Pazar “Düşüncen berraksa az oksijen tüketirsin”

“Düşüncen berraksa az oksijen tüketirsin”

24.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Serbest dalış branşında Türkiye şampiyonu Birgül Erken geçtiğimiz hafta İstanbul Akvaryumu’nda 5 dakikalık tüpsüz dalış yaptı. Sualtında kitap okuyan, kahve içen Erken, “Beyninizi ve tüm bedeninizi rahatlatmanın yolu düşüncedir” diyor

“Düşüncen berraksa  az oksijen tüketirsin”

Birgül Erken 43 yaşında bir anne. Aynı zamanda Türkiye rekortmenliğini elinde tutan, serbest dalış branşında milli bir sporcu. Hepsi bu kadar değil, edebiyat öğretmeni ve profesyonel sualtı fotoğrafçısı. Kendi gibi sualtı fotoğrafçısı olan doktor eşi ve sporcu oğluyla birlikte Edirne’de yaşıyor. Herkese ve her şeye zaman ayırabiliyor. Bunun sırrını ise “Büyük ve yüce bir amaca bağlıysanız yüreğiniz korkusuz oluyor” diyerek açıklıyor.

Haberin Devamı

-Serbest dalış branşında iki yıldız düzeyinde eğitmenlik almış milli bir sporcusunuz. İlk dalış tecrübeniz nasıl gerçekleşmişti? Maceranız nasıl başladı ve gelişti?

Çanakkale doğup büyüdüğüm yer. Denize aşina çocuklardık. Oyunlarımız hep denizle iç içeydi. Sualtı sporlarına tüplü dalış ve sualtı fotoğrafçılığıyla başladım. Çanakkale Sualtı ve Cankurtarma Spor Kulübü’nün lisanslı sporcusuydum. 2004 yılında Mehmet hocamız “Yeni bir branş var, serbest dalış diye bir şey. Seni de takıma alıyorum, sporcusun sen yaparsın” dedi. Takımı tamamlamak ve hocamıza destek olmak için hiç bilmediğim bir işe kalkıştım. Yarışma günü o zamana kadar hiç dalmadığım derinliğe, 15 metreye antrenmansız daldım. Havuzda ayağıma taktığım uzun paletle nasıl bir teknikle gideceğimi bilmezken sadece kendimce yarışmayı gözlemleyebildiğim ölçüde öğrenip 66 metre kat ettim. Bu, olağanüstü bir başarı demekti.

Haberin Devamı

-Edirne’de yaşıyorsunuz. Orada bu spor için imkanlar yeterli mi?

İlk bakışta Edirne’de havuz tesisleri küçük ve yetersiz gibi görünse de çok da etkilemiyor bu koşullar beni. Önemli olan her koşulda istikrarlı ve verimli çalışmaları yürütme isteğinin olmasıdır. Denize olan uzaklığı deniz branşları için bazen sorun olsa da havuzda deniz antrenmanlarına hazırlık teknikleriyle bunu da aşmaya çalışıyoruz.

- Antrenman temponuz nasıl?

Antrenman tempom haftanın altı günü çalışma esasına dayalı. Yarışmalarım bittiğinde haftada iki gün havuz, dört gün kara antrenmanları yapıyorum. Yarışmalarım yaklaştıkça daha çok su antrenmanlarım başlıyor.

“En büyük gücüm kendime olan inancım”

-Türk dili ve edebiyatı öğretmenisiniz, sualtı fotoğrafçılığı yapıyorsunuz ve serbest dalış branşında milli sporcusunuz... Hepsine vakit ayırabilmek disiplinli bir hayat mı gerektiriyor? Sırrı nedir?

Severek yapılan hiçbir şey yük değil insana. Kolay olduğunu da söyleyemem ama hem iyi planlanmış ve üzerinde düşünülmüş bir hayatımın hem de iyi bir ekibimin olduğunu söylemeliyim. Üstelik de çoğu gönüllü bir ekip. Bu açıdan çevremde hayallerimin peşinden giderken bana inanan sevgi dolu kalplerin varlığı bana güç veriyor. Vefa ve sürdürülebilir ilişkiler, düzenli aile yaşamı benim sırrım.

Haberin Devamı

-Su sporlarını seçmenizin çocukluğunuzda denize aşina olmanız dışında bir sebebi oldu mu?

Su beni en iyi yansıtan, iyileştiren alandı, bu yüzden suyu seçtim. Sudan geldiğini hatırlar vücudum her seferinde, öz yurdumdaki rahatlığı yaşarım sualtında. Biyolojim, ruhsal iyi halim ve neşem sporun mucizevi gücüyle bütünlenir. En büyük gücüm ise kendime olan inancım ve iyi bir yaşam mirası bırakma çabam diyebilirim. Büyük ve yüce bir amaca bağlıysanız yüreğiniz korkusuz oluyor. Korkusuz bir yüreğin önünde kim durabilir.

“Arayış içindeyken Mevlana’dan etkilendim”

-Sizin bağlı olduğunuz amaç nedir?

Hepimiz doğuştan değerli bir uğraşın peşine düşmeyi bekleyen yeteneklere sahibiz. Bunu ortaya çıkarmak için yol göstericilere ihtiyaç duyuyoruz. Arayış içinde olan bir insan yoldadır ve Mevlana çok derin, engin bir denizdir. Ben de o denize daldım ve çok etkilendim. Mevlana der ki “Sen düşünceden ibaretsin. Gül düşünürsen gülistan olursun, diken düşünürsen dikenlik olursun. Ne düşünürsen o’sun sen...”

Haberin Devamı

-Başarılı olmanızın bir sebebi de düşünceleriniz öyleyse...

Bizim branşımız serbest dalışta, kendini tanıma yolculuğu nefis terbiyesidir. Düşüncelerin ne kadar berrak, saf ise o kadar az oksijen tüketirsin. Bu da başarıyı getirir. Kafanızda kurguladığınız yarışma senaryosu gerçekleşir. Nefes tutarak yaptığınız bu sporda anaerobik metabolizmayla çalıştığınız için güzel hayallerle beyninizi ve tüm bedeninizi rahatlatmanın yolu düşüncedir. Einstein demiş ya “İnsanoğlu aklından geçenlerin gerçekleştiğini bilse daha dikkatli düşünürdü” diye. Mental antrenmanlarımızda biz de bunu gözetiriz. Aklımızdan geçenlere dikkat etmek için farkındalık gereklidir.

Bunun için sadece Mevlana değil, pek çok yeni yol gösterici, bilge kişiyi aradım, buldum bu yolculukta. Başarı hikayeleri de beni motive etii. Şimdilerde en çok Robin Sharma’nın kitaplarını okuyorum.

“Sporu yaşam biçimi olarak kabul etmeliyiz”

Haberin Devamı

- Geçtiğimiz hafta 5 dakikalık tüpsüz dalışınızda günlük hayattan kesitler canlandırdınız. Vermek istediğiniz mesaj nedir?

Dünyanın en büyük tematik akvaryumu İstanbul Akvaryum’da dalış yapmak ve bu harika deneyimi yaşamış olmak mutluluk vericiydi. Günlük hayattan kesitler sunduğum sualtı performansımda sporun insan hayatındaki önemini hatırlatmak ve sporu yaşam biçimi olarak kabul etmenin önemine dikkat çekmek istedim. Çünkü günlük yaşam koşturmasında insanlar sporu atlayabiliyor. Ben milli sporcu kimliğimle toplumun önünde rol modeli olarak kendi bedenimde sporun olumlu etkilerini görüyorum. Hem toplum sağlığı için spora hem de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde popüler olmasını istediğimiz su sporlarına dikkat çekmeyi istedik.

“Düşüncen berraksa  az oksijen tüketirsin”