Pazar “Fularlarımın bazıları sanat eseri”

“Fularlarımın bazıları sanat eseri”

21.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Emre Kongar’ın “Yorum Farkı” programında sadece söyledikleri değil, giydikleri de dikkat çekici. Kongar yelek giyip fular takmayı ihmal etmiyor.

“Fularlarımın bazıları sanat eseri”

Altı yıldır devam ediyor Emre Kongar ile Mehmet Barlas’ın “Yorum Farkı”... Program hem bir türlü mutabakat sağlayamamaları ile konuşuluyor hem de Kongar’ın giydikleriyle. Her gün başka bir ceket, bambaşka bir fularla çıkıyor ekrana Kongar. Artık sayılamayacak kadar çok sayıda olduğu için evde gardırop sorunu yaratan fularları başta olmak üzere, tarzıyla ilgili her şeyi sorduk.


NTV’deki “Yorum Farkı”nda giydikleriniz çok konuşuluyor. Dikkat çekmek için mi giyiniyorsunuz?
Tam değil. Giyim kuşamla ve görsel ögelerle gündeme gelmek çok hoşuma gitmiyor. Ama ne yapalım, televizyon böyle bir şey. İnsan popüler kültürün bir parçası olunca, kendi imajının denetimi de elinden kaçıyor. Ben de içerikte doğru olduğumu düşündüğüm bir faaliyette, görsellikten kaybetmemek için dikkat ediyorum giydiklerime.

Program altı yıldır devam ediyor, altı yıldır bu kadar renkli mi giyiniyorsunuz?
Sayılır. Program başladıktan kısa süre sonra, eşime bir banka şubesinde “Emre bey hep aynı renkleri giyiyor, biraz değiştirse ya” demişler. Oysa ben her programa başka bir ceket ve fularla çıkıyordum. Ama ceketlerin hepsi siyah ve lacivert, fularlar da kırmızının tonlarıydı. Onun üzerine eşimin ve kızlarımın da etkisiyle farklı renkler giymeye başladım.

Neden kravat değil de fular?
1973 yılından beri fular takıyorum. Geriye dönüp de kendimi çözümleyince, galiba askerlik sonrası bir özgürleşme, bir farklılaşma çabasıymış benimki diye düşünüyorum.

Fuları fular gibi değil kravat gibi takıyorsunuz. Nasıl keşfettiniz bunu?
Özel bir çaba sarf etmedim. Benim hayatımda verdiğim hiçbir karar, dramatik hesaplaşmaların sonunda alınmış değildir. Hep kendiliğinden olmuştur. Fular takmak da, sakal bırakmak da...

Ama sakal size 12 Eylül döneminde dramatik bir hesaplaşma getirdi.
Maalesef. Hatta trajik benim açımdan. Çünkü ben bütün hayatını akademik çalışmaya adamış bir insandım ama 12 Eylül döneminde askeri yönetim ve YÖK sakalımı kestirmek istedi. Ben de “Sakalım devletin değil, eşimin egemenlik alanıdır” dedim ve istifa ettim. 14 yıl üniversitenin dışında kaldım.

Derslere nasıl bir kostümle girersiniz?
Hep resmi giderim,
o vazgeçilmez bir özelliğimdir. Takım elbise, beyaz gömlek ve fular... Bir sömestr sonunda sınava günlük kıyafetimle gittim. Yani blucin,
dik yaka beyaz tişört, üstümde pantolonun rengiyle uyumlu, önü açık bir blucin gömlek, ayağımda da spor ayakkabılar. “Bir oylama yapacağım” dedim, “Hangi kıyafetimle gelmemi istersiniz?” Yüzde 90’ı resmi
kıyafeti seçti.


“Programın reytingi düşerse ekrana sakalımı kesip çıkarım”
-Giyeceklerimi o günkü havama göre seçiyorum. Aynı ceketi, aynı yeleği iki gün üst üste giymem. Gömlekte hiç zorlanmıyorum
daima yakaları düğmeli, beyaz Oxford tercih ediyorum.
-Her sabah evden o gece programda giyeceğim kıyafetle çıkıyorum. Çünkü İstanbul’da eve dönüp elbise değiştirmek olanaksız.
-En sevdiğim renk kırmızı ve tonları. İkinci renk tercihim de mavi, lacivert gibi tonlar.

“Takım elbiselerimin hepsi ısmarlama”

-Asla blucin üzerine normal kumaş ceket giymem. Ceketle pantolonun renkleri uyumlu, tonları kontrasta yakın olmalı. Cekette bele oturan, dar, düdük gibi modelleri hiç sevmem ve asla giymem. Ceket dediğin hafif vatkalı, kalçayı saran bir tarzda olmalı.
-Giydiklerimin, taktıklarımın çoğu kızlarımın, eşimin ve arkadaşlarımın armağanı. Örneğin, Bangkok’a gittiğimizde, eşim bana Tayland ipeğinden 13 tane fular ve
yelek diktirdi.
-Hazır takım elbise alamıyorum. Omuzlarıma göre belim ince, kalçalarım dar. Ankara’da Selahattin adlı bir terzim var,
ona diktiriyorum.
“Gardırobuma sığmıyorum”
-Marka bağımlılığım yoktur. Yabancılar arasında daha çok galiba Oscar de la Renta ve Polo Ralph Lauren; birkaç tane de Brooks Brothers, Ermenegildo Zegna...
-Fularlarımın bir bölümü, özellikle kızlarımın getirdikleri birer sanat yapıtı. Bazıları ceketlerimden bile pahalıymış.
-Evde gardırop meselesinde önemli bir sorun yaşıyoruz. Eşim yavaş yavaş bana terk etti yerlerini.
-Sakalımın biçimini değiştirmekten hoşlanmıyorum. Bir gün programın reytingi düşerse, sakalımı kesip çıkarım. Magazine konu oluruz.