Pazar “Evet, İstanbul cazda ilk beşte”

“Evet, İstanbul cazda ilk beşte”

05.12.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Klasik müzik ve caz dinleyicisinin ilgiyle takip ettiği Fransız müzik kanalı Mezzo TV’nin program müdürü Reza Ackbaraly İstanbul’daydı. Ekibiyle gelen Ackbaraly dört konseri baştan sona kaydetti

“Evet, İstanbul cazda ilk beşte”

Mezzo TV Türkiye’de klasik müzik ve caz dinleyicisinin giderek daha fazla ilgi gösterdiği bir kanal. Burada operadan dünya müziğine konserlerden canlı yayınlar, festivallerden performanslar izlemek mümkün. Paris’ten yayın yapan kanalın program müdürü Reza Ackbaraly geçen hafta ekibiyle birlikte İstanbul’daydı. Dünyada 39 ülkede toplam 14 milyon izleyiciye ulaşan kanalda mart ayında yayımlanacak İstanbul özel programı için çekimler yaptı.

Haberin Devamı

Tam olarak ne yapıyorsunuz gittiğiniz ülkelerde?
Benim görevim program müdürü olarak yayın yaptığımız ülkelerdeki insanlara “Bakın bu aynı zamanda sizin de kanalınız” mesajını verebileceğimiz programlar yapmak. Onlara hep batının büyük şehirlerinden, görkemli salonlarından yayın yapmak yerine kendi şehirlerinden, ülkelerinden bizim gözümüzle manzaralar da sunmak istiyoruz. Bunun için kayıtlar yapıyoruz. 39 ülkeye yayın yapıyoruz ve bu ülkelerde gidip görecek, kaydedecek çok şey var.

İstanbul’a nasıl bir beklentiyle geldiniz?
İstanbul’daki müzik ve gece hayatına dair bilgilerim vardı. Türkiye’de çok büyük festivaller olduğunu biliyoruz. Kültür zengin, geleneklerinizde müziğin önemli bir yeri var. Bu sizi, yayın yaptığımız diğer ülkeler arasında çekici yapıyor.

“Dört saatlik programda İstanbul görüntüleri de yer alacak”
Nasıl bir program olacak?
Dört saatlik bir yayın olacak. Konser kayıtları ve İstanbul görüntüleri... Mart ayında yayınlanmak üzere burada Paganini Trio (Burhan Öçal, Tuluğ Tırpan ve Atilla Aldemir), İlhan Erşahin, Baba Zula, Mercan Dede konserlerinde çekimler yaptık.

39 ülkeye yayın yapıyorsunuz. En ilginci hangisi?
Fransa, Polonya, Macaristan, Hollanda, İspanya, İsrail’de izleyicimiz çok. Türkiye de şimdi bu ülkeler arasında. Giderek artan bir ilgi var. Her gittiğimiz yerlerde ilginç müzisyenler bulabiliyoruz çok ayırt edemeyeceğim. Bizim için dünyaca ünlü bir cazcıyı çekmek değil, tanınmamış ama yetenekli bir ismi ekrana taşımak ve tanıtmak önemli.

Haberin Devamı

“Hint asıllıyım, bilgisayar okudum ama caz müzisyeni oldum”

Siz de caz müzisyenisiniz, programcılığa nasıl geçtiniz?
Ben aslında bilgisayar ve fizik mühendisiyim. Eğitim almama rağmen bu alanda hiç çalışmadım. Sanat yönetmeni yardımcısı olarak Fransız Grammy ödüllerinde çalışıyordum. Mezzo TV beni transfer etti. Orada da bir süre sonra programlardan sorumlu oldum.
Hint asıllıyım ama Paris’te doğup büyüdüm.
15 yaşında gitar çalmaya başladım. Bir yandan da geleneksel çalgımız olan tablaya merak sarmıştım. İki kültürlü olmanın avantajlarını kullandım. Kendimi geliştirdim. Hem caz gitar çalıyor hem yerel çalgılara merak sarıyordum. Sonra caz camiasına girdim ve bir yandan da programcılık yapmaya başladım. Şimdi ikisini birden sürdürmeye çalışsam da kanaldaki işim ağır basıyor. Uzmanlık alanım caz ve dünya müziği. Mezzo’nun seçtiği bütün müzikler, bu alandaki yayınlar ve programlardan sorumluyum. Kanalda yüzde 70 klasik, yüzde 20 caz, kalan bölümde de dans ve dünya müziği var.

Caz ve klasik dışında bir şey dinlemez misiniz?
Elbette dinlediğim şeyler var. Nick Drake gibi folk ve folk tarzında yeni şeyleri seviyorum. Daha çok kız arkadaşım dinletiyor bu tip müzikleri.

Haberin Devamı

“Caz ölmedi, sadece değişti”

Caz öldü mü? Dünyada ve Türkiye’de de zaman zaman sorulan bir soru bu.
Bizim Mezzo’da yaptığımız gelenekten moderne geçişe vurgu yapmak. Bugge Wesseltoft ya da İlhan Erşahin gibi gelenekten hareket eden çağdaş müzisyenlere de, geleneksel caz sanatçılarına da yer veriyoruz. Bu iki uç yani gelenek ve onun devamı olan çağdaş arayışlar hep caz içindedir. Hayır cazın öldüğünü düşünmüyorum. Sadece değişiyor.

En büyük üç caz şehrini sayın desem...
Öncelikle New York. Orada iki yıl yaşadım. Herhalde bir başkent olacaksa orasıdır. Ardından Paris. Caz tarihinde de yeri önemlidir. Üçüncü sırada Londra gelebilir. Çok yenilikçi sanatçıları bir araya getiriyor. Jamaikalılar, Afrikalılar elektronik dans ve caz kültürüne eklemleniyor. Paris’te de cazda Afrika etkisi çok önemli ve canlandırıcı.
İstanbul dördüncü sırada yer alabilir. Burada çok hareketli bir konser trafiği var. Büyük isimler buraya gelmeyi seviyor. Festivaller canlı geçiyor. Zengin bir müzik kültürü ve yetenekli sanatçılar var. Bütün şartlar mevcut diyebilirim.