Pazar "Efsane hanımlar"ın şarkılarını söylüyor

"Efsane hanımlar"ın şarkılarını söylüyor

15.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Taş plak sesli" Sema sahnede Seyyan Hanım, Mürşide Hanım, Afife Hanım ve Deniz Kızı Eftalya gibi efsanelerin şarkılarını söylemekle kalmıyor, hikayelerini de anlatıyor

Efsane hanımların şarkılarını söylüyor

1-Yıldızların Altında" adında konserler veren "Taş plak sesli" Sema, geçtiğimiz hafta Babylonda "Efsane Hanımlar-Episode 2-Çalıkuşu" adında bir konser gerçekleştirdi. Konserlerinde 1925-1940 yılları arasındaki dönemin kadın şarkıcılarının tangolarını, operetlerini, fokstrotlarını yorumlayan ve hikayelerini anlatan Sema, şimdilerde bir albüm hazırlığında. Albümünde Seyyan Hanım, Afife Hanım, Mürşide Hanım, Deniz Kızı Eftalya gibi taş plak şarkıcılarının şarkıları yer alacak. İstanbul Tiyatro Festivalinde sahnelenecek "Sürgün"de yer alan üç kadın şarkıcıdan biri olan ve Tuncel Kurtizle birlikte 10 yıldır "Şeyh Bedrettin Destanı"nda oynayan Sema, Işıl Özgentürkün "Sessizlik ve Sırdır Ötesi" kitabından uyarlanan tiyatro oyununda da sahnede tek başına şarkılar söyleyecek. Ardından da, 10 yıl yaşadığı ve yedi albüm yaptığı Almanyada ilahi ve nefesleri içeren bir albüm yapacak. Daha önce "Efsane Hanımlar Episode 10 yaşlarındayken annemin kabul gününde son çaylar içildikten sonra şarkı söylerdim. Genelde annemin arkadaşlarının karıları veya çocukları gurbette çalışıyordu. Gün boyunca kapının arkasında bekler, bir çay daha isteyen kadınlara sinir olurdum. İlk söylediğim şarkı "Gurbet O Kadar Acı Ki Ne Varsa İçimde" olurdu. Gözümle kim ağlıyor, kim ağlamıyor diye de takip ederdim. Ağlamayanlara da sinir olurdum. İkinci defa daha duygulu söyleyip hepsini ağlatmak isterdim. Acıklı şarkılar söylemeyi severdim. Küçükken de saç fırçalarını mikrofon yapıp şarkı söylüyor muydunuz? "Seyyan Hanımı ilk dinlediğim andan beri bu kadınların peşindeyim" Seyyan Hanımın "Mazi kalbimde bir yaradır" tangosunu ilk kez duyduğumda sesi benimkine o kadar benziyordu ki "Bu şarkıyı ben mi söylüyorum?" dedim. Onun şarkılarını söylemek için sabırsızlandım. "Efsane hanımlar"ın şarkılarını söylemeye nasıl başladınız? Kalan Müzikin sahibi Hasan Saltık, oyununda rol aldığım Tuncel Kurtize Seyyan Hanımın şarkılarının yer aldığı bir kaset vermişti. Tuncel, Almanyadan döndüğümde beni havaalanından almaya geldi. Arabayla eve dönerken de bu kasedi taktı. O gün bugündür o kadınların peşindeyim. İlk önce Seyyan Hanımın şarkılarını hatmettim. Parçalarının notalarını çıkardık, sözlerini anlamak için uğraştık. Sonra onu diğerleri izledi. İlk kez nerede duydunuz Seyyan Hanımın sesini? 1940lardan sonra yapılan tangoların çoğunu biliyoruz. Ama tango tarihi 1940tan çok önce başlıyor. Mesela "Sevdim Bir Genç Kadını" ilk kez 1937de bir kadın şarkıcı tarafından seslendirilmiş. "Yıldızların altında" çok eski bir tango. 1925-30 döneminde akıl almaz bir kadın şarkıcı patlaması var. Bu cumhuriyet dönemiyle ilgili. Türkiye Avrupadaki tangolardan etkileniyor. O dönemde Atatürkün zabitleri beyaz Ruslardan tango dersleri alıyor. Bu kadınlar 1940 öncesi müziğe yön vermiş isimler. Kim bu "efsane hanımlar"? Bu konuya merak sarınca koleksiyoncu Hasan Saltık, beni diğer koleksiyoncu arkadaşları Cemal Ünlü ve Gökhan Akçura ile tanıştırdı. Onların ellerindeki plaklardan 1925ten 1940lara kadar şarkı söyleyen, taş plak dolduran kadınları dinledik. Sonra da bu parçaları sahnede söylemeye başladım. Siz bu taş plaklara nasıl ulaştınız? "Mürşide Hanımın çocukları onun işlediği danteli hediye ettiler" Evet, çok zor. Çünkü şarkı sözleri kelimeleri yutmuşlar gibi çıkıyor. Hiçbirinin notası yok. Önce notaları çıkarttırıyorum. Cemal Ünlü şarkıları defalarca dinleyip sözleri çıkarıyor. Taş plakların şarkı sözlerini anlamak zor mu? Mürşide Hanım, Afife Hanım, Deniz Kızı Eftalya, Seyyan Hanım, Lale ve Nergis Hanım kardeşler. Repertuvarımda bu kadınlara ait yaklaşık 140 parça var. Bu kadınların hepsinin yüzü Batıya dönük. Seslerini musiki cemiyetlerinde eğitip konserler veriyor, taş plak yapıyorlar. "Efsane hanımlar" arasında kimler var? Bir şarkı bir alkış, bir şarkı bir alkışı sevmiyorum. Bir konsepti olan konserler veriyorum. Şarkı aralarına ufak hikayeler serpiştiriyorum, şarkılarını söylediğim kadınların yaşadıklarını anlatıyorum. Şarkı aralarında bu kadınların hikayelerini de anlatıyorsunuz... Bir konser sonrasında Mürşide Hanımın oğulları ve kızları benimle tanıştılar. Bana annelerinin işlediği danteli hediye ettiler. O dantel benim için mücevher değerinde. Onun bu danteli işlerken şarkı söylüyor olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Seyyan Hanımın kızlarıyla da tanıştım. Son konserime Mürşide Hanımın oğlu ve torunu geldi. Bu kadınların akrabalarıyla tanışma fırsatı buldunuz mu? Semanın hikayeleri Eftalya Sadi Hanım şarkılarını babasıyla birlikte Büyükderede sahile açılıp söylermiş. Sesi denizin her iki yakasından da duyulurmuş. Bu yüzden İstanbullular adının başına Deniz Kızı lakabını eklemişler. Kemani Sadi Işılay ile evli olan ve birçok plak yapan sanatçı kendisi için düzenlenen jübilede salda şarkı söylediği için üşütmüş ve sonrasında da ölmüş. Deniz Kızı Eftalya: 1970lerin sonunda sahneye son kez çıktığında seyircilere "Biz şimdiki sanatçılar gibi sahneye çıktığımızda elimizi kolumuzu sallamazdık. Mum gibi durur, şarkımızı söyler, alkışımızı alır ve annemizle eve giderdik" demişti. Şimdiki şarkıcılara kendi farklarını çok güzel anlatmış. Mürşide, Afife ve Seyyan hanımlar teğmenlerle evlenip şark hizmetine gidiyorlar. Aralarından sadece Seyyan Hanım, İstanbula gelip birkaç plak dolduruyor. Seyyan Hanım: Kocasının hediye ettiği ut, şark hizmetine giderken trende kırılıyor. Mürşide Hanım dinlendikleri handa udunun kırıldığını görüyor ve katıla katıla ağlıyor. Bu hikayeyi anlatırken müziğe olan bağlılığı beni çok etkiliyor. Mürşide Hanım sahneye çıkmayı bıraktığı için çocukları onun eskiden şarkıcılık yaptığını bilmiyorlar. Nesrin Sipahi evlerine gelince çok seviniyorlar, halbuki anneleri seneler önce ondan çok daha ünlüymüş. Mürşide Hanım: