Pazar "Hadi gençler direnin"

"Hadi gençler direnin"

26.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fransa'da öğrenciler ve işçiler 26 yaşın altındakilerin gerekçesiz işten çıkarılmasına olanak veren yasayı protesto ediyor

Hadi gençler direnin

Fakat bir kere de "Sen bu işi yapamıyorsun kızım" şeklinde kovulmuşluğum var. Hakikaten şaşırmıştım. Yaptığımız iş, yazı falan; kimi beğenir, kimi beğenmez, "Nesini beğenmiyorsun kardeşim?" de denmez. "Eyvallah" dedim tabii, ne denir ki?Türkiye'de böyle bir durumda yapacağınız fazla bir şey yok. Adam ya da kadın sizi sevmedi, hoşlanmadı ya da sizinle direkt bir derdi yok ama bir arkadaşı, arkadaşının bir arkadaşı var, sizin işinizi ona vermek istiyor... Sizi kovar. Siz de gidersiniz. Bu kadar. Ben bir kere işten kovuldum. Defalarca işsiz kaldım esasında ama her seferinde çalıştığım dergi, gazete vesaire kapandığı için işten çıkarılmıştım. Onları kovulmaktan saymıyoruz tabii. Fransa'da takip ediyorsunuzdur belki, öğrenciler ve işçiler el ele ayaklandı. Mevzu hükümetin yeni istihdam yasası. Yeni yasa 26 yaşın altındakilerin kalıcı olarak işe alınmadan önce iki yıl boyunca denenmesini öngörüyor. Yasa bu iki yıl içinde gençler gerekçesiz olarak işten çıkarılabilecekler manasına geliyor.Türkiye'de yeter ki bir işe kabul edilsin yeni mezun üniversite öğrencisi, iki yıl para almadan çalışmaya bile razı olur oysa. Fransa'da ise "Hadi gençler direnin" diye sokaklara döküldü öğrenciler. İşçi sendikaları da destek verince olay büyüdü. Elinde "Daha az polis, daha çok şefkat" gibi 68'lilere yaraşan nahif sloganlar taşıyan gençler yürüdü. Bir slogan da Nike'nin "Just do it"inden esinle, "Just don't do it", yani "Yapma!" gibi bir şey...Tabii bu kadarla kalmadı. Protestocular polise taş atıyor, polis göz yaşartıcı bombayla cevap veriyor, arabalar yakılıyor, mağaza ve işyerlerinin camları kırılıyor... Protestoyu izleyen muhabirler göreve giderken kask ve gaz maskesi takıyorlar, o derece yani, savaş hali!Şimdi bu görüntüleri görenler "Avrupalılar da Türk polisine laf ediyordu. Bakın Fransız polisine, neler ediyor öğrencilere" diyorlar. "Az polis, çok şefkat" Tam da bu esnada İngiliz Financial Times gazetesi Fransa'nın insan hakları konusunda Türkiye'ye karşı daha sert bir tutum izlenmesi için Avrupa Birliği'ne baskı yaptığını yazdı. Fransız polisinin protestoculara yaptıklarına bakınca, insan hakları konusunda Fransa'nın Türkiye'ye baskı yapması "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diye yorumlanıyor.İşin doğrusu, evet, Fransız polisi, kötü bir sınav veriyor protestolar karşısında. Ama Fransız polisi yapıyor diye Türk polisinin de kötü muamele etmesini normalleştirmek acayip. "Kötü örnek emsal olmaz!" Fransa'daki olaylarda Türkiye'ye emsal olabilecek bir şey varsa, o da herhalde çalışanların sosyal hakları ve bu sosyal haklardan bir gıdım bile geriye düşmeyi kabullenmeyen Fransızların protesto için nasıl da sokaklara dökülebildikleri olmalı...* * *Avrupa ekonomisi kötüye gidiyor. Sosyal güvenlik yasaları, düşük çalışma saatleri ve yüksek ücretler yüzünden sermaye artık Avrupa'da yeterince kâr edemediği için işgücü daha ucuz olan ülkelere kaçmakla tehdit ediyor hükümetleri.Yeni istihdam yasasını protesto eden gençler de hükümet tarafından gelecekte gerekçesiz kovulma şartını kabul etseler bile iş bulamayacak olmakla tehdit ediliyorlar. Hükümet yasayı iptale yanaşmıyor, en azından bu yazının yazıldığı an'a kadar yanaşmadı. Aman sermaye kaçmasın, aman sermaye kârdan zarar etmesin... Diye.Sermayeye bakarsanız, sermaye daha fazla kâr etmek için kölelik düzeni geri gelsin bile ister.Direnmesin mi gençler? "Kötü örnek emsal olmaz" Galatasaray mali sıkıntı içine girince futbolcular paralarını alamaz oldular. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin de "futbolcu sendikası" önerdi. Öneri bakandan gelince Profesyonel Futbolcular Derneği sendika için çalışmalara başladı. Dernek başkanı Turgay Şeren kalıcı bir sendika kurmak istediklerini söylüyor: "Bu konuda Süper Lig'de oynayan futbolculardan destek göremiyoruz. Süper Lig'de oynayan oyuncular, maddi olarak iyi kazanıyorlar. Dolayısıyla 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' diyorlar." Şaşırtıcı mı? Hiç değil.Parasını alsın ya da alamasın Süper Lig takımlarında oynayanlar "sermaye" ile aralarını bozmak, "sermaye"den kırmızı kart görmek isterler mi? İstemezler.Süper Lig takımlarına transfer olma ümidi taşıyanlar da "sermaye" tarafından "oyuna alınmayacakları" için sendikalı olmak istemezler.Turgay Şeren "Belki ben göremeyebilirim ama bu sendika kurulacak" demiş. Üç büyük takım da mali sıkıntıya düşerse, üç büyük takımın futbolcuları da paralarını alamaz hale gelirlerse... Ancak o zaman yedek kulübesindeki sendika sahaya çıkar... Belki! Sendika sahaya çıkar mı? Fransa'da liseliler de kendi gelecekleri ve kariyerleri için protesto gösterilerine destek veriyor; Türkiye'de liseliler elde bıçak, Polat Alemdar'cılık oynuyor, birbirini deşiyor.Hiç mi ümitleri yok gelecekten? Ya da tek ümitleri etrafa korku saçan kabadayılar olmak mı? Türkiye'de liseli gençlerin gelecekten hiç mi ümidi yok? Biz burada Avrupa Birliği'ne girme vesilesiyle Avrupalılar gibi sosyal güvenlik hakları elde etmeyi bekliyoruz, Avrupa'da hükümetler var olan haklardan geri adım atmanın yollarını zorluyor. Gerçi sosyal hak falan beni kesmez. Ben prensip olarak hiç kimsenin çalışmamasından ve bol para kazanmasından yanayım. Mevzu çalışmak olunca dünyanın en sosyal devletinde bile yaşasam, ben daima depresyondayım. manik depresif köşe