Pazar Her şeyiyle Bodrum...

Her şeyiyle Bodrum...

06.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Güngör Uras’ın “Bilinmeyen Bodrum” kitabı çıktı. Bodrum’u ne kadar biliyor olsanız da bir de Uras’ın kaleminden okuyun, görün, tadın…

Her şeyiyle Bodrum...

Bu kitap bir Bodrum güzellemesidir” diye başlıyor Güngör hocamız “Bilinmeyen Bodrum” isimli kitabına. Girişinde “Bodrum’u henüz görmeyenlere, Bodrum yazlıkçılarına, Bodrum’u mesken edinenlere Bodrum’un farklı, pek bilinmeyen yanlarını, yaşamını yazmak istedim” diyor. Ve tam da öyle yapıyor.

Haberin Devamı

İlk kez 1971’de gitti, artık yaz-kış uğruyor

Kitabın başlarında bir alıntı var: “Yaşam olağanüstü bir şey. Yaşama yanıt verebildiğimiz ölçüde mutlu oluruz.” Bu sözler Cahit Kayra’dan. Niçin bu alıntıyı aldık? Güngör Uras’ı gazete yazılarından, televizyondan, kitaplarından, ekonomik gelişmeleri Ayşe Teyze üzerinden anlatmasından ya da -benim gibi şanslı olanlar için- üniversitedeki derslerinden tanıyorsunuz zaten. Ama ben kendisiyle yemeğe çıkan, birkaç kadeh içen, iş ve hayat konuşabilen biri olarak size hocanın hayata çok güzel yanıt verdiğini söyleyebilirim. Onunla gezmek harikadır. Her yerin en iyisini bilir, ikram eder, yaşar, yaşatır. Sadece yemesiyle, içmesiyle değil, gidilen her yerde çok güzel karşılanır, iyi ilişkiler kurar, sohbet eder, bu arada sizi de anılarıyla mest eder.

Haberin Devamı

Ve şimdi de ilk kez 1971 yılında gördüğü, 2006’dan beri yaz-kış ara ara yazlığına uğradığı Bodrum’u anlattığını düşünün... Uras’ın Bodrum Gündoğan’da, bir sitede dairesi var; yaz-kış gidiyor. Sabahları Balıkçılar Kahvesi’nde çayını içip gazetesini okuyor. Balıkçılarla, kahveye gelenlerle sohbet ediyor. Esnafla, pazarcıyla dost. Akşam balıkçı lokantalarında arkadaşlarıyla buluşuyor. Dostları zorlarsa Bülent Ortaçgil’in şarkı söylediği bir bahçeye gidiyor. Onun Bodrum’unu okumak lazım, Bodrum’u gerçekten yaşamak için.

“Mandalina ve sünger kalmadı”

Kitabı kısaca anlatalım. Uras önce “hap gibi Bodrum tarihçesi” veriyor. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’le başlayarak Bodrum’un kahramanlarıyla devam ediyor. Aralarında sandaletçi Ali Güven de var, Bodrum’lu Victor da... Sonra Bodrum’un simgelerine geçiyor. “Kalmadı pek” deyip mandalina ve süngerle başlıyor, yel değirmenleri, tapınaklar, mezarlar, kiliseler, tarihi kalıntılardan Bodrum Kalesi’ndeki Su Altı Müzesi’ne kadar tüm Bodrum’u anlatıyor. Milas’ı, Herakleia’sı, Didim’iyle...

Salaşından lüksüne Bodrum lokantaları

Yıllardır Milliyet Cumartesi ekimizde Ali Rıza Kardüz mahlasıyla restoranları yazan Güngör Uras, Bodrum lokantalarına da geniş yer veriyor kitabında elbette. Sadece yemeği, içeceği, manzarasıyla değil; insanlarıyla... O, mekanların insan hikayeleriyle güzelleştiğine inanıyor çünkü. Bu yerlerin arasında en lüks İtalyan’ı da, en salaş köftecisi, balıkçısı da, çaycısı, kahvesi de var. Ayrıca “isimleri ve hikayeleri yadigar kalan” ama kendileri yok olan o güzel yerleri de unutmuyor.

Haberin Devamı

Biz de yazımızı aynı hocamızın kitabında yaptığı gibi Halikarnas Balıkçısı’nın dizeleriyle bitirelim:

Yokuş başına geldiğinde

Bodrum’u göreceksin.

Sanma ki, sen

geldiğin gibi gideceksin.

Senden öncekiler de

böyleydiler.

Akıllarını hep Bodrum’dabırakıp gittiler.

Bodrum nasıl değişiyor?

Kitabın başında Güngör Uras “Halkımız uyanmış. Bodrum’un güzelliklerinden yararlanmak istiyor. Bodrum’a gelmeyi yasaklayacak mısınız? Bodrum’da ev yapmayı, otel yapmayı sınırlayacak mısınız? Hayır yapılabilecek şey doğru dürüst plan yapıp ciddi bir kontrol ile çirkin yapılaşmayı önlemektir ki Bodrum’un tadı kaçmasın” diyor. Sonrasında ise kitapta önemli bir bölüm var; Uras’ın Bodrum’un değişimini anlattığı sayfalar, Türkiye’nin duayen ekonomistlerinden, yaklaşık 50 yıllık gazeteci, eğitimci, yazar ve Bodrum’u 45 yıldır tanıyan biri olarak değerli:

Haberin Devamı

-Bodrum’un Bodrumluluğu, havası, denizi, çevresi ve insanları ile Bodrum’a özgü binaları, sokakları, sanatçıları, dükkanları, lokantaları, barları ile farkıdır. Bu farklılık yok olursa, Bodrum yok olur. Sıradan bir tatil yöresine dönüşür.

-“Bodrum’a öyle bir marina yapılacak ki Nice’teki marinanın benzeri olacak. Bodrum’daki plajlar St. Tropez plajları gibi olacak...” Bırakalım bu gibi yapmak sevdasını. Bırakalım Bodrum, Bodrum gibi kalsın.

-Eskiden Bodrum’a İstanbullular para harcamaya gelirdi. Şimdilerde İstanbullu para kazanmak için Bodrum’a gelmeye başladı. Balıklar donmuş olarak İstanbul’dan geliyor. Et paketlenmiş olarak Bodrum’dan geliyor. Süt kutulanmış olarak İstanbul’dan geliyor.

-Oteller yerli ve uluslararası sermayenin, lokantalar İstanbulluların, yabancı sermayenin... Pansiyonlar bile Bodrumluların elinden çıktı.

Haberin Devamı

-Yöresel sanatçılar, yöresel esnaf, yöresel dükkanlar, yöresel lokantalar Bodrum’a akın eden sermaye gücünün karşısında yok oldu.