Pazar İmajı ve şarkılarıyla Tarkan'ın tartışmalı dönüşümü

İmajı ve şarkılarıyla Tarkan'ın tartışmalı dönüşümü

13.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pop star Tarkan "Metamorfoz" adlı son albümündeki şarkıları ve yeni imajıyla tartışmalı biçimde gündemde kalmaya devam ediyor. Kimileri takım elbiseli halini çok beğenirken, kimileri de onu "mafya babalarına" benzetiyor

İmajı ve şarkılarıyla Tarkanın tartışmalı dönüşümü

Özellikle "Vay Anam Vay" ve "Dilli Düdük"ün öne çıktığı albüm de umulduğu kadar sarsmadı. Belki zamanla insanların diline ve zihnine yerleşecek olsa da ilk dinleyişte eski Tarkan hitleri kadar etkileyici bulunmadı. Biz de imajdan başlayalım. Tarkan'ın ekibinden öğrendiğimiz kadarıyla, bu konuda kimse örnek alınmadı. Bu defa saçlarını kısa kestirmek, takım elbise giymek ve kravat takmak tamamen Tarkan'ın kendi fikriydi. Burada bir imaj danışmanının ya da bir modacının fikri alınmadı. Aslında saç tercihi, yıllardır Tarkan'ın kuaförü olan Yıldırım Özdemir'inkine de uymuş. Özdemir 2006'da Milliyet Cumartesi'de çıkan söyleşisinde "Tarkan'ın alnı çok güzel. O yüzden kısa kesilmiş saç iyi duruyor. Tek derdim ona üç numara tıraş yapmak. En kısa zamanda ikna edeceğim" demişti. Peki takım elbisesi kimin imzasını taşıyor? Verilen bilgiye göre kumaşı Tarkan seçmiş, modelini belirlemiş ve ekibindeki terzilere diktirmiş. Tarkan'ın görüntüsünün yanı sıra yeni şarkılarını da işin erbaplarına sorduk. Ayrıca albümü yayımlayan DMC ve Tarkan'ın çalıştığı müzik ve prodüksiyon şirketi Hitt'in de bu haberde yer almasını çok istedik. Fakat şirketler bu yöndeki taleplerimizi kabul etmedi. Tarkan'ın son albümü "Metamorfoz"a eşlik eden yeni imajı büyük tartışma yarattı. Aslında daha şarkıları duymadan yeni fotoğrafları karşımıza çıktığı için takım elbisesi ve tıraşı, beste ve sözlerden daha önce konuşulur oldu. Justin Timberlake'ten Polat Alemdar'a kadar pek çok yakıştırma yapıldı. MENAJER GÖRÜŞÜ "Muhteşem olması şart değil, her işi ses getirir" Benim müzikal anlamda bir değerlendirme becerim yok. Ama benim için pazarlama stratejisi çok daha önemli. Tarkan şu an Türkiye'nin ihraç ettiği, uluslararası özelliklere sahip tek sanatçısı. Yaptığı her iş çok muhteşem olacak diye bir şey yok. Ama Tarkan'ın her yaptığı iş çok ses getirir. Albümü kısmen dinledim. Bana göre fena değil. Tarkan'ın yaptığı bir açıklama var: "Çay gibi benim şarkılarım, durdukça demlenir, daha iyi olur" demişti. Gerçekten de aynen öyle. O kendi koyduğu kalite normlarını bilir, strateji uygulamayı bilir. Yaptıysa doğru yapıyordur. Bence Tarkan'ın yaptığı her iş tutar. Zaten de tutmuş. Bu kısa süre içerisinde albümün 300 bin sattığı söyleniyor. Biri beğenir, biri beğenmez ama o yol alır devam eder. Tarkan'ın imajı eleştiriliyor ama "Tarkan yine Tarkan" bence. Pek tutmayan İngilizce albümden sonra toparlanmaya ihtiyacı yok çünkü dağılmış değil. Benimle birlikte çalıştığı dönemdeki ile şimdiki Tarkan arasında büyük fark var. Tarkan artık çok daha olgun ve daha başarılı. Tarkan ne yapsa konuşuluyor. Daha iyisi olabilir miydi? Neden olmasın? Her zaman iyinin iyisi vardır. Tarkan da herkes gibi sarsılabilir. Ama şu anki bu tartışmalardan dolayı sarsılmaz. Eğer donanımlı ve zırhlıysanız bu konuşmalar eser geçer. Tarkan da donanımlı. Deniz Akel (Klip yönetmeni) Tarkan ne yapsa beğenirim. Tarz ve imaj olarak ona her şeyi çok yakıştırıyorum. Albümü de yine çok güzel olmuş. Türkiye onu eleştirmek yerine kucaklamalı çünkü çok büyük ve değerli bir sanatçı. Onun değerini bilmek lazım. "Ne yapsa yakışır" DİĞER PLAK ŞİRKETLERİ "En önemli faktör şarkıdır, Justin Timberlake'e benzedi diye hayranları Tarkan'dan vazgeçmez" Albümü alıp dinlemedim ama yılbaşında televizyondan izledim ve dinledim Tarkan'ın şarkılarını. Tarzını değiştirmiş. Sound anlamında değişik buldum. Ancak ben prodüktörü olsaydım imajına müdahale ederdim. Uluslararası alanda tanınan, pek çok ülkede sevilen çok az sanatçımızdan biri Tarkan. Dolayısıyla global düşünürdüm. Şu anki görüntüsü, duruşu, imajı aynen Justin Timberlake. Ben Tarkan'a özgü bir imaj olması için uğraşırdım. Tarkan sadece Türkiye içinde lokal bir sanatçı olsaydı, bu tür taktiklere göz yumulabilirdi. Ama ben bugüne kadar olduğu gibi Tarkan'ın kendisinin bir şey yaratması, özgün olması gerektiğini düşünürdüm. Kıyafeti bire bir Justin Timberlake çünkü. Bu, Tarkan'a yakışmadı. Ben olsam engellerdim. Mesele Tarkan standardında bir sanatçıysa, albümün tutması için imaj etkilidir. Onların yaptığı, giydiği, kullandığı otomobil, gittikleri mekan, Tarkan ayarındaki sanatçılar için -ki çok yok bunlardan ülkemizde- önemlidir. Ama en önemli faktör bu değildir. En önemli faktör şarkıdır. Ancak imajın, Tarkan hayranlarını çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Justin Timberlake'e benzemiş diye ondan vazgeçecek değildir hayranları. Şarkılarını beğendim. Albümün satmasını müzik piyasası açısından çok isterim. Tarkan da satmazsa bu ülkede diğer albümler için çok daha kötüdür bu durum. Albümün satmaması için bu ülkede kendilerinin söz sahibi olduğunu iddia eden bazı insanlar konuşuyor. Ben bunun, sektöre zarar verdiğini düşünüyorum. "Bugün albümü eleştirenlerin bir süre sonra oradaki şarkılarla dans edeceklerine inanıyorum" Bütün albümü dinlemedim. Sadece çıkış şarkısını dinledim. İmaj tartışmasını çok gereksiz buluyorum. İmaj dediğimiz şey çok göreceli bir kavram. Birinin hoşuna giden şey diğerinin hoşuna gitmeyebilir. Ayrıca Tarkan'ın bir imaja gereksinimi olduğunu da düşünmüyorum. Her albüm çıktığında sanatçılar dinleyicilere aynı görünmemek için birtakım değişiklikler yapabiliyorlar kendileri üzerinde. Bunun da değerlendirilmesi bir ekip tarafından yapılıyor. Tarkan ve ekibinin yaptığı bu değerlendirmeye aslında saygı duymak lazım. Eleştiriyi yapan kişilerin konumları ve eleştiriyi kimin yaptığı çok önemli. Ben her zamanki gibi bu şarkılarının da çok büyük ses getireceğine inanıyorum. Tarkan müzikal anlamda değişiklik yapmış. Şarkılar farklı, uygulanan efektler de farklı. Çok uzun süredir bu albüm üzerinde çalıştıklarını biliyorum. Dolayısıyla insanların emeklerine saygı duymak lazım. Biraz insaflı davranmalı. Bugün albüm için eleştiride bulunan insanların bir süre sonra Tarkan şarkılarıyla dans edeceklerine inanıyorum. Tarkan ayrıca bir erkek sanatçı. Erkekler üzerinde yapılabilecek değişiklikler de sınırlıdır. Bir kadının saçıyla, makyajıyla, kıyafetleriyle çok daha fazla oynayabilirsiniz. Ama bir erkek ya spor ya da klasik giyinir. En fazla renklerle oynayabilirsiniz. Bir erkekle, hele bir de Türkiye'de ne yapılması bekleniyordu? Etek mi giydirmeli? Bana bu tartışmalar çok saçma geliyor. Tarkan bu sefer takım elbise giymek istemiş ve giymiş. MÜZİKAL AÇIDAN ELEŞTİRİ "Sezen Aksu ve Nazan Öncel dünyasını almış, patır patır konfeksiyona dökmüş" Albüm Tarkan'ın standartlarına göre iyi değil. Tarkan her albümü ile bir öncekini aşmış bir stardır. Beklentilerimizin yüksek olmasının sebebi de budur. İyiye alıştırmıştır bizi ve bu sefer de "Dudu"yu aşacak bir şey beklemekteydik ondan. Olmadı. "Dudu"yu, hatta önceki albümlerini tekrarlayan şeyler yapmış. Yenilik yok. Sezen Aksu ve Nazan Öncel dünyasını almış, patır patır konfeksiyona dökmüş. Hatta onların yanında öğrendiklerini kısmen yanlış da anlamış. Aksu ve Öncel gündelik kültür ya da malzemeyi hiç olduğu gibi alıp kullanmadılar; postmodern bir tavırla yoğurdular, değiştirdiler. Bu nedenle Öncel "Aşkım baksana bana" dediğinde, bu dize herhangi bir alışveriş merkezinde, herhangi bir kadının söylediğinden daha farklı görünüyor bize. Tarkan'ın yaptığı, bir sözlük ya da el kitabından deyim ve tamlamaları almak olmuş. Bunu herkes yapabilir. Bir çerçeveniz yoksa, aldığınızı içinde eritemiyorsunuz, yaptığınız Ali Püsküllüoğlu'nun kaynak kitaplarından birinde gördüklerinizi "cümle içinde kullanmak" oluyor. En fazla bu çıkıyor. Tarkan'ın yanına Tarkan Gözübüyük, Sunay Özgür, Nezih Ünen gibi bir yapımcı-müzisyen alıp onlardan biriyle yapılacak bir ortak çalışma ile rock'ın ağır bastığı yepyeni bir sound yaratması beklenirdi. Albümün tutması zor. Ama bütün zorlukları aşıp tutsa ve satsa bile, Tarkan'ın derdine derman olamayacak bu albüm. Şarkıları da bu imajla pek uyumlu değil. Ama albüm iyi olsaydı, bu pek sorun teşkil etmeyecekti. Kimse sarsılmaz değildir. Dışarıda Michael Jackson, bizde Ajda Pekkan bile kaşla göz arasında kayıp gitmiştir. Onlara olan Tarkan'a da olur, belki oldu bile. Öne çıkan bir şarkı yok. Duyduğum tepki nedeniyle, hiçbir şarkıyla yakınlık kuramadım. "TDK'nın teşekkürüne sevinmemeli" Beğenmemenin ötesinde benim son zamanlarda dinlediğim en kötü albümdü. Bu kadar yıldır müzik yapıp bir adım ileri gidememiş. Hiçbir yenilik getirmemiş, sözler son derece klişe. Üstüne hiç düşünülmemiş. "Bir albüm çıkaralım, zaten insanlar da benden bir albüm bekliyordu, biz de bayağı para kazanırız" düşüncesiyle hareket edilmiş. Zamanında çok ünlü oldu diye Tarkan hâlâ cepten yiyor. Albüm çok satabilir. Bu tamamen bir pazarlama başarısıdır, müzik başarısı değil. Herkes çalınca dans da eder, eğlenir ama bu albümün Türk pop tarihinde önemli bir yeri olmayacak. Ben Kenan Doğulu'yu eleştiriyordum ama onun albümü bile Tarkan'ınkinden 100 kat daha iyi. Sadece ismi "Metamorfoz", yoksa ekip aynı: Gene Ozan Çolakoğlu, gene aynı danışmanlar, aynı akıl verenler. Tarkan da değişemez böylece. Dünya farklı tarzları, farklı yorumları deniyor. Tarkan ise hâlâ bize "şıkıdım şıkıdım" tarzı şarkıları dinletiyor. İlk şarkı Britney Spears, ikinci şarkı Justin Timberlake. Değişen tek şey kravatı. O da bir yenilik değil, Justin Timberlake'in iki sene önceki hali. 1991 yılında yapılan albümden bir adım öteye gidememiş. Bence bu albüm Tarkan'ın bitişidir. Daha önce bu albüm Tarkan'ın geleceğini belirleyecek diye yazmıştım. Çünkü hazır dinleyici kitlesi var, yurtdışında, yurtiçinde bağlantıları var. Güzel bir şey yapabilse çok çok iyi yerlere gelebilirdi. Deyimler sözlüğünü açıp ne bulduysa yazmış, şarkı sözü diye yutturmaya çalışmış. Bir şarkıda 15 deyim kullandı diye Türk Dil Kurumu kendisine teşekkür etmiş. Tarkan'ın buna sevinmek yerine "Ben nerde yanlış yaptım?" diye düşünmesi lazım. Her zamanki gibi altyapısı güçlü bir albüm Ben TRT'de bize ulaşan yeni şarkıları dışında albümü dinlemedim. Bu konuda yorum yapmaya hakkım yok yani. Ama bize sunulan şarkılardan genel bir fikir oluştu. Her zamanki gibi altyapısı güçlü olan bir Tarkan albümü bu. Benim tarzım değil ama kendi içinde doğru bir altyapı. Tarkan duruşu ile farklılığını koruyor. Albümde ve imajında mutlaka bir değişiklik olacaktı. Tercih böyle olmuş. Ancak ben bu albümün satışlarının eski rakamlara ulaşacağını sanmıyorum. Albümdeki şarkılar bu tür bir imajla çıkan bir şarkıcının söyleyeceği tarzda. Yani imajla şarkıları uyumlu. Bu tarz altyapıların değişik yelpazede giyinenleri var. Şöyle bir örnek vereyim: Phil Collins'in sahneye sıradan bir İngiliz vatandaşı kıyafetiyle çıkması nasıl yadırganmıyorsa Tarkan için de öyle olması gerekir. Göz alışır. Tarkan bir yere geldi. Tarkan hep var olur. İstenen buysa var olur. Bundan önce Tarkan İngilizce bir albüm yapmıştı ama pek tutmadı. Galiba bu konuda tren kaçtı. Daha doğrusu bu işler yoğun ilişkilerin, acımasız kulislerin içinde oluyor. Yani olay Tarkan'ı aşıyor. Ondan "dünya starı" olmasını beklemek galiba biraz zor. Denemedi mi? Ertegün'e kadar gitti. "Albümü dinlemeyi düşünmüyorum" Tarkan'ın albümünü dinlemedim, dinlemeyi de düşünmüyorum. Sağda solda çalınan şarkısını da can kulağıyla dinlemedim. İmajı tartışılıyor ama müzik olarak üzerinde durmam, düşünmem ve yazmam gereken o kadar önemli hadiseler var ki, fotoğrafına bile bakamadım Tarkan'ın. MAKYÖZÜ VE KUAFÖRÜ "Çocuğun üzerine o kadar fazla geliyorlar ki, deliriyorum sinirimden" Bu yeni tarzı Tarkan'a çok yakıştı. Eleştirilerin çok acımasız ve haksız olduğunu düşünüyorum. Kendi dinleyicilerinin karşısına değişmiş bir Tarkan olarak çıkmak istedi. Aslında bütün sanatçılar kendini değiştiriyor, sadece Tarkan bunu yapınca olay oluyor. Çocuğun üzerine o kadar fazla geldiler ki, deliriyorum sinirimden. Makyajda tamamen çok doğal olmasına dikkat ettik. Zaten hep çok doğal makyaj yapıyoruz. Fotoğraf için gerekli olan makyajı yaptık. Özel bir makyaj yok yüzünde. Ben yüzündeki o ışıltıyı ön plana çıkaracak bir makyaj yaptım. Fotoğraf için de, klip için de ne gerekiyorsa onu yaptım. Değişik olmak istedi ama bunu abartmak istemedi. Kimseyi örnek almadı, birilerine benzemek istemedi. "Yeni imajıyla Alişan'a benzemiş" Tarkan'ın tipi değiştiği için üstünde konuşuluyor. Herhalde onun basın danışmanları da bunu ön plana alıp bir hareket getirmek, basında biraz gevezelik olsun istediler. Oldu da. Bana Tarkan'ın yeni imajı Alişan'ı anımsattı. Hoşlanmadığımız mafya dizilerindeki karakterlere de benziyor. Türkiye'de belki beğenilir. Çünkü ülkemizde çeşit çeşit insan var. "Şıkıdım" şarkısıyla çıktığı zaman dansıyla, duruşuyla kendine has bir tarzı vardı. Ancak şimdiki imajıyla anımsattığı şeyler çok farklı. Bu imajdaki erkekler genellikle İstanbul sokaklarında ellerinde iki cep telefonu ve bir sigara paketi taşırlar aksesuvar olarak. Bir insan neyse odur aslında. Ben kendimi değiştirmedim. Eğer bir tarzınız ve kendinizle barışık bir haliniz varsa "o sizsiniz" zaten. Bunu fazla kurcalamaya gerek yok. Tarkan'ın da belli bir çizgisi vardı. Elbette büyümüştür, değişiklik isteyebilir, arayış içinde olabilir ama bu imaj olmamış. Dünya çapında belki ilgi görebilir bu imaj ama bizim için çok sıradan. "İmajı planlamış değiliz, albüm için yapılan çekimlerden çok önce saçını kısa kesmiştik zaten" Saç modelinde örnek alınan biri olmadı. Oturup "Şöyle mi kessek, böyle mi kessek?" diye de uzun uzun düşünmedik. Albüm çekimleri yapılmadan iki-üç ay önce, yazın kısacık kestik saçlarını. İkimiz de çok beğendik. Sakala sonra kendisi karar verdi. Spontane gelişen bir model bu. Birisinin saçına benzetmeye çalışmadık. Bu saç modeline birlikte karar verdik. "Hadi kısa keselim" dedik ve kestik. Bence Tarkan'a en çok yakışan saç kısa saç. Tarkan çok beğendi kısa saçını. Albümün çıkışına da bu saç modeli denk geldi. İmaj için bir şey konuşmadık. Saç modelini giyeceği takım elbiseye göre de kesmedik. Daha sonra takım elbise giydi, kravat taktı, beğendi kendini. Ve böyle bir imaj oluştu. Doğaçlamayla ortaya çıkan bir durum bu.