İzmir'in sanat kurumları kadınlara emanet

"Farkımız hissedilecek" "İzmir'de sanata kadın elinin değmesinin farkının önümüzdeki günlerde daha çok hissedileceğini düşünüyorum. Kadını anlatan oyunları seçmeye özen gösteriyoruz. Ama iyi yazılmış, iyi anlatılmış metin olması daha önemli. Ancak kadın kahramanların yer aldığı oyunlar daha az olduğu için bunları çekip çıkarmak ve ön plana almak istiyorum." "Opera, tiyatro ve konservatuvar öğrencilerinin desteğiyle ortak projeler düşünülebilir. Örneğin, büyük bir müzikal ortaya çıkabilir. Bir kadın yönetmenin yönettiği bir kadın oyunu sahnelenebilir." İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü, 22 yıllık devlet sanatçısı Hülya Savaş Akdoğan da 2005'te iki yıl yürüttüğü müdürlük görevinden kendi isteğiyle ayrılmıştı. 2007 Ekim'inde bu görevi tekrar üstlendi. "Kadınlar sanata daha yakın" 2002'den bu yana İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi'nin müdürü Faden Suzan Kudsioğlu. "İzmir Batı'ya açılan bir kent. Böyle çağdaş bir kentin getirdiği sanat ve kültür de çok önemli. Diğer kurumların yöneticisi arkadaşlarımın her biri kendi alanında çok iyi, yetenekli, titiz, vizyonu geniş ve çalışkan kadınlar." "Hepimiz mesleğin içinden geldik. En büyük şansımız bu. Birbirimizi destekliyoruz, iletişimimiz çok iyi." "Kadınlar sanata daha yakın. Burada düzenlediğimiz etkinliklere daha çok kadınlar geliyor." "Birbirimize destek oluyoruz" Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Gülser Eryümlü kurumun ilk kadın yöneticisi olarak altı yıldır bu görevi sürdürüyor. "Kadınlar detaycı oldukları için her zaman her şeyin en güzelini yapmaya çalışırlar. Kadının yeri sanatta da öyle farklı ki... Artık önemli görevlerin başına kadınlar geliyor. Okulumuzda da kız öğrenci sayısı erkek öğrenci sayısından fazla. Yapılan yarışmalara kızlar daha çok katılıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kadın akademisyenleri de daha fazla." "İzmir'deki sanat kurumları olarak zaten birbirimize destek oluyoruz. Konservatuvar ve sanat kurumları arasında işbirliği yapıyoruz. Bundan sonra ortak projelerimiz çoğalabilir." "Bu bir tesadüf değil" İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü ve Sanat Yönetmenliği'ne atanan devlet sanatçısı Aytül Büyüksaraç 1995'te 32 yaşındayken ilk kez müdürlük koltuğuna oturdu. 2001'de kendi isteğiyle bıraktığı bu görevi 30 Kasım 2007'de yeniden devraldı. "İzmir birçok konuda Türkiye'nin en çağdaş, her şeyin ilkini başarmış bir şehir. Beş sanat kurumunun başında kadın olmasının da tesadüf olduğunu düşünmüyorum." "Diğer kurumlardaki arkadaşlarımızla güzel bir birlikteliğimiz var. Opera ve konservatuvar arasındaki işbirliğini geliştireceğimizi düşünüyorum. Diğer kurumlarla da işbirliği içinde prodüksiyonlar yapmak istiyoruz. Bu sezon değil ama önümüzdeki sezon bu daha çok hissedilecek." "İlk müdürlük dönemim inşaat ve restorasyonlarla geçmişti. Sivil toplum örgütleri ve işadamlarının destekleriyle Elhamra Sahnesi'ni yenilemeyi düşünüyoruz. İzmir Devlet Opera Balesi'nin yeni dönemde yurtdışında temsil vermesini sağlayarak bir ilke imza atmak istiyorum. Bunu başaracak güçteyiz." "Aydın yetiştirilmenin etkisi var" Filiz Eczacıbaşı Sarper, İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın 94'ten beri başkanı. "Önemli sanat kurumlarının başında kadın olmasını İzmir'in köklü sanat geçmişine bağlıyorum. Bunda İzmirli kadınların bu kadar aydın yetiştirilmesinin etkisi de var. " "Bu yaz İzmir Festivali'nde Ata'ya Saygı konseri düzenlemeyi planlıyoruz. Atatürk'ün ölümünün 70'inci yılında, 15 Haziran'daki konserde Nevit Kodallı'nın 'Atatürk Oratoryosu', Gürer Aykal şefliğinde seslendirilecek. İzmir Festival Orkestrası ve Korosu oluşturacağız. Kordon'daki Atatürk Müzesi'nin önüne sahne kurup, müzeyi ışıklandırıp, denizden teknelerle ve daha birçok düşünceyle destekleyip coşkulu bir anma gerçekleştirmek istiyoruz."