Pazar Julius Caesar Takvimi

Julius Caesar Takvimi

05.02.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Julius Caesar Takvimi

yural@milliyet.com.tr Öncelikle Alparslan, her güne göre Ay'ın görünümlerini, yani siluetlerini koymuş. Takvime baktığınızda Ay'ın, yılın hangi mevsiminde hangi gününde, nasıl bir biçimde bize gözükeceğini kolaylıkla görebiliyorsunuz. Daha önce de Ay'ın ilginç hallerini bir posterde görmüştüm, ama bir takvim olarak sunulması elbette ilginç. Bir gün, bir kır bahçesinde dolunaya bakarak çay içmek isterseniz, bunu ancak bu takvimle başarabilirsiniz. Ay'ın 365 gün içindeki yüzünü böyle bir takvim sayfasında görebilmek çok güzel. Yine de bu sayısal bilgi, sanki Ay'ın ve yaşamın sonsuzluğunu bir sayısallıkla sınırlandırıyormuş duygusu insanı tedirgin ediyor. "Yoksa her şey bu kadar basit ve sayısal mı?" gibi...* * *Takvimin başka bir ilginç yanı da, öteden beri bizim halkımız arasında da kullanılan yıllık tarım takvimi sayfası. Eskiden çiftçilik ve bahçecilikle geçinen insanların bildiği tek takvim vardı: Tarım takvimi. Bu yazılı bilgiden daha çok, insanların yaşamın içinde deneyimle elde ettikleri bir takvimdi. Hava değişiklikleri, günlük değişkenlikler ve doğanın her yıl belirli dönemlerde mevsim dışı olarak gösterdiği ısı, yağmur, kar, çiy, kırağı, fırtına, rüzgâr gibi hareketlerinin göstergesiydi. Ben de, "Bir Gelenke'nin Günlüğü" adlı kitabımı yazarken tarih ve ay yerine bir tarım takviminden yararlanmış, zaman dilimlerini ona göre ayırmıştım. Doğadan uzaklaşıldıkça unutulup giden tarım takvimi, yediğimiz sebzeler, meyvelerin ağaçları, doğal ortamda beslenen hayvanlar için varlığını hâlâ değişmeden sürdürüyor. Biz kentlere ve apartmanlara saklandık diye, 3. Cemre yine Mart ayının 6'sında toprağa düşmemezlik etmiyor. * * *Takvim, zamanı yıllara, aylara, haftalara, günlere bölerek bize zaman dilimlerini gösteren matematiksel bir cetveldir. İnsanoğlu asırlar boyunca kendine göre takvimler yapmış, ama sonunda bugün dünyamızın her yerinde kullanılan Güneş takvimini kabul etmiştir. Takvimin ilk kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Ama Mısırlıların, Çinlilerin, Yunanlıların, Romalıların bir takvim oluşturduklarını biliyoruz. Bu birbirine benzeyen takvimlerin aralarındaki fark, takvimlerde önemli olan başlangıç gününden kaynaklanıyor: Yunanlılar, MÖ 776'da olimpiyat gününün ilk başlangıcını, Romalılar, MÖ 753'te Roma şehrinin ilk kuruluş gününü, İslam dünyası da Hazreti Muhammet'in MS 622'de Mekke'den Medine'ye göçünü başlangıç tarihi kabul etmiştir. Bugünkü Güneş takvimi, Dünya'nın Güneş'in çevresinde dönüşünü 365 gün 5 saat 48 dakika 36 saniyede tamamlaması gerçeğinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Asıl sayı da, 365.2425 gün olarak kabul edilmiştir. Doğrusunu isterseniz yılbaşı geceleri saat 24.00'te yeni yılı kutladığımızda, aslında her yılı aynı saatte gerçek zamanında kutlamamış olduğumuzu biliyor musunuz? Bilim adamları için önemli bir sayısallık gösteren bu nokta, belki de yeni yılı kutlayanlar için o kadar önemli sayılmıyor. 365 gün kabul edilen bir yıldan geriye kalan 5 saat 48 dakika 46 saniye dört yılda bir toplanıp şubat ayının sonuna eklenir. Şubat ayı 28 yerine 29 gün olur. Bu yüzden 29 Şubat'ta doğduysanız doğum gününüz dört yılda bir kutlanacaktır. Anneler-babalar, özellikle çocuklarının doğumlarını kaydederken hep 28 Şubat'a, ya da 1 Mart'a yazdırırlar. Bu işlem MÖ 46 yılında Roma İmparatoru Julius Caesar döneminde yaşamış olan astronomi bilgini Sosigenos tarafından yapılmıştır. Bu yüzden bu takvime Caesar'ın adından ötürü Julius (Jüliyen) takvimi de denir. Arkadaşım Alparslan Baloğlu'ndan alışılagelmişin dışında bir masa takvimi aldım. Spiralli, iyi kâğıda basılmış, her masada bir örneğini görebileceğiniz basit bir takvim. Ama, hiç sıradan değil. Bugüne kadar gördüklerimizin dışında, farklı bir içeriğe sahip.