Pazar Kars’ta üç gün

Kars’ta üç gün

26.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bir grup fotoğrafçı üç günlük Kars turuna çıktık. Buzla kaplı Çıldır Gölü’nde başlayan gezimiz Sarıkamış’ta devam etti ve antik kent Ani’de son buldu. Dolaşırken Kars’ın meşhur kaz etinin ve peynirlerinin tadına bakmayı da unutmadık tabii ki...

Kars’ta üç gün

Milliyet gazetesinde, 14 Aralık 1989’da, birinci sayfada “50 milyarı olan Kars’ı satın alabilir / Satılık Şehir” başlıklı bir haber vardı. Kimliğinin arka yüzündeki il hanesinde benimki gibi Kars yazanlar için bir yıkımdı bu haber. Oysa günümüzde Kars, tarihi, kültürü, doğası ve kış turizmiyle sadece bölgenin değil, Türkiye’nin de parlayan yıldız şehri olma yolunda ilerliyor.
Yıllarca gözden uzak gönülden ırak olan Kars şimdilerde tur şirketlerinin de önemli duraklarından biri. Kars’ın bu canlanışını yerinde görmek için bir grup fotoğrafçı arkadaşımla, Serhat Kalkınma Ajansı’nın davetlisi olarak geçtiğimiz hafta sonu Kars’a gittik.

Kars’ta üç gün


İlk durağımız Çıldır Gölü oldu
Uçakla Kars’a iner inmez hiç vakit kaybetmeden rotamızın ilk durağı olan Çıldır Gölü’ne doğru yola çıktık. Çıldır Gölü doğal sit alanı. Kars ve Ardahan il sınırları içinde yer alıyor. 123 kilometrekarelik alanıyla Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci gölü. Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkının geçim kaynağı. En önemli balık türü ise aynalı sazan. Ancak kuraklık illeti bu bölgede de su seviyesini her geçen gün biraz düşürmüş.
Güneşe rağmen hava çivi gibi, sıcaklık -15 derece. Yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra göl kıyısındaki Akçakale köyüne vardık. Bizi taşıyan minibüs, 50 santim kalınlığında buz tabakasıyla örtülmüş gölün üzerine çıktı. O an gözümün önünden buz kırılma sahnelerinin yaşandığı filmler geçti. Şoför arkadaş “Burası çatlamış, burası kırılmış” dedikçe kafamda kurtulma planları yapmaya başladım. Biz “Dikkat et” dedikçe “Bir şey olmaz” diye cevap vermeyi de ihmal etmiyordu mübarek. Aslında haklıydı çünkü arabalar buzla kaplı gölün üzerinde savrularak adeta yarışıyordu bir yandan. Her yer kar ve buz, her yer fotoğraftı bizim için. Açlığımızı fotoğraflarla bastırıyorduk adeta.

Kar üzerinde ata sporumuz cirit
Ertesi gün sabahın ilk ışıklarıyla beraber Kars sokaklarında dolaşmaya başladık. Bir şehri tanımanın en güzel yolu sokak sokak gezmektir. Kars şehir merkezi, birbirini dik kesen sokaklarıyla ızgara planına sahip. Geniş caddelerdeki iki katlı taş evler, üçer katlı resmi taş binalar zamana meydan okuyor.
Son olarak Kars Kalesi ve Oniki Havariler Kilisesi civarında fotoğraf çektikten sonra Selim ilçesine doğru yola çıktık. Amacımız kar üzerinde yapılacak, ata sporumuz olan cirit müsabakasını izlemek. Kekeç köyüne vardığımızda atını alan ciritçiler meydanda toplanmış ve son hazırlıklarını yapıyordu. Çok sayıda kameranın önünde “malzeme olma” riskini göze alarak, buraya kadar gelmişken bir ata binip kısa bir tur atmayı ihmal etmedim ben de.
Müsabaka başladı, atlar karla kaplı alanda bir o yana bir bu yana hiç durmadan koştu. Biz fotoğraf çekmekten yorulduk ama onlar yorulmadı. Ciritçiler çok ciddiye aldıkları oyunlarına devam ederken biz rotamızı Sarıkamış’a çevirdik.

Sarıkamış’ta kar motoruyla heyecanlı bir tura çıktık
Sarıkamış’a daha önce farklı vesilelerle birkaç kez gitmiştim. Kayak sporuyla uğraşmadığım için pistle ilgili genel bilgileri aktarayım. 2100 rakımlı Sarıkamış yılın büyük bir bölümünde karla kaplı. Kayak sporu için elverişli olan kristal kar Sarıkamış’ta da bulunuyor. Kayak merkezinde 3, 4 ve 5 yıldızlı oteller mevcut.
Önce telesiyejle kayak merkezindeki zirveye çıktık. Buradaki restoranda şömine başında yemeğimizi yedik. Ardından macera başladı. Kar motorlarıyla Karanlık Dere’de tur yapıp fotoğraflar çektik.

Ne yenir? Ne alınır?
Kars deyince akla ilk gelenlerden biri kaz etidir. Hele şimdi tam da zamanı. Şubat sonuna kadar en lezzetli kaz etini yiyebilirsiniz. Biz de Sarıkamış dönüşü akşam kaz eti yemek için Kamer restorana gittik. Önce tek parça olarak pişirilmiş kaz masada gezdiriliyor, daha sonra servis edilmek için mutfağa gidiyor. Parçalanmış kaz eti pilav üstünde sunuluyor. Bu arada uyarayım; eğer yolunuz Kars’a düşer de canınız kaz eti çekerse bir gün önceden sipariş vermeyi unutmayın.
Kars’tan ne alınır? Tabii ki Kars gravyeri ve kaşar. Kars gravyerinin kilosu 35, eski kaşar 17, taze kaşar 15 lira. Türkiye’nin her yerinden sipariş de verebilirsiniz. 1 ile 10 kilo arasındaki siparişleri 13 lira kargo ücreti karşılığında evinize kadar gönderiyorlar.

Haberin Devamı

Kars’ta üç gün

Gölün ortasına vardığımızda köylüler buzda bir delik açarak birkaç gün önce attıkları balık ağlarını çıkarıyordu. Bir yanda da ağlardan çıkan balıklar temizlenip buzların üzerindeki ocakta pişiriliyordu.

Kars’ta üç gün

Eskimoların yaşamını hatırlatan sahneyi iki âşığın çalıp söylediği türküler ısıttı.

Kars’ta üç gün

937 yılında Ermeni Bagratlı Kralı Abbas tarafından yaptırılan 12 Havariler Kilisesi (Kümbet Camii) (soldaki) şehir merkezindeki önemli yapılardan biri...

Ani de yağmacılardan nasibini almış

Kars’taki üçüncü günümüzde rotamız, merkeze 45 kilometre mesafedeki Ani antik kenti. Ani, Türkiye-Ermenistan sınırına yakın, Arpaçay Nehri kenarında yer alıyor. Kuruluşu M.Ö. 350-300 yıllarına dayanıyor. 1064 yılına kadar Bizans’ın yönetiminde kalmış ve bu tarihte Selçukluların eline geçmiş. Türkiye genelindeki ören yerleri gibi burası da yağmacılardan nasibini almış. Karlar altındaki kenti dolaşmaya başladık. Karşı yamaçta Ermenistan askeri kulübeleri görünüyor. Karlar altındaki antik kenttte fotoğraf üstüne fotoğraf çektik. Bir günde gezilecek alanı biz bir saatte gezmeye çalıştık çünkü uçak saatimiz yaklaşıyordu.

Haberin Devamı

Kars’ta üç gün

Ciritçiler birazdan kıran kırana başlayacak olan müsabaka için seyircileri selamlıyor.