Pazar Entelektüellerin mahalle kahvesi

Entelektüellerin mahalle kahvesi

25.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sanat ve basın camiasından ünlü müşterileriyle tanınan Kaktüs 10uncu yılına girdi. Müdavimlerin mekan için yazıp çizdiklerinden bir kitap hazırlanıyor

Entelektüellerin mahalle kahvesi

Kaktüsün bazı ünlü müdavimleri mekanı anlatıyor İstiklal Caddesi üzerindeki İmam Adnan Sokakta yer alan mekan aslında kafe işletmeciliğiyle hiç ilgisi olmayan gazeteci Ömer Erveren, reklamcı Nakiye Boran ve mühendis Gülsüm Ağaoğlu tarafından kuruldu. Üç arkadaş bunu bir "macera" olarak görüyordu.Yazarlar kitaplarında bu kahveyi anlatıyor (mesela Lale Müldür şu an Kaktüste geçen bir roman yazıyor), Aslı Erdoğan-Hasan Öztoprakınki gibi sansasyonel aşklar bu kahvede yaşanıyor.Kaktüste müdavimlerin bir şey sipariş etmesine gerek yok. Zaten çalışanlar kimin ne içeceğini de biliyorlar. Kaktüs edebiyatçılar, şairler, ressamlar, müzisyenler ve gazetecilerin mahalle kahvesi. Kaktüse gidip de tanıdık bir sima görmemek mümkün değil. Şimdi Kaktüsün 10uncu yılında, müdavimlerin yazılarından, karikatürlerinden, resimlerinden derlenen bir kitap hazırlanıyor. Deniz Türkali (Oyuncu): "Mutsuzdum, masama bir demet çiçek geldi" "Mutsuz mu mutsuz bir gün, havanın harika olması bile içimin daraltısını azaltmıyor. Gözümde kapkara güneş gözlükleri. Bir arkadaşımın dediği gibi Ünlü cenazede gözlüğüm! Ağlamaktan gözlerim şişmiş. Tabii ki Kaktüsteyiz. Birden önüme bir demet papatya geldi. Selçuk, Kaktüsün çalışanlarından... Çok keyifsiz görünüyorsunuz Deniz Hanım dedi. Sizi böyle görmeye alışık değiliz. Bunu yazacağımı söylediğim bir arkadaşım Kaktüste bunu hep yaparlar dedi." Nejat Yavaşoğulları (Müzisyen): "Personelin payı çok büyük" "Türklerde kahve kültürü aslında çok eski bir kültürdür. Ama bende öyle bir kültür yoktur aslında. Yine de hiç hesapta olmayan dostlarını görme imkanı insanın hayatında bir hoşluk yaratıyor. Beş-altı yıldır Kaktüse gidiyorum. Personelin çok önemi var. Onların sıcaklığı bütün bu insanları oraya çekiyor. Mesela kimin ne içeceğini bilirler. Ben akşamüzeri konyak içerim, kahve içersem yanına likör verirler. Ben söylemeden getirirler." Bedri Baykam (Ressam-yazar): "Günlük hayatımızın bir parçası" "Kaktüste yaşadığımız komünal bir hayat var. Bu hayatımızın artık doğal bir parçası. Kaktüsün o salonu, 10 yıldır müşterek olarak oynadığımız sit.comun ana mekanı. Çocuklar Duymasın gibi, günlük hayatımızın bir parçası. Üç gün uğramazsanız, mesai veya çekim günü kaçırmış bir işçi-aktör gibi haşin bakışlı ihtarlarla karşılaşabilirsiniz. Tek rakibi, Bebek Kahvesidir. Ama farklı liglerde oynadıkları için birbirlerini görmezden gelirler." Vahit Doğan (Kaktüsün 10 yıllık çalışanı): Pek çok aşkın başlangıcına ve bitişine tanık oldu İlhan Berk erken gelirse bira, geç gelirse şarap içer.Komet bir gün bara gelip Vahit dedi, ben burada amuda kalkıp ayaklarımla şarap istesem ne yaparsın? Şarap veririm dedim. Müşterilerin hassasiyetlerini bildiğimiz için ona göre davranırız. Buraya gelip gidenler, aralarında aşklar yaşarlar, ayrılırlar. Sonra diğerinin arkadaşıyla bir başkası aşk yaşar. Bunları hep görürüz. Burada çok değişmiş aşklar gördüm. 10 yıl aynı mekanda olunca herkesi çok iyi tanıyorsun." "10 yılda gelen gidenlerle arkadaş olduk. 40-50 kişidir asıl müdavimler. Diğerleri bu 50 kişiyle gelen, onların arkadaşları, dostlarıdır. Kim ne zaman, ne içer biliriz. Zaten herkesin içtiği iki-üç tür içki vardır. Mesela Orhan Alkaya rakı içer. Bedri Baykam kahve ve konyak. Deniz Türkali şarap, yazın ise portakal-votka, votka-limonata. Lale Müldür ikimizin arasında gizli özel bir kokteyl içer. Adı Yosun Yeşili. Bunu sadece ona yaparım, başkasına değil. Her geldiğinde içer. Bir gün bana bir şiir yazmıştı. Şiirde yosun yeşili geçiyordu, kokteyli öyle yaptım. Lale Müldür (Şair): "Cebimde Kaktüsü satın alacak kadar para var" "Kaktüsteydim. Yer yoktu, bara oturdum. Yanımda baktım küçük bir çocuk içki içiyor. Yaşını sordum. 8 dedi. Normal bar konuşması gibi bir şey başladı aramızda. Şarap rakı içemediğini, ama bira içtiğini anlattı. Havaya girdi ve bağırdı: Benim yanımda Kaktüsü satın alacak kadar para var. Ne kadar olduğunu sordum: 200 milyon lira, dedi. Ben de ona, bunu Radikalde yazacağımı söyledim. Çok sevindi. Arkasını döndü, Anne ben ünlü oluyorum! diye bağırdı. Adı Safter Can Karaydı. Beni gülme tuttu. Bu sefer biraz bozuldu ve Komik yazarsanız Boğaz Köprüsünden atarım kendimi dedi. Madem bu kadar zenginsin benimle evlenebilir misin? diye sordum. Çok küçüğüm dedi. Olsun beklerim yanıtını verince de, Rahmetli olursunuz dedi. Doğrusu böyle bir çocuğum olsun isterdim. Tam kadro müdavim listesi Adnan Bostancıoğlu, Ahmet Soysal, Aslan Özdemir, Aslı Erdoğan, Barbaros Devecioğlu, Barış Pirhasan, Bedri Baykam, Behiç Ak, Berran Tözer, Cüneyt Özdemir, Çetin Tekindor, Çiğdem Anad, Deniz Bayramoğlu, Deniz Pulaş, Deniz Türkali, Ebru Çapa, Ece Temelkuran, Elçin Yahşi, Emre Aköz, Eray Özbal, Ercan Yaşa, Esmahan Aykol, Fatih Kaçan, Fatih Özgüven, Figen Şakacı, Gökhan Akçura, Gül Dirican, Güner Özkul, Haşmet Babaoğlu, Hümeyra, Ilgın Su, Işın Eliçin, İlhan Berk, Jülide Kural, Kanat Atkaya, Kemal Aratan, Kemal Gökhan Gürses, Komet, Kubilay Tuncer, Lale Müldür, Latif Demirci, Mehmet Güç, Mehmet Uzun, Mithat Şen, Murat Çelikkan, Müfit Can Saçıntı, Nejat Yavaşoğulları, Nihat İleri, Nur Çintay, Orhan Alkaya, Orhan Koçak, Ömer Uluç, Rıza Külegeç, Savaş Dinçel, Selçuk Demirel, Sema Tunsel, Sırma Kökal, Su Yücel, Suat Özkan, Şebnem İşigüzel, Şeyda Taluk, Şükrü Yavuz, Tomris Uyar, Tuba Akyol, Tuğrul Eryılmaz, Uğur Polat, Umay Umay, Ülker Ün, Ümit Ünal, Vivet Kanetti, Yasemin Akbaş, Yıldırım Türker, Yiğiter Uluğ, Yücel Demirel, Zekiye Kürkçüoğlu.