Pazar “Evlilik kadınların ve erkeklerin sersemliğinin kesiştiği noktadır”

“Evlilik kadınların ve erkeklerin sersemliğinin kesiştiği noktadır”

16.01.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Selahattin Duman’ın köşe yazılarından derlenen, Hüseyin Avni Danyal’ın oynadığı “Dumanaltı Aşklar” evlenmeye dördüncü kez niyetlenen bir adamın kadınlarla ilişkisini anlatıyor. Aynı kadınla iki kez evlenen Duman ve beş kez evlenen Danyal kadınların 30, erkeklerin 40’tan sonra evlenmesi gerektiğini düşünüyor

“Evlilik kadınların ve erkeklerin sersemliğinin kesiştiği noktadır”

Oyuncu Hüseyin Avni Danyal’ın Selahattin Duman’ın köşe yazılarından yola çıkarak evlilik ve kadınlar üzerine bir tiyatro oyunu sahneleyeceğini duyunca her ikisiyle “karşı cins” üzerine bir söyleşi yapalım dedik. Vatan gazetesi yazarı Duman’ın Esentepe’deki ofisinde gülmekten çene kaslarımızı epey çalıştırdık röportaj günü. Yazılarından bilindiği üzere Duman çok matraktır ama Danyal’ın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. İki ismin evlilik, boşanma ve kadınlar hakkında düşünceleri aşağıda... “Dumanaltı Aşklar”ın prömiyeri 18 Ocak Salı akşamı saat 20.00’de Kenter Tiyatrosu’nda.

* Oyunun adına atıfta bulunarak sorarsam, evlilik erkeği duman mı eder?
Selahattin Duman: Erkeği de kadını da. Bu devirde evlenme yaşına bir sınırlama getirebilsem kadını 30, erkeği 40’tan önce evlendirmem. Evlilik kadınla erkeğin sersemliğinin kesiştiği noktadır. Kadınlar 8 yaşından beri düğününü planlar. Oğlan ise yalnızca skor peşindedir. Kızlar bir erkeği gözüne kestirir. Evlenince de erkeği değiştireceğine inanır. Halbuki erkek değişmez. Erkeğin olgunlaşması 50 yaşını bulur. Adam olması, paylaşmaya hazırlanması, kadının değerini anlaması için bu yaşa gelmesi gerekir. 50 diyorum ama ihtiyatla söylüyorum. Şimdiki evliliklerin kısa sürmesinin iki nedeni var. İlki kadının çalışma hayatından ötürü bağımsız olması, ayaklarının üzerinde durarak hedeflerini erkeğin üzerinde tutması. İkincisi de erkeğin “Zaten ben bununla yattım. Kıçını başını gördüm, daha ne yapacağım?” diye düşünmesi.

Hüseyin Avni Danyal: 30 ve 40 yaş meselesine ben de katılıyorum. Oyunda evlilik ve boşanma ilişkisi şöyle geçiyor: “Evlilik boşanmanın ön koşuludur” diyoruz. Boşanmak için önce evleneceksin!“Hayatın boyunca bu hıyarın çorabını yıkayasın diye mi okuttum seni?”

* Ömür boyu süren evliliklere haksızlık etmiyor musunuz? Ölene kadar yıllarını birlikte mutlu, huzurlu geçiren çiftler de var.
Hüseyin Avni D.: Tabii ki var. Babam öleli 12 yıl oldu, hâlâ babamın adı geçti mi annemin gözü doluyor. Annem Trabzonlu bir ev kadınıdır, ilkokul mezunudur. Ama bir gün çok evlenip boşanmam hakkında öyle bir saptama da bulundu ki... “Sizi ne berbat etti, biliyor musun? Yeni nevresim takımları” dedi, “Eskiden tek bir yastığa başımızı koyardık. Yeni nevresimler icat edildi, yastıklar ayrıldı, bu memlekette evlilikler bitti oğlum.”

Selahattin D.: Nadir de olsa ömür boyu süren evlilikler var. Belki uyumdandır ama sıra dışıdır. Geçenlerde bir yazı yazdım, dedim ki “Görücü usulünü kanunla zorunlu hale getirmeli”. Çünkü kız çocuk kocasını kendi seçtiğinde mutlaka sersem çıkıyor erkek. Halbuki anne-babası müdahale edip “Kızım bundan bir şey olmaz” yorumunu yapsa... Hele o anne var ya o anne. Erkeğin röntgen filmini çok güzel çeker. Onun onayladığı evlilikler daha uzun sürer yemin ediyorum. Gerçi bunlar eskidendi. Şimdiki anne-babalar kızlarına “Hayırlı olsun, sizin mutluluğunuz önemli. Birbirinizi sevdiyseniz bize söz düşmez” diyorlar.

“Türkiye’de seri katil çıkmıyor’ diyorlar. Sen evlilik müessesesini parça parça etmişsin”
* Kızınız sizin görücü usulünü desteklemenize ne diyor? Aynı fikirde mi?
Selahattin D.: Benim kızım akıllı. Eskiden bir flörtü vardı, çok tutkunlardı birbirlerine, evlenmeyi istiyorlardı. Yaşları küçüktü daha. Çektim karşıma, başladım söylenmeye: “Kızım seni Londra’ya okumaya gönderdim. Hayatın boyunca bu hıyarın çorabını yıkayasın diye mi okutuyorum seni!” Düşündü ve babasına hak verdi. Evlilik fikrinden vazgeçti.

* Kaç kere evlendiniz?
Hüseyin Avni D.: Ben beş kez evlendim.

Selahattin D.: Ben aynı kadınla iki kere evlendim. Hüseyin kardeşim beş kez evlenmiş ama benimki daha büyük sersemliğe giriyor.

* Röportaj “Evlilik kötüdür” mesajıyla bitecek böyle giderse.
Selahattin D.: Biz kurumun eksiklerini göstererek evliliği yüceltiyoruz aslında.

Hüseyin Avni D.: 48 yaşındayım. 12 yıldır bekarım. Ama asla “Asla bir daha evlenmem” demem. Yine evlenebilirim. Evlilik dosyasını kapatmış değilim. Peş peşe evlilik yaptığım dönemlere bakınca anlıyorum ki o yıllarda benim evlilik dışında işim yokmuş hayatta, hep o işi yapmışım. Boş adamın işiymiş evlilik. Kadın ilgi ister. Benim şu sıralar kadına ilgi gösterecek hiç zamanım yok. İşlerim hafiflerse ileride nikah olabilir.

Selahattin D.: 36’ya kadar mı beş evlilik yaptın?

Hüseyin Avni D.: Evet. 22’de başladım 36’ya kadar devam ettim. 35 yaşından sonra olaya daha farklı bakmaya başladım. Gençliğin tecrübesizliğiyle yaptım o evlilikleri. Şimdi olsa hayatta gerçekleşmezdi hiçbiri. Benim arkadaşlarım sık evlilik yaptığım yıllarda benimle “Hüseyin bir kadınla yatmak için illa belediye haber verir” diye dalga geçerdi.

Selahattin D.: Sonra Türkiye’de seri katil çıkmıyor diyorlar. Sen evlilik müessesesini parça parça etmişsin!

Hüseyin Avni Danyal
“Bülbül yuvası saçtan ötürü evlenmekten caydım arkadaş’ diyemedim”
“Evliliğimin bir tanesinde düğün öncesi gelini kuaförden almaya gittiğimde saçını görünce vazgeçmeyi çok istedim. Benim tanıdığımı sandığım o kişinin saçını o hale sokacağını tahmin edemedim. Onu gördüğüm an aklımdan geçen tek cümle vardı: ‘Ben ne yaptım!’ Ama prosedürler bitmiş, aileler olaya girmiş. ‘Ben bu bülbül yuvası saçtan ötürü caydım arkadaş’ diyemezdim, diyemedim.”

“Evlilikle ilgili 40 yazı seçtim. Sonra teker teker eledim”
n Siz daha önceden tanışıyor muydunuz ki ortak bir projeye kalkıştınız?

Hüseyin Avni D.: Hayır. Bundan önce oynadığım tiyatro oyununun kadrosu kalabalıktı. Provaları organize etmekte zorlanıyorduk. Tek kişilik bir oyun sahnelemenin benim için daha avantajlı olacağını düşündüm. “Hangi oyun olabilir?” diye kafa patlatırken bir arkadaşım Selahattin abinin yazılarının sahneye uygunluğundan bahsetti. Hakikaten de öyle. Dilinde görsellik var, anlatımı sahneye çok uygun. Telefon açtım, karşı karşıya geldik. Kankası gazeteci Kemal Yıldırım bir eleme yaparak köşe yazılarını bana yolladı. Evlilik ve kadınlar üzerine çok güzel saptamalar yapmıştı. Kadın-erkek ilişkilerine farklı açıdan bakıyordu. O yazılara yoğunlaştım. 40 yazıya indirdim. Sonra daha da azaldı rakam. Gökhan Erarslan ve Ferhat Ergün da oyunlaştırdı.
Selahattin D.: Hüseyin’i hiç tanımıyordum. Eğer bir antipati duysaydım olmazdı bu iş, açık açık söylerdim. Hani şu evlilik programlarında söyledikleri gibi, ikimizin elektriği tuttu. Hem sinemaya hem tiyatroya uzun yıllarını adamış bir arkadaşımızın bana değer vermesi hoşuma gitti, onur duydum.

Selahattin Duman
“Okurlarımın yüzde 90’ı kadın. Yazdıklarıma hiç kızmıyorlar”
“Benim kimseye uymayan standartlarım, hiçbir kurala uymayan davranışlarım vardır. Yakınlarım bana zararsız deli muamelesi yapar. Cezai ehliyetim yoktur. Kadınlar ve ilişkiler hakkındaki yazılarımdaki fark da bundan ileri geliyor. İstediğimi yazıyorum. Okurlarımın yüzde 90’ı kadın. Onlarla ne kadar dalga geçersem geçeyim içten içe onlardan yana olduğumu hissediyorlar. Hiç kızmıyorlar bana. Benim yıllar önce deli ve azgın dönemimde çok kadını gözleme fırsatım oldu. Eve sabahları giriyordum. O gözlemleri yazılarımda kullanıyorum. Oysa artık umre vaktim geldi.”

“Soyumuzdan Mozart mı çıktı baba? Bırak soyumuz kurusun!”
“Ben ikinci boşanmadan sonra evlenmedim. Ailede tek erkek yeğenim var, o da evlenmiyor. Kızım da. Babam bunların evlenmemesini benden biliyordu. Evliliğe karşı yazılar yazıyor, çocukları bu zehirliyor diye düşünüyordu. Vefat etmeden önce “Oğlum bu çocuklar evlenmiyorlar. Soyumuz kuruyacak” dedi. Benden şu cevabı aldı: “Bizim soyumuzdan Mozart mı çıktı, Rembrandt mı çıktı baba? Varsın soyumuz kurusun!”

“Dumanaltı Aşklar” 19 Ocak’ta Kozyatağı Kültür Merkezi Gazanfer Özcan Sahnesi’nde, 21 ve 29 Ocak’ta Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde,
22 Ocak’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde izlenebilir. Biletler gişede 20 ve 30 TL. Biletix’te 24 ve 34 TL.