Pazar "Kazayı kocam yapsaydı affeder miydim, bilmem"

"Kazayı kocam yapsaydı affeder miydim, bilmem"

14.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ambulansa yol vermek isterken arabasıyla kaza yapan ve iki kızını kaybeden Serpil Erkol "ölüme sebebiyet vermek"ten yargılandı ve iki yıl hapis cezası aldı. Servis hostesliği yaptığı okuldaki işine, velilerin şikayeti üzerine son verilen Erkol şimdi borçlarını ödeyebilmek için pazarda kazak satıyor

Kazayı kocam yapsaydı affeder miydim, bilmem





Genç bir anne. İki minik kızıyla arabaya binmiş, alışverişe giderken, arkasındaki ambulansa yol vermek istiyor. Bir minibüsün sıkıştırması sonucu da aracın kontrolünü kaybediyor ve büyük bir kaza yapıyor. İki kızı olay yerinde hayatını kaybediyor, kendisi ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Sonrası mı? Sonrası pek bilindik değil. Annenin peşi bırakılmıyor ve zaten suçluluk duyan, kendi kendini yiyen genç kadın hakkında "ölüme sebebiyet"ten dava açılıyor.
Herkes şaşkın! Ama yapacak bir şey yok. Yasalar böyle söylüyor. İşte bu hikayenin kahramanının katıldığı bu dava geçen günlerde açıklanan kararla bir sonuca bağlandı. Genç kadın "ölüme sebebiyet" vermekten dört yıl hapis cezası aldı. Mahkeme bunu annenin durumunu göz önüne alarak önce iki yıla indirdi, sonra da
3 milyar 415 milyon lira para cezasına çevirerek tecil etti. Evladının acısı, sonra da yargılanışı, genç kadına kalanlar oldu.
İşte birbirlerine sarılarak hayata tutunmaya çalışan karı-kocanın hikayesi. Serpil Erkol ve eşi Salih Erkol yaşadıklarını anlattı.



Serpil Erkol: Kazadan sonra, hastanede savcıya ifade vereceğimi söylediler. Savcı "Bunun yumuşatılmış bir adı yok. Size celp geldiğinde 'ölüme sebebiyet'ten yargılanacaksınız. Sizin yerinize yakalayabileceğim biri yok. Mahkemeye çıkıp yargılanacaksınız. Mahkemenin sonucu ne olur, bilemiyorum" dedi. Şok geçirdim.


Serpil E.: Bırakın davayı, karakol görmüş insan değildim. Her duruşmada bir kez daha öldüm. Hakimden dört yılı duydum. Sonrasını hatırlamıyorum.

"Çocuklarımın öldüğünü çok sonra öğrendim"


Serpil E.: Başıma ne gelirse çekmek zorundayım diye düşündüm. Ben hiç suç işlemedim hayatımda. Orada gasptan, adam yaralamadan girmiş birileri olacaktı. Orada ne yaparım diye düşündüm.


Serpil E.: Borç harç ödeyecektik. Başka ne yapalım?


Serpil E.: Kızımı yeni okuluna kayıt yaptırmaya gitmiştik. Sonra da alışverişe gitmek istedik. Arkamda ambulansı görünce yol vermeye çalıştım. Ama beyaz renkli bir minibüs beni sıkıştırınca kontrolümü kaybettim. Sonrasını hatırlamıyorum.
Salih Erkol: O gün telefonum ısrarla çaldı. Karşıma bir adam çıktı. "Eşin kaza yaptı" dedi. Hastaneye gittim. Eşimi ameliyata alacaklardı. Sonra birden aklım başıma geldi. "Çocuklar nerede?" dedim. Doktor beni odaya çekti. "Bu durum nasıl söylenir bilmiyorum. Çocuğun öldü" dedi pat diye. "Hangisi?" dedim. "Büyüğü" dedi. Küçüğü yine aklıma gelmiyor. Morga indik. O ara ufaklık geldi aklıma. "O nerede?" dedim. Onu da kaybetmişiz. O zaman, "İkisini yan yana getirin" dedim.
Serpil E.: Bana büyüğün ayağı, küçüğün kolu kırık dediler. Çok sonra öğrendim.


Serpil E.: Keşke dava bitmeden ortaya çıksaydı. Ama onu asla affetmem. Affetmeyeceğim de.


Serpil E.: Herhalde ben dünyaya anne olmak için gelmişim. O kadar çok şey yaşadım. Yine de içimde engelleyemediğim bir anne olma isteği var. Belki de hayata meydan okuyorum. Belki de hayata tutunmamız için yeni bir çocuğa sahip olmamız gerek. Üç aydır ciddi olarak düşünüyoruz. Ama borçlarımızı ödeyip yeni bir çocuk sahibi olmamız için hesaplarımıza göre en az üç yıl daha çalışmamız gerek.

"Kocam beni çok şaşırttı, bir kere bile suçlamadı"


Serpil E.: Bu olay başımıza gelmeden önce "Salih böyle davranır mı?" diye sorsalar, herhalde inanamazdım. Çünkü çok ağır kanlı, keyfine düşkün biridir. Aynı kazayı kocam yaşasaydı ben onu suçlamaktan kendimi alabilir, bu kadar iyi yaklaşabilir miydim bilmiyorum. Herhalde yapamazdım. Belki annelik içgüdüsü. Ona minnettarım.
Salih E.: Karıma demişler ki, "Öyle bir olaydan sonra kocan seni boşamadı. Çok şanslısın." Ben karımdan nasıl vazgeçeyim?


Salih E.: Aklımdan bile geçmedi. Zaten suçlasaydım, hastanede bırakır giderdim.


Serpil E.: Bazen ona soruyorum, "Çocuklarımızı öldürdüğüm için bana kızıyor musun? Suçlasan bile çok haklısın. Gün gelir özlem duyarsın, o zaman dersin" diyorum. Ama şu ana kadar tek bir laf etmedi. "Sen ne yaptın?" diyebilirdi.


Serpil E.: Ben çocuğumun ölümüne sebebiyet verdiğim için yargılandım ama dokunulmazlığı olduğu için ona dava açılmadı. Belki de yargılansaydı, cezası belli olsaydı vicdanı daha rahat ederdi. Kendini suçlamaktan vazgeçerdi. Bunları düşündüm.
"Balkan kardeşlerin annesi aradı, acımızı paylaştı"


Serpil E.: Dava beni vicdanen rahatlattı. Hesap soruldu. Ben de hesabımı verdim.


Serpil E.: En azından sorsalar, açıklama şansınız oluyor. Kimse sormayınca kendinizi suçlamaya başlıyorsunuz, anlatamıyorsunuz.


Serpil E.: Balkan kardeşlerin annesi Nuriye Balkan olaydan sonra bizi aradı. Susurluk'ta tecavüze uğrayıp öldürülen kız çocuğun annesi de aradı. Televizyonda duyunca benimle konuşmak istemişler. Nuriye hanım daha çok dine yönelerek rahatlamış. "Sen ne yaptın, nasıl yenebildin?" diye sordu. Aramaları beni çok mutlu etti. Acılar paylaşıldıkça azalıyor.


Serpil E.: Çok mutlu oluyordum ama "Bu ruh halindeki biri nasıl çocuklara bakar?" diye şikayet gelince işime son verildi. Çok üzüldüm. Belki açık açık bunun için çıkarıldığımı söylemeselerdi kırılmazdım. Bu artık benim sicilime işlendi. Ölüme sebebiyet vermekten iki yıl hapis cezası yemiş görünüyorum. İş başvurusu yaptığımda bu olayı hep anlatmam gerekecek.
Salih E.: Eşime bir meşgale bulduk. Bir nakliye firmasında bilgisayar teknisyeniyim. Cumartesileri buradaki pazarda eşimle kazak satıyoruz. Utanmıyoruz. En azından borcumuzu öderiz.
Serpil E.: Pazarda ben çalışacaktım ama Salih de geliyor. Ördüğüm kazak, şal gibi şeyleri de tezgahta satıyorum.

"Bizim nişanlılığımız da hastanelerde geçmişti"
"Salih beni isteyen 25'inci kişiydi. Ev kızının kaderi nedir? Evde oturur, evlenmeyi bekler. Bütün nişanlılığımız da hastanelerde geçmişti. Annesi altı ay hastanede yattı. Orada buluşuyorduk. Sonra evlendik.
Aslında ben dört kez hamile kaldım. Bir bebeğim 6,5 aylık hamileyken doğdu. Sadece dokuz gün yaşadı. Onu hiç görmedim, o erkekti. Bir defasında da 2,5 aylık hamileyken düşük yaptım. Hamileliklerim çok zor geçmesine rağmen kızım kardeşsiz olmasın diye küçük olanı da doğurdum."