Pazar "Frida" cinsel cazibeyi yeniden tanımladı

"Frida" cinsel cazibeyi yeniden tanımladı

01.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Amerikada büyük beğeni toplayan "Frida"nın başrol oyuncusu ve yapımcısı Salma Hayek "Bu film kadınlara cinsel cazibenin boyanıp süslenmek, diyet yapmak olmadığını öğretecek" diyor

Frida cinsel cazibeyi yeniden tanımladı

Meksikalı ressam Frida Kahlonun hayatını anlatan bir film yapmak söz konusu olduğunda ise filmin hem başrol oyuncusu hem de yapımcısı olan Salma Hayek ile yönetmen Julie Taymoru tam aksi yönde bir güçlük beklemekteydi. Saplantılı halde otoportreler yapan Kahlonun hayatı için pek çok şey söylenebilirdi belki ama "sıkıcı" bunlardan biri olmazdı kesinlikle. Güçlük; filmin sıkıcı olmasında değil, Fridanın dramatik hayatının hakkının verilerek anlatılabilmesindeydi."Frida" adını taşıyan film 50li yılların başında, Meksikada ilk kişisel sergisine hazırlanan mutsuz, hasta Frida ile açılıyor. Sonra geçmişe, Fridanın mutlu gençliğine dönüyoruz. O öğleden sonra bir otobüs kazası sonucunda omurgası zedeleniyor, iç organları parçalanıyor 19 yaşındaki Fridanın. Ve onyıllar sürecek acıları başlıyor. Ressamlarla ilgili filmlerin iyi bir sicili olduğu söylenemez. Ed Harris 2000 yılında Jackson Pollackın hayatını filme taşıdığında eleştirmenler "Yaptığı en heyecan verici şey stüdyoya kapanıp resim yapmak olan birini beyazperdeye taşımanın çok güç" olduğunu söylemişlerdi. "Cinsel cazibe, boyanıp süslenmekten ibaret değil" Filmde Frida rolündeki Salma Hayekin kadınsı cilvelerle erkekleri baştan çıkardığı, özellikle de Leon Troçkiyi canlandıran Geoffrey Rush ve Diego Riverayı oynayan Alfred Morina ile birlikte olduğu sahneler cinsel cazibe kavramını adeta yeniden tanımlıyor.Hayek "Frida inanılmaz seksi bir kadındı. İstediği her erkeği baştan çıkarabilirdi. Son yıllarda kadınlar cinsel cazibeyi boyanıp süslenmek ve diyet yapmaktan ibaret sanıyorlar. Oysa Fridanın seksapeli bunların çok ötesindeydi. Bu film onlara bunu öğretecek" diyor. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen tutkulu bir kadın Frida Kahlo. Ressam eşi Diego Rivera ile evliyken bir yandan onu kaybetmekten korkarak, bir yandan da heyecandan içi titreyerek Troçkinin de aralarında bulunduğu pek çok kişiyle tutkulu aşklar yaşadığı biliniyor. Picasso: "Biz onun gibi insan yüzleri çizemiyoruz" Hayekin Frida Kahlonun hayatının beyazperdeye aktarmak konusundaki ısrarının bir nedeni Pablo Picassoya bile "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dedirtecek yeteneğiyse, bir diğer nedeni de Fridanın artık efsaneleşmiş cinsel cazibesi. Meksikalı olan Hayek ülkesinin bilinmeyen bir yönünü herkese göstermek istediğinin de altını çiziyor: "Frida ve duvar ressamı olan kocası Diego yaşadıkları dönemin çok ilerisinde insanlardı. Zaten o dönemde sisteme karşı çıktıkları için ülkelerinden kovulan pek çok aydın Meksikaya geliyordu." "Frida" projesinin hayata geçirilmesinde en önemli pay Salma Hayekin. 90lı yıllardan beri bu filmin hayalini kurduğunu söylüyor Hayek. "Aslında kimse bu filmi yapmaya yanaşmadı" diyor Hayek. "Yıllar önce Kahloyu oynamak için düzenlenen bir elemeye katılmıştım. Yapımcılar beni bu rol için çok genç bulmuşlardı. Düşünün, ben bu rolü canlandırmak için şimdi yeterince yaşlıyım. Ama onlar hâlâ bu projeyi gerçekleştiremediler." Salma Hayekin özel hayatı "çok özel" Salma Hayekin sinema kariyerinin dönüm noktası İspanyolca bir talk showda Robert Rodriguez tarafından keşfedilmesi. "O sıralar Desperadoyu yazıyordum" diye anlatıyor Rodriguez. "Yeni birini keşfetmek zorunda olduğumu biliyordum. Ve o sıralar Latin aktris bulmak şimdiki gibi kolay değildi. Salmanın keskin zekasını hemen fark ettim ve onunla çalışmak istediğime karar verdim." Bu sayede "Desperado" ile Hollywooda adım atan Hayek, 1997 yılında Revlonun reklam kampanyasında görev aldı, ardından da Tarantinonun "Günbatımından Şafağa"ında bir yılanla dans ederek dikkat çekti. Hayek daha sonra "Ahmaklar Acele Eder", "54", "Fakülte" ve "Vahşi Vahşi Batı" gibi filmlerde önemli roller üstlendi.Ünlü oyuncu Edward Norton ile birlikte olan Hayek özel hayatı hakkında konuşmamasıyla, yorum yapmamasıyla tanınıyor. Hayekin şu sıralar gündeminde "Once Upon a Time in Mexico" var. Bu arada "The Maldonado Miracle" adlı şov programında ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştiriyor. Madonnanın koleksiyonunda Frida Kahlo imzalı 50 tablo yer alıyor Geçirdiği trafik kazasının ardından yatağa bağlanan Kahlonun canının sıkılmasını önlemek için annesi, yatağının üzerine bir ayna yerleştirdi. Aynada sürekli kendi aksini görmek onda resim yapma hissi uyandırdı. Ve kendi portrelerini çizmeye başladı. Hayatının erkeği Diego Rivera ile komünist Meksika sanat çevreleriyle görüşmeye başladıktan sonra tanıştı. Patlak gözlü, çürük dişli, çirkin, şişman, uzun Diego için her sevgili bir model, her model bir sevgiliydi. Evlendikten sonra da Diego zamparalıklarına devam etti. Ve Frida da bu konuda ondan aşağı kalmadı.47nci doğum gününü kutladıktan kısa bir süre sonra, 13 Temmuz 1954te ölen Kahlonun yaptığı son tablo kıpkırmızı karpuzları resmettiği bir natürmorttu. Tablonun adı ise "Yaşasın Yaşam". Ölümünden kısa bir süre önce de günlüğüne "Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım" diye yazmıştı Kahlo.Ressamın 70 tablosundan 50si bugün, büyük bir Kahlo fanatiği olan Madonnanın koleksiyonunda bulunuyor.Kahlo ölümünden sonra da sanatçılara ilham vermeye devam etti. Ünlü Fransız modacı Jean-Paul Gaultier 1998deki defilesinde Kahlo stilini sergilemişti. Bu defile dünya basınında büyük yankı uyandırdı. Geçtiğimiz günlerde Türkiyede de Frida Kahlo hakkında bir kitap yayımlandı. Raunda Jamisin yazdığı "Frida Kahlo: Aşk ve Acı" Everest Yayınlarının "Unutulmayan Kadınlar" serisinden çıktı. Otoportreleri, asi bakışları, aşkları, fikirleri, giyim tarzı ve çektiği acılarla film gibi bir yaşam süren Meksikalı ressam Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon 1907de doğdu.