Pazar “Eskiler hâlâ akide şekeri alıyor”

“Eskiler hâlâ akide şekeri alıyor”

25.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

1926’dan beri hizmet veren Üç Yıldız Şekerleme’nin sahibi Feridun Dörtler eski müşterilerin hâlâ akide şekeri, lokum, badem ezmesi aldığını; fakat eskiden bu zamanda kuyruk olurken artık fazla müşteri olmadığını söylüyor

“Eskiler hâlâ akide şekeri alıyor”

Bayram öncesi Beyoğlu’ndaki Üç Yıldız Şekerleme’nin yolunu tuttuk; dükkan sahibi Feridun Dörtler’le konuşalım diye. 1926’da babasının kurduğu dükkanda şimdi oğlu Altuğ’la beraber çalışıyor Dörtler. 62 senedir bilfiil dükkanında; ülkedeki sosyal ve ekonomik değişimlerin, yıllar içinde değişen müşteri profilinin, yeni edinilen ya da uzaklaşılan alışveriş alışkanlıklarının en yakın tanıklarından.

Haberin Devamı

“Lokumumuz beğenilir”

“Sokakta yaramazlık yapmayalım diye babamız tarafından dükkana getirilmişizdir abimle beraber. Lise bittikten sonra buraya geldik. 1955’ten beri de fiilen buradayım” diye anlatıyor mesleğiyle tanışma serüvenini. “Bayramın birinci günü bütün küçükler ailenin büyüğüne el öpmeye gelir. Gelirken de elleri boş gelmezler. Sonra ikinci gün büyüğün küçüğüne, üçüncü gün de en küçüklere hep beraber ziyaretler olur. Ama şimdi bayram
dendiği zaman, bırakın dini bayramları 23 Nisan,
19 Mayıs gibi günlerde de tatile çıkıyorlar.
Bayram artık tatil demek.”

Yıllar içinde müşterilerdeki değişim sadece sayı olarak azalma değil Dörtler’e göre. “Damak tadını öne alan müşteri grubu şu an yok gibi bir şeydir. Çünkü İstanbul çok büyüdü, göçler oldu. Bilhassa Beyoğlu’nda hem Türk hem de gayrimüslim müşterilerimiz çok kayboldu. Yeniler bize pek ulaşamıyor İstanbul’un büyümesiyle ama ender de olsa geliyor, bizi bulduklarında seviniyorlar. İmalatımızın lezzetini görüyorlar” diyor. Müşterileri için ise genellikle 30 yaş üstü diyor. “Gençler pek akide şekeri, lokum alalım gayreti sarf etmiyor. Bize alışkın olan müşteriler geliyor daha çok.”

Haberin Devamı

Konuşmalarımız ara ara müşterilerle bölünüyor. Gelenlerin hepsini tanıyor Feridun bey. Aileler soruluyor, iyi bayramlar deniliyor. “Geçen bayram 200 kişi gelmiş ziyarete. Ne güzel, gelsinler. Hanım kadayıf yapacak, sofralar hazırlayacak” diye anlatıyor müşterilerden biri, görüşmek üzerelerle uğurlanmadan önce. Müdavim müşterileri olduğunu söylüyor Dörtler de: “Çok eski müşterimiz geldiğinde biz onu çok eski bir dostumuz gelmiş edasıyla karşılarız. Tabii yenilerin bu duruma gelebilmek için zamana ihtiyaçları var.”

Bayramda özellikle akide şekeri, lokum ve badem şekeri alınıyor dükkandan. “Eski müşterilerimiz hâlâ onları alıyor. Çikolatalı malzemeler 1950-60’lardan sonra ağırlık kazanmıştır. 1926’dan beri imal ettiklerimiz akide şekerlerinin, lokumlarının cinsi dahi hep aynıdır. Reçelimiz, akide şekerimiz, lokum çeşitlerimiz, badem ezmesi ve Antep fıstık ezmesi azalan müşteri tarafından da olsa beğenilmektedir. Lokum olarak eski müşterilerimiz özellikle pullu sakızlı ve duble fıstıklı lokumumuzu çok beğenir.”

Haberin Devamı

“Bugünler kuyrukta geçerdi”

Konu bayram adetlerine gelmezse olmaz: “Bayram günü özenli bir gündür. Alışverişe değil de sırf bayramlaşmak için bize gelen dostlarımız var. Onlara karşı biraz daha dikkatli giyinmemiz gerek, ona göre hareket ederiz. Bizim için bayram ancak dükkanı kapadıktan sonra akşam evimize gelen çocuklarımızdır. Biz gelenleri dükkanımızda karşılıyoruz, telefonlaşırız. Bayram sabahı namazdan önce dükkanı açarız. Sonraki günlerde de 9.00’da açıp 18.00-19.00’a kadar kalırız.”

Bayram dendiğinde artık akla şeker gelmiyor hemen. Feridun bey bunun satışlara nasıl yansıdığını özetliyor: “Eski bayramlarda bugünler kuyrukta geçerdi. Gördüğünüz gibi şu an öyle bir durum yok. Biz şekerciyiz. Özellikle Ramazan Bayramı şekercilerin tüm sene beklediği bayramdır. Gelin görün ki o bayram, şekercilerin elinden alındı. Sebebine gelince, mahalle aralarındaki marketler sırf bayram ayında çikolata, şekerleme tarzında ürünler satıyor. Her şeyden öte milletçe eskisine sahip çıkmayan bir nesil yetiştirdik. O bizi üzer.”

Haberin Devamı

“Müşteriyi doktor gibi tedavi eder, gülerek göndeririz”

Feridun Dörtler mesleğinin geleceği için endişeli: “İşlerin zayıflığıyla beraber bu iş ne kadar uzun yıllar devam eder şüphesi var kafamda. Yaşım 83, her an her şey olabilir” diyor, dileği tabii nesiller boyu sürmesi... Hacı Bekir’i örnek veriyor “250 senelik müessesedir. Biz 91 yıllığız diyoruz, onun yanında biz bir nokta gibiyiz” diyerek. Kendi başarılarını da lezzetli imalatlarının yanı sıra müşteri ilişkilerine bağlıyor: “Müşteri size gelir, evden çıkarken sorunlu bir şekilde ayrılmıştır örneğin, onu biz burada bir nevi doktor edasıyla tedavi ederiz, buradan gülerek göndeririz. Bu bizim şiarımızdır.”