15.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Karikatürist Erdil Yaşaroğlu 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Beş lise değiştirdikten sonra Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. Halen Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde okuyor.
Yaşaroğlu’nun karikatür merakının kökeninde, 1983 yılında Hürriyet gazetesinin gençlik ekinde çizen kuzeni Varol Yaşaroğlu’nu kıskanması yatıyor. Kısa zamanda yeteneğini kanıtlayan Yaşaroğlu, 1989 yılında Güneş gazetesinin gençlik ekinde profesyonelliğe adım attı. Televizyonda ilgiyle izlenen "Plastip Show"u hazırlayan ekipte yer aldı. 1994’te dört arkadaşıyla birlikte MR. VEB Yaratım Ekibi’ni kurdu. Bu ekip birçok televizyon programına imza attı.
Yaşaroğlu 1997-1999 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde, 2000 yılında Bilgi Üniversitesi’nde karikatür dersleri verdi. 1999 yılında Türkiye’nin en popüler sitelerinden olan Komikaze.net’i kurdu. Yaşaroğlu’nun yayımlanmış sekiz karikatür kitabı bulunuyor.
Çalıştığınız Penguen adlı dergi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Penguen dergisini kurarken öncelikli hedefimiz daha komik olmasıydı. Var olabileceğimiz son dergi olan Leman’ı bırakıp, bindiğimiz yeni filikanın ileride gemi olmasını umduk. Ama sandığımızdan daha çabuk oldu bu. Bu ayrılmayı Leman’ın bölünmesi olarak görenlere katılmıyorum. Çünkü 30 kişilik bir dergiden üç kişi ayrıldık. Penguen’i bir birleşme olarak görüyorum. Birçok usta yazar-çizeri bir araya getirdik ve elimizden geldiğince samimi bir mizah dergisi yapmaya çalıştık.
"Cem’le bir araya gelemedik"
Peki, Komikaze.net’in bu kadar popüler olacağını bekliyor muydunuz?
Komikaze.net 1999’da ilk kurulduğunda bir tanıtım sitesiydi. İçinde resim, karikatür ve yazılarım yer alıyordu. Kendimle ilgili bilgileri erdilyasaroglu.com’a taşıdıktan sonra tanıtım sitesi olmaktan çıktı. Komikaze.net o zamanlar günde 30 kişinin ziyaret ettiği bir siteyken, şimdi günde 25-30 bin kişinin baktığı bir yer.
Gazetelerde Cem Yılmaz’la bir senaryo yazdığınıza ilişkin haberler çıktı...
Cem’le bir sene kadar önce bir gece, sabaha kadar film projeleri üzerine sohbet ettik. Fakat daha sonra ikimiz de çok yoğun olduğumuz için senaryo yazmaya yetecek süre için bir araya gelemedik.
Dünyaya yeniden gelseniz ne olmak isterdiniz?
Karateci olurdum ve "Yeniden dünyaya gelseniz" sorusu sorulduğu anda "asuaaaaa!" yapardım.
Başarılı olmanıza kim yardım etti?
En büyük destek ailemden geldi. Bütün arkadaşlarım doktor, mühendis, işletmeci olurken "Ben karikatürist olacağım!" dediğim zaman, annemle babam hep yanımda oldular ve beni desteklediler.
Başarılı olmanın kriterleri nelerdir?
Başarmayı isteyeceksin, başaracağına inanacaksın ve çok çalışacaksın. Çalışırken de kitabın arasına Teksas, Tommiks koymayacaksın.
Sizce başarı insanı çekici kılar mı?
Hiç çirkin ama başarılı bir insanı yalnız gördünüz mü?
Sizce gerçek başarı nedir? Ne zaman "İşte şimdi başardım" dersiniz?
Başarı, amacına ulaşmaktır. Ulaştığım çok oldu. Ama hiç "İşte şimdi başardım" demedim. Genelde "Off bu işi de hallettik, başka yapacak bir şey var mı?" ya da "Şimdi çok yorgunum, yarın sabah erken kalkar, işte şimdi başardım derim" diyorum.
Başarısız olduğunuz ve vazgeçmeyi düşündüğünüz anlar oldu mu? Olduysa neler yaptınız, nasıl üstesinden geldiniz?
Başarısız bir deneme yaptım diye düşünmek daha iyi. Virgülü koyar ve devam ederim.
Kendinizi geliştirmek için şimdiye kadar neler yaptınız, neler yapıyorsunuz?
İnsanlara karikatürlerde sürekli bir şeyler anlatıyorum. Hiç bitmeyen bir sohbet için çok iyi bir dinleyici olmak lazım. Bu yüzden dostlarımı, kitapları, televizyonu, gazeteyi, radyoyu, interneti dinlerim. Kısacası dünyayı dinlerim.
En çok Liv Tyler’ı beğeniyor
En beğendiği oyuncular: Haluk Bilginer, Mel Gibson, Vincent Cassel, Liv Tyler.
En beğendiği üç film: Blake Edwards’ın "Partyösi, Ridley Scott’ın "Kara Şahin Düştü"sü ve Ertem Eğilmez’in "Süt Kardeşler"i.
En son okuduğu kitap: Frederic Beigbeder’in "Ecstasy Öyküleri".
En son dinlediği albüm: "Lounge Tribute to Eminem".
En son izlediği film: "Harry Potter ve Sırlar Odası".
Kullandığı parfüm: Diesel Zero Plus.
Arabasının markası: Bavarian Motor Works’un bir ürünü (BMW).
Işığın sonsuzluğu
Ressam Teoman Südor’un son dönem resimleri 10 Ocak 2003 tarihine kadar Kile Sanat Galerisi’nde sergilenecek. Yaradılış ve sonsuzluk gibi soyut kavramları, kendi yarattığı doğa ve mekan kurgularını 39 yıldır yoğuran Südor’un sergisi "Işığın Sonsuzluğu" başlığını taşıyor. Tel: (0212) 265 74 96
Zülfü Livaneli ile "Mutluluk"
Zülfü Livaneli üçüncü romanı olan "Mutluluköta günümüz Türkiye’sinde yaşayan üç kişiyi anlatıyor. Romanın kahramanları Meryem, İrfan ve Cemal’in yolu garip bir raslantıyla kesişiyor. Bir dönem romanı olan ve Remzi Kitabevi’nden çıkan kitap, Türkiye’ye tanıklık ederken roman kahramanlarının psikolojik derinliklerine de iniyor.
NaaPJazz, Babylon’da
1993 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nde kurulan ve çeşitli yarışmalarda ödüller alan grubun müziği deneysel unsurları içeriyor. Korhan Futacı, Emre Beşli, Caner Uluer, Özün Usta ve Berke Can Özcan’ın oluşturduğu grup özel ton kullanımları, perküsyon ve davulun uzun tekrarlarıyla yaptıkları müzikle 17 Aralık Salı günü saat 21.30’da Babylon’da sahne alacak.
Tel: ( 0212) 292 73 68
Viskinizi nasıl alırsınız?Kuşkusuz her viskiseverin kendi damak zevki var. Yine de viski içme kültürünün bazı detaylarını hatırlamak yararlı olabilir.
Viskinin tadını ve kokusunu öne çıkarmak için viskinize su katabilir veya güçlü tadını kırmak için iyi sudan yapılmış olması kaydıyla buz koyabilirsiniz. Gazlı içeceklerle karıştırmak istiyorsanız viskinizin hafif karakterli bir blend olması daha iyi. Eğer sodayla seviyorsanız "soda water" denen karbondioksitli suyu tercih edin çünkü maden sodasındaki mineraller viskinin tadını değiştirebiliyor. Malt viskiyi ise tombul karınlı, dar ağızlı kadehte, sek ya da az suyla içtiğinizde kendine has kokusu daha belirgin hale gelecektir.
Dünyaca ünlü viski uzmanı Gordon Bell, sanılanın aksine yemekte viski içilebileceğini savunuyor ve somon gibi yağlı olmayan balıkların yanında buzlu-sulu Johnnie Walker Red Label; tatlı ile iyi soğutulmuş Gold Label; ana yemekte ise Black Label'ı öneriyor.