Pazar “İşimi yaparken başka her şeyi unutuyorum”

“İşimi yaparken başka her şeyi unutuyorum”

17.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Tatlı İntikam” dizisinde Başak karakterinde izlediğimiz Hazal Türesan: “Benim işim eylemek, kendimi anlatmak değil. Çok çekingenim evet ama işimi yaparken değil çünkü şu hayatta iyi yapabildiğime inandığım şeylerden ilki oyunculuk. İşimi yaparken başka her şeyi unutuyorum”

“İşimi yaparken   başka her şeyi unutuyorum”

Enerjisi ekrandan taşan, büründüğü karakterleri izlemeyi sevdiğimiz oyunculardan biri Hazal Türesan. Şu an “Tatlı İntikam”da canlandırdığı Başak gibi oldukça konuşkan, aynı zamanda çok gülen, komik, eğlenceli biri... Ama kayıt cihazını kapattığınızda! Kayıt cihazı açıkken “Ben çok çekingenim” dediği hali ortaya çıkıyor. Bu arada bilmeyenleriniz olabilir, Türesan dublaj da yapıyor. Sohbet ederken bir anda dublaj sesine geçtiğinde aradaki farka şaşırmadan edemiyor insan.

Haberin Devamı

- Dizisi kesin tutar dediğimiz isimlerin bile dizileri biterken oynadığınız iki dizi de tuttu. Hep şanslı mısınızdır yoksa “Şans değil benim tercihim” mi dersiniz?

İkisi de. Şans da tabii ki önemli ama doğru insanlar, doğru senaryo, doğru yönetmen, doğru yapım bir araya geldiğinde o şansı destekliyor. Onu da ben tercih ediyorum ve ortaya güzel bir şey çıkıyor galiba...

- Dizinin “sista”ları olarak dizi dışında da iyi anlaşıyorsunuz galiba. O üçlüden bu güzel enerjiyi almamızda bunun da payı var gibi... Set dışında da görüşür müsünüz?

Cemre (Gümeli) ile görüşebiliyoruz ama Leyla (Lydia Tuğutlu) bizden daha çok çalıştığı için onunla dışarıda fazla görüşemiyoruz. O yüzden şunu yapıyoruz; sete daha erken gidiyoruz mesela. Birlikte zaman geçirmeyi seviyoruz, sadece üçümüz de değil bütün ekip. Yani o sizin gördüğünüz, sevdiğiniz ve inandığınız dostluk dışarıda da var.

Haberin Devamı

- Bir röportajınızda sizin çok çekingen olduğunuzu okudum. İlginç geliyor bana bu durum. Bu kadar göz önünde bir meslek seçip çekingen olmak...

Bu benim işim ve benim işim de eylemek, kendimi anlatmak değil. Ben ekranda gördüğünüz kadar varım ya da konuştuğumuz kadar... Gerisinde kimse beni, günlük hayatımda nasıl yaşadığımı bilmiyor. İşim bana verilen şeyi en iyi şekilde yapmaksa, onu yapmaya çalışıyorum. Çok çekingenim evet ama işimi yaparken değil çünkü şu hayatta iyi yapabildiğime inandığım şeylerden ilki oyunculuk. İşimi yaparken başka her şeyi unutuyorum.

“Sahneyle iç içe olmak istiyorum”

- Daha önce tiyatro yapmadınız sanıyorum. Hayalinizde oynamak istediğiniz bir oyun, çalışmak istediğiniz bir tiyatro var mı?

Oyunculuk mezunuyum ama mezun olduğumdan beri oynamadım. Ama okulu da sektöre gireyim diye okumadım, tiyatro yapmak istediğim için okudum. Öyle girenleri de yargılamıyorum bu arada yanlış anlaşılmasın. Ben Uluslararası İlişkiler’i bırakırken, “Sahnede olmak istiyorum, bunu öğrenmek istiyorum” dedim. Sahnede ölmek istiyorum değil ama hayatımın sonuna kadar bir şekilde sahneyle iç içe olmak istiyorum. O yüzden yapmak istediğim tabii ki çok şey var. Hepsini tek tek sayamasam da beğendiğim gruplar, yönetmenler de var. Mesela Kumbaracı50 bunlardan biri.

Haberin Devamı

- Biraz önce fotoğraf çekiminde de tanık oldum, siz artık iyice tanınıyorsunuz. Alışabildiniz mi bu duruma?

İnsanlar bizi istediği, beğendiği, sevdiği sürece varız ya... Beni yorum yapmaya, seyretmeye, sokakta gördüğünde merhaba demeye değer buluyorlar. Bu beni tabii ki çok mutlu ediyor. Şu da hâlâ var ama; insanlar karşıdan gülümseyerek geldiğinde “Nereden tanıyordum acaba? Adını da unuttum” gibi durumlar çok oluyor. Hatta yanıma gelen bir teyzeyi anneannemin arkadaşı sanıp elini öpmüşlüğüm var. Bir kere de samimi bir şekilde “Merhaba, nasılsınız?” diye soran birine “İyiyim siz nasılsınız?” diye sarılmıştım. Fotoğraf çektirmek isteyince anladım tanımadığımı.
O yüzden alışamadım da aslında
bir yandan.

“Herkesin bende sonsuz kredisi vardır”

- Karakteriniz Başak, en ufacık şeyleri yanlış anlayan, peşin hüküm vererek büyütüp dev haline getiren sonra da hep pişman olan biri. Benzer yanlarınız var mı?

Haberin Devamı

Başak benden çıkan bir karakter sonuçta. O yüzden benzer yönlerimiz var, enerjimiz mesela. Ama bu saydıklarınızın hiçbiri bende yok. Aksine ben çok sabırlıyımdır. Herkesin ve her şeyin sonsuz kredisi vardır bende, çabuk da tükenmez. Tükendiği zamansa başka biri oluyorum ama birden olmuyor. Öfkelenmem için çok zaman geçmesi gerekiyor.

- Başak güzel seviyor ama sevdiği insanı çok yoruyor. Siz âşık olduğunuzda nasılsınız?

Ben de güzel severim. Elbette benim de sapıttığım, yorduğum zamanlar olmuştur tabii. Ama uzun zamandır aynı insanla birlikte olduğum için bir süre sonra o yormalar bitmeye başlıyor. Kendini törpülüyorsun, karşındaki de törpülüyor ve ilişki tuhaf, güzel bir yol alıyor. Çünkü artık çok iyi tanıyorsun, onu neyin yaralayacağını biliyorsun. Oralara dokunmamaya çalışıyorsun, bağırmadan konuşmayı öğreniyorsun. Anlaşamadığın şeyler de oluyor mümkün değil olmaması ama bunları daha sakin çözmeyi öğreniyorsun. -