Pazar İkinci kez kavuştular

İkinci kez kavuştular

21.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz’da ağır yaralanan ve bir aydır yoğun bakımda olan Nurullah Keleş hayata döndü. Üç ay önce kaçırarak evlendiği eşi Gülçiçek Keleş “Komadan çıkınca, eşime ikinci kez kavuşmuş oldum. Allah bizi bir daha birbirimizden ayırmasın” diyor

İkinci kez kavuştular

Ankara’da, 15 Temmuz gecesi tankların önünde duran ve darbeci askerlerle çatışan isimlerden biriydi Nurullah Keleş. Jetlerden atılan bomba nedeniyle vücudunun birçok yerine şarapnel parçası saplandı, kafatası zarar gördü ve çenesi parçalandı. 14 gün komada kalan Keleş, yaşama yeniden gözlerini açtı ve birkaç gün önce yoğun bakımdan özel servise alındı. Doktorları ona “Mucize Gazi” lakabını takmış.

Haberin Devamı

Anne Mülkünaz Keleş o geceyi anlatırken gözyaşlarını tutamıyor. “Nurullah öldü dediklerinde ben de öldüm” diyor. 24 yaşındaki Nurullah’ın eşi de bir an olsun başından ayrılmıyor. Çünkü bu onların ikinici kavuşması. İlki de en az bunun kadar zor olunca henüz üç ay önce kaçarak evleniyorlar. Melek Keleş “Eşimin öldüğünü duyduğumda yüreğim dondu, öldüğüne hiç inanamadım” diyor. Keleş ailesinin gözlerinde buruk bir sevinç ve gurur var. İşte tanklara karşı duran Nurullah Keleş’in anlatımıyla darbe girişimi gecesinde Ankara’da yaşananlar.

- 14 gün komada kaldınız, siz uyurken aileniz perişan oldu... Doktorlar sizin için “mucize gazi” diyor.

Ben komada uyurken çok şeyler duyuyordum aslında. Yanımda konuşulanların hepsini duyuyordum. Çok zor şeyler yaşadım ama hiçbir zaman duayı bırakmadım dilimden. Doktorlar da bu kadar çabuk uyanmama şaşırdılar.

Haberin Devamı

“Darbe girişimi olabileceği hiç aklıma gelmedi”

- 15 Temmuz günü neler yapmıştınız?

Ben eczanede kalfayım. Çok yoğun bir iş günüydü. İşten eve geldim, çok yorgundum. Sıradan bir gündü aslında. “Anne bana bir şeyler koy, yemek yiyip yatacağım” dedim. O ara kuzenim geldi, yatamadım, oturup sohbet ettik. Sonra da eşimle bankamatiğe gitmek için dışarı çıktık ve her şey o an başladı. Jetleri fark ettik.

- 24 yaşındasınız, ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Jetleri görünce ne düşündünüz?

Evet, hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Bir şeylerin yolunda olmadığını anladım ama aklıma hiç darbe filan gelmedi. Telefondan internete girip baktık ne oluyor diye ama bir şey bulamadık. Tam binanın önüne geldik, ben bir bakkala gireyim dedim ve bakkalın televizyonunda “darbe girişimi” yazdığını gördüm, hemen eve döndüm. TRT’yi açtık; darbe bildirisi okunuyordu.

- Ankara’da nerede oturuyorsunuz?

Dikmen’de oturuyoruz. Olaylara çok yakındık yani. Jetler dibimizden geçiyordu. Bir balkona çıkıyoruz, bir televizyonun başına dönüyoruz. Sonra kuzenime “Abi, gel bir çıkalım bakalım ne oluyor” dedim. Aklımızda hiç Ak Parti binasının önüne gitmek yoktu. Biraz yürüyünce önümüzde bir taksi durdu. Bindik ve kuzenim “Ak Parti binasına çek” dedi. Nasıl oldu, nasıl gittik bilmiyorum, nasipte varsa gelip sizi buluyor.

Haberin Devamı

- Siz gittiğinizde kalabalık toplanmış mıydı?

Evet, biz gittiğimizde epey bir kalabalık vardı. Orada biraz durduk ve çatışma başladı. Helikopter ateş açtı.

“Tank yaşlı teyzeyi ezmesin diye üzerine çıkıp askere vurdum”

- Korkmadınız mı hiç?

Gözümüzde bir gram korku yoktu. Korku yoktu, ağzımızda tekbir vardı. O sırada yanımızdaki bir araba radyonun sesini açmıştı. Cumhurbaşkanı halka sesleniyordu, vatandaşların sokağa çıkmasını rica ediyordu. 70-75 yaşlarında teyzeler, ablalar vardı. Biz de koştura koştura külliyeye gittik. Polis çoktan askerle çatışmaya girmişti. Biz de gidip tankın önüne durduk ve o yaşlı teyze de bizimle birlikte tankın önüne durdu. O sırada tank hareket etmeye başladı. “Tamam” dedim, “Ezecekler şimdi kadını.” Hemen tankın üstüne çıktım ve askerin kafasına vurdum. Asker içeri düştü, tank durdu ve o esnada helikopter ve jetler üstümden geçti. Şarapneller vücuduma saplandı. Gerisini hatırlamıyorum.

Haberin Devamı

- Çok şükür hayattasınız...

Şükürler olsun bugünüme. Gerçekten herkese nasip olmuyor. Hatta ben askere “Ben anamı, bacımı size emanet etmişim. Siz nasıl ateş açarsınız?” diye sordum. “Bu bir emirdir, açılın yoksa sizi de vurmak zorunda kalırım” dedi. “Vur, benim korkum yok” dedim. Sonrasında olaylar anlattığım gibi gelişti zaten.

“Nasıl halkına ateş açarsın?”

- Askerliğinizi Güneydoğu’da yapmışsınız. Siz vatani görevdeyken böyle bir olay yaşansaydı ve vur emri alsaydınız ne yapardınız?

Kafama sıkardım. Bu kadar büyük konuşuyorum. Kafama sıkardım ama halka ateş açmazdım. Haberi olmayan erler vardı aralarında ama birçoğu da durumdan haberdardı. Yoksa askerken gidip kendi ananı babanı vuracaksın, öyle kolay mı ya? Sokakta tanımadığımız bir insan ayağını burksa hemen gidip “İyi misiniz?” diye soruyoruz. Sen nasıl kendi halkına ateş açarsın?

- Tekrar çok geçmiş olsun. Şimdi doktorlarınız durumunuz için ne diyor?

Haberin Devamı

İki tane beyin ameliyatı geçirdim. Ayrıca çene ameliyatı oldum. Doktorlarım her geçen gün daha iyiye gittiğimi söylüyor. Kafatasımdaki kemik hasar gördüğü için bir yıl sonra filan tekrar ameliyat olacağım.

- Ölümden döndünüz ama sağlık olarak zor bir süreçten geçiyorsunuz. Yine olsa yine sokağa çıkar mısınız?

Cumhurbaşkanımız istesin, gözümü kırpmadan ucunda ölüm olsa yine sokağa çıkarım. Bir an bile düşünmem.

“Biz birbirimize çok âşıktık”

Gülçiçek Keleş (Eş)

Biz henüz üç aylık evliyiz. Anlatılması çok zor bir gece yaşadık. Nurullah’ın ölüm haberini aldığımda dünya başıma yıkıldı sanki ama öldüğüne hiç inanamadım. Hayatta olduğunu öğrendiğim andaki mutluluğumu size tarif edemem. İki kez ameliyat oldu. 14 gün yoğun bakımda kaldı. Komadan çıkınca, eşime ikinici kez kavuşmuş oldum. Biz birbirimize çok âşıktık ama ailem Nurullah’la evlenmeme izin vermediği için kavuşamıyorduk. Kaçarak evlendik. İlk kavuşmamız zor olmuştu, ikincisi de öyle oldu. Allah bir daha yaşatmasın ve bizi birbirimizden ayırmasın.

“Oğlun öldü dediklerinde ben de öldüm”

Mülkünaz Keleş (Anne)

O gece Nurullah olanları öğrenince kuzeniyle birlikte sokağa fırladı. Ak Parti binasının önünden beni aradı. “Anne bize dua edin. Burası çok kalabalık, jetler üstümüzden geçiyor” dedi. Bir daha da konuşamadık. Kaynımoğlu eşimi arayıp, “Amca Nurullah öldü, ben de çok yaralıyım” diyor.

Eşim beni aradı ve haberi verdi. Nurullah öldü dediklerinde ben de öldüm. Sabah dört buçuğa kadar tüm hastaneleri gezip Nurullah’ı aradık. Bir polis yaralıların arasında olduğunu söyleyince yüreğime su serpildi. Çok zor günlerdi. Allah kimseye yaşatmasın ama vatan için yine olsa yine gideriz.

“Yaraları gazilik madalyasıdır”

İkinci kez kavuştular

Melek Keleş (Abla)

Biz eşimle birlikte bayram tatili için memleketteydik. Duyar duymaz yola çıktık. Yol nasıl geçti bilmiyorum. Kardeşimle gurur duyuyorum. Onun vücudundaki her bir yara gazilik madalyasıdır. Gönlümüzden geçen bu insanların cezalandırılmasıdır. Cumhurbaşkanımız Nurullah’ı ziyarete gelemese de telefonla görüşmesini çok isteriz. Milletvekilleri ve bakanlar
ilk günden beri buralar. Başhekim, doktorlar, hastabakıcılar, herkes sonsuz ilgi ve alaka gösteriyor. Herkesten Allah razı olsun. -

“Vatana ihanetin bedelini ödesinler”

Adil Keleş (Baba)

Ben Kars’tan dönüyordum, otobüste yoldaydım. Olaylardan hiç haberim yoktu, yeğenim aradı, “Amca Nurullah ölüyor yetiş” dedi, şarjı bitti telefonu kapandı. Şoke oldum. Eşimi arayıp ne olduğunu öğrendim ve Nurullah’ın durumunu anlattım. Sabaha kadar gözümde yaş durmak bilmedi, o yol bana bitmedi. Ben vardığımda annesi bulmuştu onu, özel servisteydi, beyin ameliyatı olmuştu. Bu günler de geçecek, Allah devletimizden razı olsun. Bizi hiç yalnız bırakmadılar. Tek istediğimiz bu ülkeye bunu yaşatanlar cezasız kalmasın, idam edilsin. Vatana ihanetin bedelini ödesinler.