12.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Bünyamin AYGÜN / Şimdiki zamanın hikayesi / baygun@milliyet.com.tr
Bu mezrada hayat hiç kolay değil. Muş’un Varto ilçesine bağlı Kalecik köyü mezrasında yol olmadığı için hastalar kızakla taşınıyor. Kan kanserli Fatma Özçelik yaz kış demeden ilkel şartlarda hastanelere taşınan mezra hastalarından sadece biri. Türkçe bilmediği için iletişim kuramadığımız 64 yaşındaki Özçelik’in tek bir isteği var; mezranın ilçeye giden yola bağlanması için 2 kilometre yol yapılması.
Bir Çarşı klasiği
Beşiktaş’ın dünyaca ünlü taraftar topluluğu Çarşı, her ne koşulda olursa olsun takımını yalnız bırakmıyor. Her maç öncesi Beşiktaş’taki Kartal heykeli önünde toplanan taraftarlar, ellerine aldıkları meşalelerle tezahürat yapıyor, takımlarının marşını hep bir ağızdan söylüyor ve Beşiktaş’ı adeta karnaval yerine döndürüyor.
En kısa yaşam
Rengarenk çiçekler arasında uçuşan bir kelebeğin duruşunda gizlenmiş bu kez bahar... Siyah benekleri ve kıvrımlı çizgileriyle doğanın zarifliğini, inceliğini gösteriyor bu kelebek sanki. Baharın gelişini müjdeleyen doğa, kelebeklerin kozalarından çıkıp 24 saate sığdırılmış bir ömre merhaba demelerinin de buruk hüznünü yaşatıyor aynı zamanda. Milliyet Gazetesi Antalya Bölge Temsilcisi Oktay Pirim’in objektifine takılan bu tüylü kelebek doğanın güzelliğini bize nasıl da cömertçe sunduğunu kanıtlıyor.
Korku dolu bakışlar
Yerkabuğunun bir anlık hiddeti bizi bir kez daha korkuttu. Geçtiğimiz hafta Çanakkale art arda meydana gelen depremlerle sarsıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı personel, köylerde depremden etkilenen vatandaşlara psikolojik destek hizmeti vermeye başladı. Depremin en çok hissedildiği yerlerden Ayvacık ilçesine bağlı Yukarıköy’de evi yıkılan İbrahim Polat, torunu Gamze ile yıkılan evinden geriye kalanlara işte bu gözlerle bakıyor.
Halitağa’nın klarnetçisi
Sözleri değil bizi hem hüzünlendiren hem de şenlendiren; nefesleri... Onlar şehrin keşmekeşi içinde insanlara nefes olan klarnetçiler... Onlar sokakların nefes aldıran müzisyenleri... Kadıköy Halitağa Caddesinde oturduğu bir bankta, ruhumuza dokunan bu klarnetçi notalarının peşinde bizi hem hüzne boğuyor hem de şenlendiriyor.
“Parayı el, dumanı yel alır”
Bırakmasından daha çok bırakmaya karar vermesi zor sigarayla yıllardır mücadele ediliyor. Kapalı alanlarda içilmesi yasaklanıyor, sigarayı teşvik edici kampanyalarla koruyucu tedbirler getiriliyor. Bu mücadelenin geçmişi eskiye dayanıyor. Milliyet arşivinden aldığımız, bizi bundan tam 31 yıl önceye götüren fotoğrafın hikayesi oldukça ilginç: Uşak’a bağlı Bölme köyü halkı, ihtiyar heyetinin aldığı kararla hem devlet ricalinin çağrısına uymak hem de sağlığını korumak amacıyla toplu olarak sigarayı bırakmış ve köye sigara içenlerin girmesini, misafir edilmesini yasaklarken, “Parayı el alır, dumanı yel alır, derdi sana kalır” sloganı da köyün parolası olmuş.
Balıkçıl bekçiler
Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız martı görmeden bir gün bile geçirmezsiniz. Başlıca besin kaynakları olan denizden uzaklaşmayan beyaz avcıların çığlıkları İstanbul semalarından eksik olmaz. Karaköy iskelesindeki balıkçı teknesinin üzerine tüneyen iki martı, belli ki etrafta uygun av araştırıyor. Ancak dalgalanan Türk bayrağının hemen önündeki bu duruşları onların ay yıldızlı bayrak için nöbet tuttuğu izlenimini veriyor.
Kula’nın eskiye açılan sokakları
Mavinin, pembenin, sarının binbir tonu Kula’nın dar sokaklarındaki eskimiş cumbalı evlerin duvarlarında hayat buluyor. Bu sokaklar, bazen kendinizi bir labirentin içinde hissettiriyor bazen de zaman tünelinde geçmişe doğru yolculuk ettiğinizi düşündürüyor. Manisa’nın Kula ilçesindeki tek katlı evlerin çevrelediği dar sokaklarda yürümek insana huzur veriyor.