Pazar “Kendini toparla, elin kızı acımıyor!”

“Kendini toparla, elin kızı acımıyor!”

03.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sırbistan’daki Balkan Şampiyonası’nda 34 kiloda güreşerek altın madalya kazanan Aysu Paralı: “Güreşirken kendime ‘Bu maçı almalıyım. Bu maç benim hayatım. Kendini toparla, elin kızı acımıyor’ diyorum”

“Kendini toparla, elin kızı acımıyor”

Uşak’ın Eşme ilçesinde yaşayan 14 yaşındaki Aysu Paralı, 9-13 Aralık tarihleri arasında Sırbistan’da düzenlenen 14-15 Yaş Minik Bayan Balkan Şampiyonası’nda 34 kiloda güreşerek altın madalya kazandı. Çiftçilik ve çobanlık yapan ailesine yardım eden, koyunları güden Paralı ile görüşmeye Eşme’ye giderken güreşe başlama hikayesini merak ediyordum. Başka ne hikayeleri varmış meğer... Şampiyonluğu, Eşme’deki hayatı diye sohbete başladık, annesi Gülay Paralı’yı da yanımıza alıp tarlada koyunlarla ve köpekleriyle bulduk kendimizi... Çobanlığı, ailesini konuştuk; gelecek planlarını ve yapmak istediklerini anlattı, bir yandan da sporcu disipliniyle aklı akşamki antrenmanındaydı...

Haberin Devamı

-Kaç yaşındasın, ailenden bahseder misin biraz?

2001 doğumluyum, Eşme Galip Çetin Ortaokulu 8’inci sınıfa gidiyorum. 18 yaşında bir abim var. Ailem çiftçilikle uğraşıyor. Tarlalarımız var; hayvanlar için arpa, buğday ekiyorlar ve çobanlık yapıyorlar.

-Sen de onlara koyun otlatırken yardım ediyorsun galiba?

Kendimi bildim bileli aileme yardım ediyorum. Ama bu aralar pek edemiyorum, derslerim, antrenmanlarım falan...

“Kendini toparla, elin kızı acımıyor”


Paralı Sırbistan’da kazandığı altın madalyasıyla...

Erkeklerle futbol oynarken keşfedildi

-Güreşe nasıl, ne zaman başladın?

İki sene önce okulda beden dersinde koşu olacaktı. Çim sahada beklerken arkadaşlar top getirmiş, erkeklerle futbol oynuyordum. Şu anki antrenörüm İsmail Bingöl geldi, “Güreş yapar mısın kızım?” dedi. “Yaparım hocam, neden yapmayayım” dedim. Orada o gün başladım.

Haberin Devamı

-Güreş deyince ilk anda “erkek sporu” gibi geliyor akla. “Acaba yapsam mı?” dedin mi, ailene sordun mu?

Sordum “Anne” dedim, “Ben güreşe gideceğim.” Annem ilk başta göndermiyor gibi bir şey oldu. Sonra komşularımız geldi, “Gitsin” dediler, annemle konuştular. Annem de izin verdi, şimdi en büyük destekçim annem. İlk başta istekli başladım, o istekle hâlâ devam ediyorum.

-Ne sıklıkta yapıyorsunuz antrenmanları? Nasıl geçiyor?

2-2.5 saat antrenman oluyor haftada altı gün. İlk 15-20 dakika ısınma; iki saat kadar da teknik, hızlı teknik, teknik güreş, kondisyon çalışıyoruz. Dokuz kızız antrenmanda, en büyükleri benim. En tecrübeli de benim.

“Kendini toparla, elin kızı acımıyor”
-Milli takıma nasıl seçildin?

Bolu’da 32 kiloda güreştim, şampiyon olmuştum. Zaten şampiyon olduğum için Balkan seçmesine gitmeye hak kazandım. Kasım ayının 29’unda milli takım Balkan seçmesi yapılacaktı. Ankara’da kampa girdik, orada 34 kilo olduğum için 34 kilo seçmesine girdim ve milli takıma girmeye, Balkan’a gitmeye hak kazandım.

-Balkan Şampiyonası için Sırbistan’a gittiniz, orada altın madalya kazandın. Oradaki ortamı, yaşadıklarınızı anlatır mısın biraz?

Ortam çok güzeldi, antrenörlerimiz “Şu teknikleri, şunları yaparsanız daha iyi olur” diye bireysel olarak bizle çok ilgilendiler. Yabancı güreşçilerle de güreştim. Dillerini anlamadığımız için “şu çocuk iyi güreşiyor, şu kötü” diye kendi aramızda konuştuk. Dillerinden hiçbir şey anlamıyordum, hep köşemdeki antrenörlerime baktım, onları dinledim ve kazandım. İlk uluslararası maçımdı. Geçen sene İstanbul’a geldim kamp için, öncesinde de İzmir’e gitmiştim, Türkiye dışına çıkmamıştım hiç. Küçük, güzel bir yer Sırbistan.

Haberin Devamı

“Kazandım; antrenörümün elini öptüm, sarıldım”

-Neler hissettin kazandığın ilan edildiğinde? Bekliyor muydun?

İsmim söylendi, İstiklal Marşı’nı okuduk. Çok mutlu oldum. İddialı gittim, hep de iddialıyım. Antrenörüm benden bekliyordu. Yenilince “Olur, daha yeni öğrendiniz bu tekniği, sen maçta yenersin” diye moral veriyor. “Aysu, kendini toparla, elin kızı acımıyor” diyor. Ben de kendime öyle diyorum. Maça çıktığımda “Bu maçı almalıyım, bu maç benim hayatım” diyorum.

-Kazandıktan sonra ne yaptın o an, hemen anneni, babanı mı aradın?

Haberin Devamı

Kazandım, köşedeki antrenörümün elini öptüm, sarıldım. Telefonla annemleri arayacakken bir düşündüm acaba yenildim mi desem, yendim mi desem... Şaka yapmayayım, söyleyeyim yendiğimi dedim. Anneme demiştim “Anne yendim, bir tek sana söylüyorum bak”. Sonra zaten duymayan kalmamış.

-Kendi kendine “Okulda ne hava atarım” demedin mi?

Dedim, “Çok havam artar” dedim. Sınıfa girdim, dersin ortasındaydı öğretmenim, dersi bıraktı benimle ilgilendiler, “Oo Aysu gelmiş” dediler, alkışladılar. Omuzlarına alıp gezdireceklerdi okulda, yaptırmadım.

-Şimdi önünde hangi maç var ilk olarak?

22 Ocak’ta Isparta’da yıldızlar maçım var. Yıldızlar 38 kiloda başladığı için orada 38’de güreşeceğim. Yıldızları kazanırsam sonra Avrupa’ya hazırlık için 1-1.5 hafta sürecek kamp var. Birkaç tane kamp oluyor uluslararası olduğu için.

-Çok az zaman kalmış maça,
daha ağırlaştı mı antrenmanlar? Hedefin ne sonrası için?

Bir-iki ay kala daha iyi güçlenelim diye biraz antrenmanların dozunu artırıyoruz. Lastik antrenmanları, ip atlamalar, halat çırpmalar falan artıyor. Yaşım tutarsa 2020’de Dünya Şampiyonası’na gitmek istiyorum. Seneye de Avrupa var Allah izin verirse.

Haberin Devamı

“En çok çikolatayemeyi özlüyorum”

-Bir de bu kilo alma, o kiloda sabit kalma durumu var... Onun için neler yapıyorsun?

Şu an tam 38’im, korumaya çalışıyorum kilomu. Ekmek kesinlikle yemiyorum. Yumurta, yarım bardak ballı ya da pekmezli süt, peynir, sebze yiyorum kahvaltıda. Kilo alacağım zaman abur cubur yiyorum. Kızartmayı ve çikolatayı çok seviyorum. Kilomu korurken yiyemiyorum, en çok çikolata yemeyi özlüyorum.

-Arkadaşların nasıl tepkiler veriyor, görüşebiliyor musunuz antrenmanlar, maçlar...

Arkadaşlarım her zaman arkamdaydı, destek oldular, “Sen yaparsın, sen güçlüsün, sana güveniyoruz” falan diye. Çok iyi tepkiler aldım. Sadece okulda, öğle aralarında görüşebiliyoruz. Okul çıkışı antrenman oluyor, ben antrenman aksatamam onlar için ama...

-“Güreş ne alaka?” demediler mi?

Dediler. Voleybol oynayan bir arkadaş vardı “Neden güreşe gidiyon?” dedi, “Sen neden voleybola gidiyon” dedim. Bir şey diyemedi. Daha önce
koşu da yaptım ama en çok güreşi seviyorum.

-Güreşçisin sonuçta, korkuyorlardır seni kızdırmaya şimdi döversin diye...

“Kızdan güreşçi mi olur?” demişti bir çocuk, “Bak çocuk benimle uğraşma, seni döverim” demiştim şakasına, bir daha da bulaşmadı kimse. Yok ama öyle bir şey, beni sever arkadaşlarım.

-Okulun, derslerin nasıl gidiyor?

Öğretmenlerle aram çok iyi. En sevdiğim ders matematik ve İngilizce. Ders konusunda biraz geri kalmıştım Balkan Şampiyonası zamanı, bana çok yardımcı oldular, ek ders verdiler.

-Koyunlarla ne zaman ilgilenebiliyorsun bu yoğunlukta?

Hafta sonları. Babamın işleri oluyor, işlerini halledesiye kadar ben bakıyorum koyunlara. Koyunlar otlarken ben başlarında oturuyorum başka bir yerlere gitmesinler diye. Hayvanları çok severim zaten.

-Zor olmuyor mu okul, antrenmanlar bir yandan çobanlık?

Oluyor ama başarıya giden yolda zorluk çekmek kötü değildir.

Anne Gülay Paralı:“Okuyun, siz kurtulun, hayvancılığı başkaları yapsın”

-Başta sıcak bakmamışsınız Aysu’nun güreşmesine, ne değişti sonra?

Etrafımdakiler “Kızdan güreşçi mi olur?” dediler. Başta bir ay gittikten sonra bırakmıştı Aysu, küçüktü, evimiz spor salonuna uzak, dışarıda. Ben de “Gitme kızım, otur” demiştim. Hocası geldi arkasından, “Gülay abla niye göndermiyorsun?” dedi. “Gitme demedim, çocuğa uzak geldi” deyince “Çocukta yetenek, başarı var, gönderin” dedi. Ben de Aysu’ya “Gideceksin, bırakmayacaksın” dedim. Eşimle beraber çobanlık yapıyoruz. “Benim annem babam da hayvanla uğraşıyor, ben bıktım bu hayvanlardan, siz gidin bir yerden ekmeğinizi kurtarın, kurtulun bu hayvanlardan” dedim. Burada çobanlık, hayvancılık yapsın istemiyorum iki çocuğum. Dedim “Okuyun, siz kurtulun, hayvancılığı biraz da başkaları yapsın.”

-Size de yardım ediyormuş Aysu...

Çok azimlidir. Küçüklüğünden beri yardım ediyor. Sen bırak koyunları ona, yalnız başına güder, hiçbir yere salmaz. Yemek yapar, koyun sağar...

-Aysu Balkan Şampiyonası’nda altın madalya kazanınca ne hissettiniz?

Çok gururlandırdı bizi. Hiç aklıma gelmemişti, yaşayınca çok mutlu oldum. Hocası da “Sıkıntı yapma, yener” demişti.

“Güreş antrenörü ya da beden öğretmeni olmak istiyorum”

-Güreş ve dersler haricinde neler yapıyorsun?

Telefon başında vakit geçiririm. Arkadaşlarımla konuşuyorum, şeker oyunu oynuyorum. Koyunların başında otururken müzik dinliyorum. The Vamps, R5 gibi İngilizce pop, rock müzik dinliyorum.

-Şimdi liseye gideceksin, sonra ne okumak, ne olmak istiyorsun ileride?

Nisanda sınav var Anadolu Lisesi için, ders çalışıyorum ona. Antrenmandan gelince çalışıyorum, antrenörümden izin isteyince “Tamam kızım, dersine çalış” diyor. Spor lisesi değil, Anadolu Lisesi istiyorum antrenmanlara devam etmek için.

-Güreş ne ifade ediyor senin için?

Hayatımda en yukarıda güreş, çok önemli benim için şu an. Spor akademisinde de devam edeceğim, sonra güreş antrenörü ya da beden öğretmeni olmak istiyorum.