor. Çocuklar uykuda, gündelik hayat sakinliyor ve o, insanların kendilerine, kendi ilgi alanlarına ayırmak istedikleri bir zaman dilimi. Böylece 23.00’ten sonra ikinci bir prime-time yapmaya karar verdik. Daha ilgi alanlarına yönelik programlar...

“İnsanlar kendi hikayelerinin dünya sahnesindeki yerini görmek istiyor”

* Bir ülkeye girmeniz demek yalnızca o dilde yayın mı demek yoksa ülkeye özel bir programlama yapıyor musunuz?

Mevcut programlardan bir seçki yapıyoruz. Programlarımıza yılda bir milyar dolar harcıyoruz. Böyle bir yatırımı her ülkede yapmamıza imkan yok. Program seçimleri ve yayın saatleri ülkeden ülkeye değişiyor. O ülkede hangi saatlerde yaşanıyor, hangi saatlerde evde olunuyor, hafta sonları nasıl geçiyor. Bunları öğrenip tek tek programlıyoruz.

* Türkiye’ye dair programlar yapmayı planlıyor musunuz?

İnsanlar yalnızca lokal programlar görmek istemiyorlar aslında. Kendi hikayelerinin dünya sahnesindeki yerini görmek istiyorlar. Bunu göz önünde tutarak Türkiye’yle ilgili programlar yapacağız.

Haberin Devamı

‘Belgesel değil, gerçeğe dayalı eğlence yayımlıyoruz‘

Haberin Devamı

* Burada bir espri vardır. Kimse dizi seyrettiğini söylemez, sorsanız herkes sadece belgesel seyrediyordur.

İşte bizim için şahane bir başlangıç noktası! Bu noktadan sonra seyircinin gerçekten ilgisini çekmek bize bağlı. Hem aileyi hem de bireyleri ekrana çekebilecek miyiz? Bütün tecrübelerimizi bunun için kullanacağız.

* Belgeseller sıkıcıdır önyargısına karşı planınız nedir?

Bizim yayınlarımıza tam olarak belgesel diyemeyiz. Gerçeğe dayalı eğlence tanımı daha doğru. Son beş-altı altı yılda bu tür programlarda büyük bir değişiklik oldu. Discovery de kurulduğundan bu yana, 15 yılda büyük değişimler gösterdi.
Bizim için önemli olan insanların ilgi alanlarında meraklarını gidermek, aynı anda eğlendirmek.

* Dünya televizyonculuğunda gerçeğin kurgunun önüne geçtiği savına katılır mısınız?

Evet, bu eğilimi görüyoruz. Gerçek hayat kurgudan çok daha ilginç. İnsanlar başkalarının yaşadıklarından çok etkileniyorlar ve kendi hayatlarına dair ilhamlar alıyorlar. Geçen yıl Romanya’da bir kahramanlar programı yaptık. Ünlülerin değil, sokaktaki insanların kahramanca hikayeleri vardı. Ne kadar çok mesaj aldık inanamazsınız.

Haberin Devamı

Discovery Türkiye iki kadının yönetiminde

Haberin Devamı

SEVİN ERGUN

‘Türk halkını yakalayacak binlerce saatlik program var’

* Discovery’nin reklam ve sponsorluklarından sorumlusunuz. Reklamverenlere bu kanalları nasıl tarif ediyorsunuz?

Discovery, Türkiye’deki dağıtımını önemli ölçüde artırıyor. Digiturk, Teledünya ve DSmart üzerinden yayın yaparak daha geniş izleyici kitlesi tarafından izlenebilecek ve bu sayede Discovery resmi olarak Türkiye’nin en büyük “gerçeğe dayalı eğlence” yayıncısı olacak. Aynı zamanda global medya endüstrisinde en çok bilinen markalardan bir tanesi. Hem ilginç, hem etkileyici, hem de orijinal içerikli programlar üretiyor. 210 ülkede tam 1.5 milyar izleyicisi var. Discovery’nin orijinal yapımları olan Mythbusters, Gold Rush ve Ultimate Survival küresel olarak kendini ispatlamış programlar... Discovery’nin içerik portföyünde Türk halkını kalbinden yakalayacak, sosyal medyada da çok ses getireceğine inandığımız binlerce saatlik yeni programlar var.

‘Gerçekleri okulda öğrenirmiş gibi değil, arkadaşça öğretiyor’

* Gerçeğe dayalı eğlenceyi, kurgu programlara göre reklam açısından cazip kılan yanlar neler?

Discovery, kaliteli içeriği ile bilinen bir kanal. Bize merak ettiğimiz gerçekleri okulda öğreniyormuş gibi değil, arkadaşça anlatıyor. Anlatırken de eğlendiriyor. Ortaya çıkan programlar, zaten 200’den fazla ülkede izleniyor. 25 yıllık bir şirket olmasına rağmen, dünyada girdiği pazarlarda kendini defalarca ispatlamış bir içerik üretimi yapıyor ve gittiği her ülkede de reklamverenlerden inanılmaz ilgi görüyor.

* Discovery ile işbirliğiniz nasıl gelişti?

Sales House, Türkiye’nin ilk ve tek bağımsız reklam / sponsorluk / proje satış platformu. Bünyesinde TV, radyo, sinema, basın ve outdoor mecralarına hizmet eden çok profesyonel ekipler barındırıyor. Şu anda 30’dan fazla prestijli markayı temsil ediyoruz. Discovery kanallarının Türkiye’de teknik erişimlerini artırdıkları bir dönemde Sales House ile çalışmak istemelerini çok doğal karşılıyoruz. Bu işbirliğinin çok verimli olacağından eminiz.

* Reyting ölçümlerinin durdurulması sizin sahanızda nasıl bir etki yarattı?

Reyting ölçümlerine belli bir süreyle ara verilmesi tabii ki reklam piyasasında negatif bir etki yarattı. Fakat Türk medyası bu tip krizleri çok kısa dönemde atlatmayı bildi. Bizce ulusal ölçülen kanallar bu değişimden olumsuz etkilendiler. Fakat içeriği güçlü tematik yapılar bu krizi kendilerine fırsat bilip, en iyi işlerini ortaya koyarak medyadan eski dönemlerine göre daha çok pay alabilir hale geldiler. n

“8 Mart’ta kurulmuş olmamız hoş bir tesadüf”

* Discovery Networks CEEMEA’nın

ve Sales House’un tepe yöneticileri kadın. Oysa televizyon sektörü pek çok diğer sektör gibi erkek yönetici ağırlıklı. İki kadın birlikte çalışmanın işbirliğinize nasıl bir katkısı var?
Olayın o tarafından konuya hiç bakmadık. Güzel bir yerden yakaladınız. Şirketimizin kuruluşunun Dünya Kadınlar Günü 8 Mart olması da hoş bir tesadüf olsa gerek. Biraz evvel bahsettiğim gibi Sales House ekibi tecrübeli ve vizyoner profesyonellerden oluşuyor. Bünyemizdeki birçok erkek tepe yöneticisine de burada haksızlık etmek istemem.