Pazar Hıncal Uluç'un rehberliğinde dünya turu

Hıncal Uluç'un rehberliğinde dünya turu

14.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hıncal Uluç gazetede yayımlanan yazılarının derlemesinden oluşan son kitabı "Hıncal'ın Gördükleri"nde ziyaret ettiği ülkeleri, bu ülkelerin tarihini, hikayelerini, kızlarını, doğal güzelliklerini ve halkını anlatıyor

Hıncal Uluçun rehberliğinde dünya turu

axpaz011.jpg aslicak@milliyet.com.tr Uluç her seyahate ufak bir çantayla çıkıyor. Anlattığına göre gittiği yerlerde kültürel etkinliklere katılmayı, turistik yerler dışındaki, gerçekten o bölgenin yerlisinin yaşadığı, yemek yediği yerleri bulmayı seviyor. Mızmız bir yolcu değil. Temiz, düzgün bir kahvaltısı olan, gezeceği yerlere yakın bir otel ona yetiyor. Alışveriş yapma hevesi yüzünden gittikleri yerlerin zevkini çıkaramayan, tarihini, görülmeye değer yerlerini öğrenemeyen insanlara da sinir oluyor. Mısır piramitlerinin sırrı, Avrupa'dan Amerika'ya yürümenin yolu, Rio'nun can sıkıcı günleri... Hepsi Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç'un 1992-1996 yıllarını kapsayan ve gazetede çıkmış olan gezi yazılarına yer verdiği kitabı "Hıncal'ın Gördükleri - Dünyadan 1"de. Uluç bu kitabın, içindeki yerlere gidecek olanlara iyi bir rehber olacağını düşünüyor. Ve arka kapakta da yazdığı gibi bir yandan da "Böyle yazılar aslında gidemeyenler için yazılır. Gitmelerine imkan olmayan yerleri de bilsinler diye" diyor. 19 yaşındaydım ilk yurtdışına çıktığımda. Bulgaristan'a gittim. Devletin verdiği 30 dolarla orada üç gün kalmak zorundaydım. İlk yurtdışı seyahatine kaç yaşında çıktınız? Güney Amerika'yı, Orta Amerika'yı, Kuzey Amerika'yı gördüm. Avrupa'nın hemen hemen her tarafını gördüm. Afrika'da Mısır'ı gördüm. Asya'da Kore'yi, Japonya'yı... Avustralya'yı gördüm. Beş kıtaya ayak bastım. Şimdiye kadar nereleri gördünüz? Bir tek hevesim kaldı, Çin'i görmek istiyorum. Çin'i de 2008'deki olimpiyatlara saklıyorum. Bir taşla iki kuş vururum diye düşünüyorum. Görmediğiniz ama içinizde kalan bir yer var mı? "Bavul hazırlarken hâla Amerikalı eski karımın 76'da yaptığı listeye bakıyorum" Bu konuda Amerikalı eski eşime çok şey borçluyum. İlk seyahatimizde bana bir liste yaptı, 1976'dan beri o liste her seyahatte çıkar ve ben o yüzden hiçbir şeyi unutmam. Zaten gezilerde bir el çantası ile çıkarım. Uçaktan inişlerde beklemelerden, kaybolmalardan da kurtulurum. Bu işin bir de hazırlığı var. Özellikle de bavul kısmı... Bir yedek pantolon, bir gömlek, bir-iki tişört. İç çamaşırı. Çok bir şey gerekirse gittiğim yerden alabilirim. Çantanın yarısı da boş oluyor zaten. Ne var içinde? Hayır, kağıt-kalem kullanmam ben. Hıncal Uluç'u hiçbir seyahatte not tutarken göremezsin. Zaten yazım çok kötüdür, kendim bile okuyamam. Mesleğe girdiğimden beri de not tutmam. Teybi de şunun için kullanmıyorum: İnsanların önüne teyp koyduğunuz zaman demeç vermeye başlıyorlar, sohbet bitiyor. Ben sohbetleri, yaşananları yazıyorum. Aklımda kalmıyorsa zaten yazılmaya da değer değil demek ki diye düşünüyorum. Yazılmaya değer şeyleri de asla unutmuyorum zaten. Ben okulda da not tutmazdım, hocayı dinlerdim ve biterdi. Kağıt-kalem belki de... Ben bir sokak çocuğuyum. İstanbul'da da boş vakitlerimin çoğunun burada, Ertekin'in Yeri'nde (Cafe des Theatres) geçmesinin nedeni, burasının bir bulvar kahvesi olması. Gittiğim her yerde böyle bulvar kafeleri bulurum ve otururum, geleni geçeni seyrederim. Kahveni içerken insanlar önünden geçiyorsa, sen de onları değerlendirme fırsatını bol bol buluyorsun. Gezi yazılarınızı okuduğumuzda orada yaşayanların nasıl davrandıklarını, gezilecek yerleri, tarihi, bir de kızlarının ne kadar güzel ya da çirkin olduğunu öğreniyoruz. Yurtdışında güzeller de ilgi alanınıza giriyor. Uzun süreli kaldığım ilk ülke Almanya'ydı. Üçüncü günün sonunda şöyle dedim: "Bir ülkenin bütün kızları güzel olabilir mi?" Ama sonra anladım. İlk bakış çok önemli güzel ya da çirkin demek için. Avrupa kadını neresi güzelse ilk bakışta onu göze sokacak, onu öne çıkaracak bir makyajı, bir giyim stilini becerebiliyor. Gözü mü güzel, poposu mu güzel, saçı mı güzel; ilk onu görüyorsun. Gerisini de o popoya, saça göre sen hayalinle tamamlıyorsun. Bizim kızlarımız aslında hiç abartmadan söylüyorum, dünyanın en güzel kızları ama göstermeyi bilmiyor. Ya da baskılar var, gösteremiyor. Bizimkilerle onlar arasındaki farklar neler? Yazılardan anlaşılan, buradaki kadınları daha çok beğeniyorsunuz. Uçağın tekerlekleri havaalanına değdiği zaman kendimi papa gibi hissediyorum. İnip toprağı öpmek istiyorum. Buranın insanı hiçbir yerde yok. Biraz Sidney'de gördüm, Avustralya'da. Candan, koşan insanlar, yardım eden insanlar... Sadece kadınlarımızı değil, Türkiye'yi de daha çok beğeniyorsunuz. Çoğu yazıda "Ah benim memleketim" hali var. Hangi açıdan bakarsan bak; insan, doğa, tarih... Dünyada böyle bir yer yok. Meryem Ana'nın mezarı burada. Dünyanın ilk Hıristiyan kilisesi burada. Noel Baba'nın kemikleri burada. Hıristiyan haccı üzerine bir şey yapmıyoruz. Uygarlıklar, Hititler burada. Sadece Kapadokya, sadece Antalya, sadece Efes, sadece Mardin'deki kiliseler Türkiye'yi doyurur. Ama bizde Turizm Bakanlığı birinin ağzı kapansın diye ek olarak veriliyor. "Şu bakanlığı, üzerine de Turizm Bakanlığı'nı verelim" diyorlar. Hep yurtdışından bahsettik. Tabii kitap münasebetiyle ama... Türkiye için de diyecekleriniz vardır. "Yurtdışına giden Türk kadınları alışveriş, erkekleri kadın peşinde oluyor" Türklerin çoğu Türkiye'de her şeyin olduğunun farkında değil. Alışveriş alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Mağaza mağaza dolaşıyorlar. Erkeklerimiz ise evli olsunlar, olmasınlar mutlak surette kadın peşinde oluyorlar. Türkiye'de olsa dönüp bakmayacakları kadınlara dışarıda para ödüyorlar. Uçaktan indiklerinden uçağa binene kadar akıllarında bu oluyor. Herhalde yurtdışında olduğu için sayılmaz diye düşünüyorlar. Dışarı çıktıkları zaman özgür hissediyorlar ya da... n Kitaptan anladığım kadarıyla sizi özellikle bu alışveriş tutkusu sinir ediyor.Evet. Mısır'a gittik. Adamlar bütün paranın turizmden geldiğini bildikleri için çok bilgili, dil bilen mihmandarlar koymuşlar. Adam her şeyi anlatıyor, tüm sorularınızı yanıtlıyor. Koca uygarlığı anlatıyor. Bizimkiler kenarda, bitse de gitsek, alışveriş yapsak diye bekliyorlar. Mısır'da alınacak ne var Allah aşkına! Tek soru soran benim. Ben soru sorup uzatıyorum diye de kızıyorlar. Bana nefretle bakan gözleri hissediyordum. Yurtdışına çıkan Türklerin seyahat alışkanlıkları nasıl? "Özal sayesinde siparişlerden ve alışverişlerden kurtuldum" Benim en çok teşekkür ettiğim devlet adamı Turgut Özal'dır. Onun sayesinde yurtdışında alışveriş yapmaktan kurtuldum. Ondan önce ne zaman yurtdışına gitsem elimde eş dost tarafından verilmiş bir liste... Almazsan olmaz, bulması zor, alışverişle uğraşıyordum. Ne zaman ki Turgut Özal geldi, her şey bulunur oldu, ben de bu alışveriş meselesinden kurtuldum. Yıllar içinde baktığınız zaman seyahatleriniz açısından en büyük değişiklik ne oldu? 1969'da beni Almanya'ya davet etmişlerdi.Bir konser turnesi için. Biletler geldi; Türk Hava Yolları. Dedik ki "Biz Türk Hava Yolları ile gelmeyiz." Sene 1984... Gene Almanya'dan bir davet var. Biletler Lufthansa'dan. "Türk Hava Yolları olmazsa gelmiyoruz" dedik. Artık her yere Türk Hava Yolları ile gidiyorum, üzerine de hiçbir havayolu tanımıyorum. Bir de son zamanlarda her yerde çok kaliteli Türk lokantaları açılmaya başlandı. Başka hangi değişiklikler var? Eğer tarihi öne çıkaran bir gezi yapmak istiyorsanız uygarlığın doğduğu yere, Mısır'a gitmelisiniz. İki defa gittim, 12 defa daha giderim. Kültürel açıdan tatmin olabileceğiniz bir seyahat için Londra tercih edilmeli. Kendinizi Türkiye'de gibi hissetmek ve Türksünüz diye ayrıca ilgi görmek istiyorsanız Yunanistan'a gidebilirsiniz. Eskiden olsa romantik bir tatil için Paris derdim ama son gidişimde gördüm ki çok bozulmuş. Alternatifi Amerika. Amerika'da birçok yerde aşk dolu anlar yaşayabilirsiniz. Doğal güzellikler için İzlanda'yı seçebilirsiniz. Amerika ile Avrupa birbirinden ayrılırken ortada kalmış bir ada. Ortasında bir yarık var. Bir tarafı Amerika, bir tarafı Avrupa. Avrupa'dan Amerika'ya yürüyorsun. Gece gündüz eğlenmek, dans ederek, müzikle sabahlamak istiyorsanız mutlaka Mikonos derim. "Tarih için Mısır'a, doğal güzellikler için İzlanda'ya gitmelisiniz"