Pazar "Kaba Shakespeare"

"Kaba Shakespeare"

08.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Duncan-Jones bugüne kadar Shakespeare hakkında yazılan hiçbir biyografide yer almamış, yazarların girmeye korktuğu konuları işliyor

Kaba Shakespeare

"Kaba Shakespeare"

Duncan-Jones bugüne kadar Shakespeare hakkında yazılan hiçbir biyografide yer almamış, yazarların girmeye korktuğu konuları işliyor

LONDRA

"Ungentle Shakespeare" (Kaba Shakespeare) adlı kitabın yazarı Katherine Duncan-Jones, Shakespeare’in bugüne kadar yazılan biyografilerinde dokunmaya cesaret edilemeyen konuları büyük bir ciddiyet ve bilimsel araştırmacılık anlayışı ile işliyor. Kitabın adı kelimeler üzerinde oynanan bir oyun gibi gelse de Sheakespeare’in "yumuşak huylu, kibar, ılımlı, soylu" olmayan yüzü, eserleriyle alışılmışın dışında anlatılıyor.
Duncan-Jones’un amacı Shakespeare’in hayatını anlatmak veya "Othello", "Romeo-Julyet", "Venedik Taciri" vs. gibi eserlerini tartışmak değil. Makaleler içinde mini makalelerle, yapıtlarda sık sık ele alınan temaları geliştirerek, genelde yazarın kişiliği hakkında cesur ama mantıklı tahminlerle zenginleştirilmiş yargılara varıyor. Shakespeare’in en önemli biyograficisi Nicholas Rowe’un 1709’da, Samuel Schoenbaum’un 1975’te yazamadıklarını bile yazıyor. Böylece "kaba" Shakespeare taşralı ama kendisini centilmen olarak göstermeye çabalayan, yüksek tahsili olmayan bir eski tiyatro oyuncusunun diğer yüzü. Dış görünümünü saklamaya çalışan, çalışkan, gerçekçi, ne pahasına olursa olsun gündemde kalmak için rekabet ve kin dolu, neredeyse vahşi, kendisi gibi zeki ve kabiliyetli birçok yazarla dolu bir ortamda savaş veren akılcı bir yazar o; kariyerini ilerletmek için genelev sahipleriyle, kadın döven, psikopat, narsisist patronlarla düşüp kalkan işbirlikçi bir rakip. Birçok eleştirmenin inandığı gibi yalnızca ilahi bir yaratıcı değil. Bu Shakespeare’in çizmelerinde çamur, dudaklarında mürekkep lekesi, bacaklarının arasında da hep bir titreşim var. Bu adam kadınlardan nefret ediyor ve onları sürekli aldatıyor, fahişelerle düşüp kalkıyor, büyük olasılıkla her iki cinsle de seks yapıyor. Ailesine davranışları Kral Lear’ı Waltonlar gibi gösterecek katılıkta. Babası John ve küçük kızı Judith okuma yazma bilmeden frengiden öldüler.

Kitabın sorduğu önemli bir soru, niçin Shakespeare’in diğer çağdaş Rönesans yazarlarından farklı olarak ele alındığı. Devrinin yazarları Nashe, Green, Drayton gibileriyle arasında olan arkadaşlıklar, kavgalar, rekabet gibi insanlara özgü ilişkiler onun için olağandı. Akademik aptal Ben Jonson’la arasındaki rekabet, Jonson’ın sahneye konulamayan trajedisi "Sejanus"un yayımlanmasından sonra iyice kızışır. Üniversiteye gitmemiştir ama tahsilli gençler arasında çığır açan bir "mentorödur. 1599 senesinde Cambridge Üniversitesi’nde sahneye konan bir piyeste bir talebenin "Oh, tatlı hocam Shakespeare! Mahkeme binasındaki çalışma odama koyacağım resmini!" demesi günümüzde üniversiteli bir gencin sevdiği bir şarkıcının veya aktrisin posterini öğrenci yurdundaki odasının duvarına asması gibi bir şey. Jonson acı ama son güler. Emeklilik hakkını kazanarak daha zengin rakibinden sonra ölmeyi başarır!
Kaba Shakespeare alışılmış tarzda kaleme alınmış bir biyografi değil ama okuyucusundan akademik bilgi ve sağduyu bekleyen ağır bir eser. Şimdiye kadar Shakespeare hayranlarının önüne konan kaynakların çok ötesinde. Diğer uzmanların da yardımı ile I. Elizabeth devri şiir ve tiyatro edebiyatı hakkında tarihle zenginleşmiş geniş bir bilgi hazinesi.
Shakespeare’in hayatını en ince detayına kadar bilmek Kral Lear’ın kişiliğini hazırlayan evcil, güncel ve çağdaş şartları anlamak demek. Mali sorunlar, kanunla olan sürtüşmeler, şahsi kavgalar ve Londra batakhanelerinde kaptığı frenginin ıstırabı hayatının son yıllarındaki trajediyi oluşturuyor. Dehası yaşarken bile görülen adamın trajedisi bu, hayatı boyunca yangın, veba, kaza ve politik çatışmalara tanık olmuş bir adam. Hamile kaldığı için evlendiği karısı Ann Hathaway’e olan kini o kadar derin ki onu hayatı boyunca "ikinci iyi yataköta uyumaya mahkum etti, "en iyi yatak" kendisinin içinde olduğu yataktı tabii.
Vasiyetnamesinde, kütüphanesindeki kitaplarından, kendi eliyle yazdığı eserlerin orijinal kopyaları, mektuplarından hiç bahsedilmiyor. Muhakkak o yaşarken bile çok değerli idiler birçok hayranı için. Büyük olasılıkla, ortağı olduğu Globe Tiyatrosu’nda 1613’te çıkan ve Shakespeare’in hayatını alt üst eden yangında kül olup gittiler.
Shakespeare’i olduğu gibi kabul etmeye hazır olanların severek okuyacağı bir kitap bu.




PAZAR