Pazar Hırlısı yok hırsızı çok

Hırlısı yok hırsızı çok

04.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Binlerce yıldır tanrı Hermes’in koruması altında bizi soyup soğana çeviren hırsızlar, genel aftan sonra hayatımızın ayrılmaz bir parçasına dönüştü. Gemi azıya alan Hermes’in çocukları, kapı, pencere, duvar dinlemiyor...

Hırlısı yok hırsızı çok

Hırlısı yok hırsızı çok

Binlerce yıldır tanrı Hermes’in koruması altında bizi soyup soğana çeviren hırsızlar, genel aftan sonra hayatımızın ayrılmaz bir parçasına dönüştü. Gemi azıya alan Hermes’in çocukları, kapı, pencere, duvar dinlemiyor...

MEHMET KENAN KAYA

Kuşçular, tokacılar, kahveciler, röleveciler... Uzayıp giden bu liste, hırsızlık mesleğinin alt gruplarını ifade ediyor. Özellikle genel aftan sonra, evlerimizi, iş yerlerimizi paylaştığımız; cüzdanlarımızı, cep telefonlarımızı emanet ettiğimiz hırsızlar, hayatımızın görünmez, bulunmaz kahramanları. Peki biz, odalarımızda, yatak uçlarımızda, ense kökümüzde gezen hırsızları ne kadar tanıyoruz; onların çalışma yöntemlerini, mesleki inceliklerini ne kadar biliyor, ne kadar takdir ediyoruz? İşte size evinizdeki yabancıyı tanımak, onunla kazasız belasız yaşayabilmek için bir hırsız kılavuzu...

Evdeki yabancı kim?
15-30 yaş arasında; sessiz hareket edebilmek için lastik ayakkabı giyiyor; alkol ya da cesaret verici ilaçlar kullanıyor; yanında en iyi ihtimalle tornavida var. Bıçak ve benzeri kesici aletler de taşıyor.

Hepsinin piyasası ayrı
Gece, birtakım "tıkırtı"lar duyup uyandınız ve karşınızda duran yabancı, "Evdeki Yabancı" dizisinin Tardu Flordun’u değil... O halde soyuluyorsunuz. Ne çalacağını saptamak şimdiden zor. Çünkü para ve kıymetli eşya kadar, beyaz eşya ve mobilya da seviyor olabilir. (Aslında bu seçim, biraz da hırsızın sosyal çevresiyle ilgili. Sözgelimi, çalıntı kuyumu elinden çıkaracak bir tanıdığı yoksa, satmaya çalışırken yakalanma olasılığı yükseliyor. Bu yüzden de her hırsız kendi piyasasını oluşturuyor.)

Suça ortak olmayın
Radikal olanlar bir yana, hırsızların kullandıkları yöntemler, aslında gayet sıradan. Sözgelimi, bir evi soyacaklarsa, öncelikle kolay girilebilir olmasını tercih ediyorlar. Zemin ve giriş katlar, balkon ve şehir mobilyaları sayesinde ikinci katlar ve merdivenden inip çıkan kimsenin olmamasından dolayı üst katlar, en kolay girilebilen yerler. Tabii, hırsızınıza sizin yapacağınız katkılar da söz konusu. Mesela, pencereniz plastik çerçeveyse ve parmaklığı yoksa, bugünden tezi yok kendinizi bir hırsız hamisi olarak ilan edebilir, hırsızların koruyucu tanrısı Hermes’in gözüne girebilirsiniz. Çünkü küçük bir tornavidayla hiç ses çıkarmadan açılan plastik pencereler, hırsızların en sevdiği girişler. Tabii, ahşap çerçevelerin çürük olanları da ayrıca hoş.

Sabaha karşı soyuluyoruz
Soyulduğunuzu anladıysanız, saatin kaç olduğunu da biliyorsunuz demektir. Çünkü hırsızlar, çalışmak için! düşlerin en bağışlanmaz ve karşı konulmaz saatlerini seçiyorlar. Sözgelimi siz düşünüzde Hülya Avşar’la latif bir akşam yemeği yerken, sevgili hırsınız da işini bitirmiş, karınızın kendi elleriyle sardığı dolmalardan bir ikisini aşırıyor olabilir. (İstatistiklere göre, hırsızlık vakalarında Avşar kızıyla yediğimiz yemeği yarıda bırakmıyor, genel olarak uyumaya devam ediyoruz. Uyananlar ise, ya uyuma numarası yapıp battaniyeye biraz daha sokuluyor ya da gözünü karartıp hırsızla kavgaya tutuşuyor.)

Nasıl yakalayacaksınız?
Hırsızı yakalayamadıysanız, onu bir daha görme şansınız az. Çünkü polisin parmak izi tespit edebilmesi için, hırsızın parmağındaki papilladan 11-12’sinin bulunması gerekiyor. Ancak, kumaş, deri gibi malzemelerde ve dolap, kapı kulpu gibi küçük alanlarda bu izi tespit etmek zor. Polisten ümidi kesen mağdurlar tarafından hırsızı bulabilmek amacıyla denenen ilginç yöntemler de var: Önce bir üfürükçü hocaya gidip, bir şişe okunmuş su alıyorsunuz. Ardından suyu evin her köşesine serpip, hırsız duası eşliğinde bir bardak da kendiniz içip istiareye (rüya) yatıyorsunuz. Gerisi kolay: Rüyanızda kimi gördüyseniz hırsınız O!!!

Ev hırsızı türleri
Kuş çetesi
"Terasınıza kuşumuz kaçtı" bahanesiyle evlere giren kuş çetesi, evde bulunanları etkisiz hale getirdikten sonra mesleğin bütün inceliklerini göstermeye başlıyor. En ünlüsü Adana’daki çete. Adanalı kuşçuların bu metotla 28 evi soydukları biliniyor.

Çay kaşığı çetesi
Bu çetelerden en meşhur olanı, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün saptadığı "40 Otomobilli Çay Kaşığı Çetesi". Osmaniye’den yola çıkan 40 otomobille bütün ülkeyi soyup soğana çeviren bu çetenin diğer temsilcileri de genellikle kadınlardan oluşuyor.

Toka çetesi
Toka çetesi, genellikle 30’lu yaşlarda bir kadın ve küçük bir kızdan müteşekkil. Küçük kızın çetedeki rolü, giriş çıkışlarda (kutsal anne-çocuk imajı yaratarak) dikkat çekmemek. Önce kapıyı çalan hırsızlar, evde kimse yoksa, bir saç tokası marifetiyle kapıyı açıyorlar. Gerisi, bildiğiniz gibi.

Nescafe çetesi
Pazarlamacı kılığında girdikleri evlerde, ev hanımlarına "Nescafe Classic ile Nescafe Gold kahve arasındaki farkları" anlatan (!) çete, içine uyku hapı karıştırdıkları kahveyle ev sahiplerini önce uyutuyor, sonra soyuyor. İşin kötüsü, bu tanıtım, komşuların da çağırılmasıyla gerçekleştiği için, yalnızca girilen daire değil, tanıtıma gelen komşuların evleri de soyuluyor. Bu metot, o kadar sık kullanıldı ki, sonunda, Nescafe yetkilileri konuyla ilgili bir açıklama yapmak zorunda kaldı: "Biz ürün tanıtım aktivitelerimizi ev ziyaretleriyle değil, tüketicilerimizin toplu olarak bulundukları ortamlarda yapıyoruz. Ne şirketimizin ne de Nescafe tanıtım ekiplerinin bu olayla hiçbir ilgisi yoktur."

Ünlü çetesi
Hem kendi piyasalarında ünlenmek, hem de ünlülere ait eşyaları daha pahalı fiyatlara satabilmek için bu metotu seçen çetenin son kurbanı, Demet Sağıroğlu. Bugüne kadar en çok soyulan(!) ise, Hande Ataizi. Onu Türkan Şoray, Fedon Kalyoncu, gazeteci Orhan Mete, Ahmet Özal, Candan Erçetin ve futbolcu Emre izliyor.

Röleve çetesi:
Surp Niyogos Ermeni Kilisesi, Bayezid Camii, Yeni Cami bu çetenin uğrak yerleri. Çete, ‘Allah’ın evi’nden saat, halı, kandil, Allah ne verdiyse götürüyor.Yöntemleri ise, gayet bilimsel. Önce bir mimar titizliğiyle yapıların rölevesini çıkarıyor, sonra da günaha giriyorlar.

TOP TEN
Türkiye’de birincilik, günde 160 hırsızlık vakasıyla İstanbul’da. Hırsızlar İstanbul’da daha çok gelir düzeyi yüksek kişilerin yaşadığı semtleri tercih ediyorlar. En güvenli semtler ise, Şile, Silivri ve Adalar. İstanbul’un en çok soyulan semtlerinde top ten’se şöyle:
1- Şişli
2- Kadıköy
3- Küçükçekmece
4- Beşiktaş
5- Üsküdar
6- Fatih
7- Pendik
8- Beyoğlu
9- Bahçelievler
10-Ümraniye.



PAZAR