07.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
BÜNYAMİN AYGÜN - ŞİMDİKİ ZAMANIN HİKAYESİ - baygun@milliyet.com.tr
Geçtiğimiz hafta 67. yaşına giren Milliyet, yarım asırdan fazla bir süredir haberden daha fazlasını veren, basında güveni temsil eden yegane gazete olarak anıldı. Milliyet Arşivi’nden aldığımız bu fotoğraf 1969 yılında, Zap Suyu üzerine kurulacak köprü için üniversiteli gençlerin Milliyet gazetesi sattığının haberini veriyor. Şehrin muhtelif yerlerinde gün boyunca gazete satan gençler, Milliyet’in satışından 210 lira elde etmiş.
Topkapı’nın atlı zabitleri
İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca görevlendirilen dört atlı jandarma, Topkapı Sarayı’nın gölgesinde geçmişi canlandırmak istercesine tam üç yıldır sarayda koruma görevlisi olarak çalışıyor. Topkapı Sarayı’nda emniyet ve asayiş hizmetlerinde kullanılmak maksadıyla görevlendirilen bu atlı jandarmalar, sarayı ziyarete gelen yerli yabancı turistlerin de ilgi odağı oldu.
Suriye’nin yorgun bebekleri
Yorgunluğa yenik düşmüş bedeni bulduğu bir köşeye bırakmış kendini... Bu minik, IŞİD’in katliamlarından kaçıp zorlu bir yolculuğa göğüs gererek Şanlıurfa, Suruç’taki mülteci kampına gelmeyi başaran binlerce Suriyeliden sadece biri. Yüzünde yiyecek avına çıkmış sinekler... O ise sineklere aldırmadan, bastıran sıcağa rağmen derin uykusunda.
Yurtta bahar temizliği
Baharın gelişiyle evlerde temizlik de başladı. Güneşin kendini iyiden iyiye göstermesinin ardından yorganlardaki yünler sokaklara döküldü. Bağcılar’da çekilen fotoğrafta, mutluluk içinde yün çırpan kadın görülüyor.
Tarihin sesine kulak ver
Geçmişin fısıltılarına kulak verin; bir devenin ayak sesleri ardından yankılanan tarihin sesine... Kuzey Mezopotamya’nın kadim yurdu, dünyanın ilk bilim merkezlerinden, dört bin yıllık geçmişe sahip Harran. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen tarihi kentin simgelerinden biri de fotoğrafta görüldüğü gibi develer.
Hintlerin su sevdası
lNamaste! Hindistan’da su halkın arınma kaynağı olmasının yanında dini ritüellerini yaşadıkları bir araçtır da. Nehir kenarlarında rengarenk kıyafetli insanlarla karşılaşmanız mümkün. Fotoğrafta da sıcaktan bunalan Hintlerin su kenarında serinlemesini görüyoruz.
Sisler arasında bir gerdanlık
İçinden deniz geçen tek şehir İstanbul. O yüzden dünyanın gözü hep burada. Napolyon’un “Dünya bir devlet olsaydı, taht şehrinin İstanbul olması gerekirdi” sözü de bu hayranlığın bir tezahürü... İki yakayı birbirine bağlayan Boğaz’ın üçüncü gerdanlığı Yavuz Sultan Selim Köprüsü, denizi beyaz örtü gibi kaplayan sis bulutlarının arasından çıkıyor karşımıza.
Mor mücevher: Erguvan
İstanbul’un iki yakasını her yıl bu aylarda bir mücevher gibi süsler, kendine has mor rengiyle erguvanlar. Yüzyıllardır bu büyülü şehrin denize bakan her bir köşesinin simgesi onlar. Şimdi hepten çiçek açıp Boğaz’ın güzelliğine güzellik kattılar. Fotoğraf, baharın geldiğini erguvanlarla anlatırken yaza ve İstanbul’un baştan çıkaran güzelliğine inceden bir serzeniş sanki.