Pazar İyi şampanya "büyük" bir şaraptır...

İyi şampanya "büyük" bir şaraptır...

05.12.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yıllanmış özel sene şampanyalarının en iyilerinden Dom Perignonun 1996 rekoltesi, geçen hafta dünya ile beraber Türkiyede de tanıtıldı. Bu şampanyanın hasadında, çamurlu bağlara bata çıka ben de üzüm topladığımdan benim için de ayrı bir anısı vardı...

İyi şampanya  büyük bir şaraptır...

Görkemli barok katedraliyle ünlü bu ortaçağ kentinin taşrası, şampanyanın üzümlerinin yetiştiği bağlarla kaplı. Akşamı bağ manzaralı Royal Champagne otelinde geçirip dinlendikten sonra, ertesi sabah Fransanın en büyük şampanya üreticisi Moet et Chandonun bağ istasyonuna yollanıyoruz. Ev sahiplerimiz, Türkiyeden gelen biz yeme- içme yazarları için bir-iki saatlik bir "bağbozumuna katılma" mizanseni düzenlemişler. Ama olay mizansenden çıkıyor, hakiki bir hasat işçiliğine dönüşüyor. Doğrusu hiç yakınmıyorum, tam tersi şampanyanın çilesini de çekecek olmayı değerli bir tecrübe sayıyorum. Hava yağışlı olduğundan hepimize birer yeşil yağmurluk ve kara lastikten çizmeler dağıtılıyor. Bir otobüse binip bağ işçileriyle o gün hasadı yapılacak parsele doğru yola koyuluyoruz. Otobüste neşeli şarkılar söyleyen 20 ila 30 yaşlarındaki bağ işçilerinin öyküleri de ilginç. Yöre toprakları çok kireçli, bağlar kireç kayası tepelerinin üzerinde.Eskiden bu kireç kayaları oyulur, yeraltı galerileri açılır, kireç taşları bu madenlerden çıkarılırmış. Göçüklerde ölmek, ciğerleri kireç tozundan çürüyüp gencecik yaşlarda göçüp gitmek madencilerin yazgısıymış. Bu madenciler bir tek bağbozumunda, üzüm kesmek için bağlarda işçilik yaptıklarında günyüzü görür, ciğerlerini temiz havayla doldururlarmış. Zamanla madenler kapanmış, bugün bizimle hasada gelenler de, bu madencilerin çocuklarıymış.Derken, bağa iniyor ve küçük sepetlere adı üzerinde siyah renkli Pinot Noir üzümlerini toplamaya başlıyoruz. Asmalar köklerini çok derinlere indirsin, üzümün tadı zenginleşsin diye aşırı sık dikilen bağda, bir ara rahmetli Tuğrul Şavkay salkımı keseceğim derken parmağının ucunu kesiveriyor. Arada şefimiz salkımları sepetlere doldurduğumuz römorkun önünde "En olgunları kesin, bunlar Dom Perignona girecek" diye uyarıyor. Öğle vakti, bağ istasyonunda işçilerle beraber yediğimiz karavana mercimek yemeği tüm yorgunluğumuzu unutturuyor... Tam sekiz yıl önce. Mevsim, sonbahar. Ilık ve güneşli bir İstanbul sabahında uçağa biniyor, Parise yollanıyoruz. Paristen de kente hiç uğramadan, Orlyden doğru otobüsle Reimse, iki saat kuzeydeki şampanya bölgesine... İşte geçen hafta Margaux Restaurantda tanıtımı yapılan 1996 rekoltesi Dom Perignon, hasadını o gün yaptığımız üzümlerin şampanyası. Tabii içinde sadece Pinot Noir değil, Chardonnay üzümü de var. Zaten Dom Perignon, Moet et Chandonun "ultra lüks" rezervi. Pahalılığına, az üretilmesine ve zor bulunmasına rağmen, efsanesi nedeniyle de dünyanın adı en çok tanınan şampanyası.Bugünkü anlamıyla şampanyayı yaratan 17nci yüzyılın keşişlerinden Dom Pierre Perignonun adını taşıyan bu rezerv her yıl yapılmıyor. Moet et Chandon, sadece en iyi yıllarda en iyi olgunlaşmış üzümlerini Dom Perignon olmak üzere işliyor ve yasal olarak 3 yıl dinlendirip piyasaya sürebileceği halde, en az 5 yıl dinlendiriyor. 96 tam 8 yıl mahzenlerde dinlenmiş, ideal içim kıvamına ulaşmış.Çok zarif köpükleri insanın midesini asla rahatsız etmeyen, yumuşak içimine karşın hayli dolgun ve adeta "yağlı" kıvamlı, limon ve şeftali çağrışımlı koku ve tatlara sahip bir şampanya bu... Belli bir yılın ürünü olmayan genç şampanyalar gibi fazla gazlı olmadığından, yemekle, bir akşam boyu rahatlıkla yudumlanabiliyor. Nitekim önologları da, ondan söz ederken "Bu büyük şarap..." diye söze giriyor ve şampanyanın iyisinin aslında üst düzey bir şarap olduğunu hatırlatmak istiyorlar.Yılbaşı öncesinde ithal edilen bu seçkin şampanya, ne yazık ki fiyatından dolayı kolay erişilemeyecek bir lezzet... Zira Türkiyede sanki her gün her yerde şampanya içiliyormuş gibi, şampanyadan yüzde 500e yakın vergi alınıyor. Dom Perignon 96nın fiyatı, tüm Batı ülkelerinde 100 euro civarlarındayken bizde 560 milyon lira gibi astronomik bir rakamda. Devlet, şampanya sevenlere adeta "İçerden şampanya alarak kazık yemeyin, bu şampanyanın 150 dolar civarında olduğu free-shoplardan getirtin" diyerek kaçakçılığı teşvik ediyor ve bindiği dalı kesiyor. Mahzenlerde 8 yıl geçirip dinlendi